idama giden bir mahkumun ruh hali

imralıda yatan pislik herifin yaşamasını istediğim durum

deniz gezmiş icin cok farklı olmustur bu durum.
hoscakal yarın filminde de bu sahneler cok guzel işlenmiştir.
hucresinde idam saatini beklerken bir generalin gelip "deniz iyi misin? rahat mısın?" diye sorması, buna deniz gezmişin "ben cok rahatım, peki siz de benim kadar rahat mısınız?" diye cevap vermesi, akabinde boynuna ip gecirilirken yuzunde gulumseme ile boynunu ipe sokması beni cok etkilemiştir.
ali bulent orkan’ın idamı da buna benzer sahneler icermektedir. benim tabureme siz tekme atamazsınız diyerek kendi taburesine kendisi tekme atmıstır.

ismin den halidir.

victor hugo’nun "bir idam mahkumunun son gunu" adlı eserinde olaganustu bir sekilde tasvir ettigi durumdur. insana kendisinin de o duruma gelmemesi icin gerceklestirdigi edimleri sorgulatır.

o an herşey unutulur, tek bir noktaya odaklanır.ölümün soğukluğu çok sert bir şekilde hissettirir kendini.

(bkz: evlenmek üzere olan bir adamın ruh hali)

adnan menderes bu ruh halinde iken çekilen görüntüleri bize bu duygu durumunu mahkumun yüzü üzerinden tanımlamaktadır.

endi$e, ter, üzüntü, panik ve sararmı$ bir yüz. ölüm korkusu.

(bkz: victor hugo)
(bkz: bir idam mahkumunun son gunu)

(bkz: sictik)

dancer in the dark filminde oldukça güzel işlenmiş durumdur.