bir gun sayet camsiz cercevesiz penceresiz
bir gun ben, cadir bezi bir perdeden
gunlerin toz-toprak sarkisini cirparken
canevimin onunden gecersen,
bir gun sayet boynumda yem torbasi hayallerim asili
bir gun sayet samancopu bir sokak dislerim arasinda
canevinin onunden gecersem
anlatirim nasil nerde
bir ulu cinara takili bir kuyruklu yildiz
bir yesil telasta cirpinan isigimiz
anlatirim nasil nerde...
sonra egilir kulagina derim: bekle
cocukken kacirdigim ucurtma donsun gelsin
hele carpsin bu cerci yuku sehirlere,
hele urksun fincanci katirlari!
(bkz: can yucel)
ikimizin arasında
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?