" gözü 'daha yükseklerde bir yerde' olan herkes günün birinde gözünün kararabileceğini hesaba katmalıdır. nedir göz kararması? düşme korkusu mu? peki ama gözetleme kulesinin sapasağlam tırabzanları da olsa bu korkuya kapılırız; neden? yok, göz kararması düşme korkusundan farklı bir şey. bizi çağıran, bizi kışkırtan, altımızdaki boşluğun sesidir göz kararması; düşme arzusudur, bu arzunun karşısında dehşete kapılır, kendimizi korumaya çalışırız. " diye buyruk etmiş milan kundera varolmanın dayanılmaz hafifliği'nde, bence biraz daha farklı;
gözlerin kararması, birşeylerin cana tak etmesidir. önünde duran trabzanların önemi yoktur, o balkonu kapı dışında bir yerden terketmektir gözlerin kararması, ya kanatlanıp uçacaksındır, ya da onlarca metre yükseklikten yere çarpacak. trabzanlı arkanda bıraktığın saniye içini titretmeyendir gözlerin kararması. belki de hayatta ilk defa büyük bir şeye cesaret edişindir. ne düşmek umrundadır ne de uçmak, yalnızca o adımı atabilmektir gözlerin kararması.
gözlerin kararması
ani ayağa kalkma halinde - sigara da kullanıyorsanız- sıkça yaşanan durum. bir baş dönmesi eşlik eder daha sonra ya düzelirsiniz ya da bayılırsınız.
bayılmadan önceki evredir.hemen tutunacak bir yer bulmak lazım.
tansiyonun oynaması halinde vuku bulan bi olaydır. muhtemelen, göz damarlarındaki basınç değişikliğinden kaynaklanmaktadır. etrafı net göremez kişi. gözlerde acıma, yanma hissi olur. ışıklı bi bölgeye çok bakıldığında da karşılaşılabilinen bi durumdur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?