bugun istanbulda cilgin atan doga olayi.
http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/galeridetay.aspx?cid=62935&rid=4369&p=1
gökkuşağı
adanada bir eğlence merkezi.
benim objektifimden şöyle görünür:
http://m.yollayap.com/b94/69094669.jpg
http://m.yollayap.com/b94/69094669.jpg
alkım.
lezbiyenler derneğinin adı.
bugun istanbulun hemen her tarafindan gorulebilen $ahane doga olayi. negzel bi$i o be.
gökkuşakları; ışık ışınlarının yağmur damlaları ve sis tanecikleri tarafından kırılması, yansıtılması ve dağıtılması ile meydana gelir. büyük damlaların meydana getirdiği kuşaklar en parlak ve renk ayrılması en belirgin olanlarıdır. küçük yağmur damlalarının meydana getirdiği kuşaklar ise daha zayıf daha geniş olurlar. bunun en tipik örneği sis kuşağı olarak da isimlendirilen ve sis bulutu veya buğusu tarafından meydana getirilen beyaz kuşaklardır.
çocukken altından geçtiğimde bütün dileklerimin gerçekleşeceğine inandığım, bu yüzden salakça "altından geçelim, altından geçelim" diye tutturduğum hede.
kırmızı, mavi, yeşil, cyan, magenta ve sarı olmak üzere altı renkten meydana gelen ışık olayıdır. benzeri beyaz ışığın bir prizma yardımıyla kırılmasıyla oluşturulabilir. kırmızı, mavi ve yeşil optik ana renkler; magenta, cyan ve sarı ise optik ara renklerdir.
rengarenk bilgic adayımız hosgelmis.
yeni bir bilgiç adayıdır kendileri.hoşgelmişler
gökkuşağının sonu yoktur. gökkuşağı aslında tam bir çember biçimindedir. ancak insanlar sınırlı bir uzaklığı, yani ufka kadar olan uzaklığı görebildiği için ancak bu çemberin sınırlı bir bölümünü görebilir.
konya selçuk üniversitesi öğrencilerinin genellikle takıldığı yer.burada genelde kızlarla yeni yeni iletişime geçmeye çalışan erkekler eğitilir.
selçuk üniversitesi kampüsünde bulunan alış veriş yemek eğlence ve kız tavlama merkezi.
hikayesi:
dünyanın bütün renkleri bir araya toplanmışlar ve hangi rengin en önemli en özel olduğunu tartışmaya başlamışlar:
yeşil söze başlamış: elbette ben en önemli rengim. ben yaşamın ve umudun rengiyim! çimenler, yapraklar, ağaçlar için seçilmişim. yeryüzüne şöyle bir bakın, her taraf benim rengimle kaplı...
mavi oradan atılmış: sen sadece yeryüzünün rengisin, ya ben? ben hem denizin hem gökyüzünün rengiyim. gökyüzündeki mavi insanlara huzur verir ve huzur olmadan da siz hiçbir şey yapamazsınız!
sarı söze karışmış: siz dalga mı geçtiğinizi sanıyorsunuz? ben güneşin rengiyim, bu dünyaya sıcaklık verenim. ben olmasan hepiniz soğuktan donardınız!...
turuncu onun sözünü kesmiş: ya ben?? ben direncin ve sağlığın rengiyim. insanın yaşaması için gerekli vitaminler benim rengimde bulunur. portakalı, havucu düşünün. pek ortalarda görünmeyebilirim ama güneş doğarken ve batarken gökyüzüne o güzelim rengi veren benim unutmayın!..
kırmızı dayanamayıp söze almış: ben hepinizden üstünüm!! ben kan rengindeyim!! kan olmadan yaşam olur mu? hem ben cesaret ve tehlikenin rengiyim!! savaş ve ateş rengindeyim!! aşk ve tutku benimledir!!! bensiz bu dünya bomboş kalırdı!..
mor ayağa kalkmış: hepinizden üstün olan benim! ben gücün ve asaletin rengiyim. bütün liderler ve krallar beni seçmişler. otorite ve bilgeliğin rengi benim. insanlar beni sorgulamaz. onun yerine dinler ve itaat ederler.
ve bütün renkler bir ağızdan konuşmaya devam edip kavgaya tutuşmuşlar. her biri diğerini itip kakıyor ve; en üstün benim... diyormuş.
derken bir anda şimşekler çakmaya başlamış ve yağmur damlaları gökten inmeye başlamış... bütün renkler neye uğradıklarını şaşırıp korkuyla birbirlerine sarılmış. ve yağmur un sesi duyulmuş...
sizi aptal renkler... bu kavganızın anlamı ne? bu üstünlük kavganız neden? siz bilmiyor musunuz ki her biriniz farklı bir görev için yaratıldınız, birbirinizden farklısınız ve her biriniz çok özelsiniz... haydi, şimdi el ele tutuşup bana gelin!.. renkler bu sözlerden çok utanmışlar. el ele tutuşup gökyüzüne doğru havalanmışlar ve bir yay şeklinde oraya yerleşmişler. yağmur; bundan sonra her yağmur yağdığında siz birleşip bir renk cümbüşü olarak gökyüzünden yeryüzüne doğru uzanacaksınız. insanlar sizi gördükçe huzur duyacaki güç bulacaklar. insanlara yarınlar için bir umut olacaksınız... gökyüzünü bir kuşak gibi saracaksınız ve size gökkuşaği diyecekler. anlaştık mı? bu yüzden ne zaman dünyamızı yağmur yıkasa ardından gökkuşağı belirir. biz de gökkuşağındaki o renkler gibi birbirimizden farklı ve hepimiz çok özeliz. bunun farkında olmalı ve uyum içinde yaşamalıyız...
dünyanın bütün renkleri bir araya toplanmışlar ve hangi rengin en önemli en özel olduğunu tartışmaya başlamışlar:
yeşil söze başlamış: elbette ben en önemli rengim. ben yaşamın ve umudun rengiyim! çimenler, yapraklar, ağaçlar için seçilmişim. yeryüzüne şöyle bir bakın, her taraf benim rengimle kaplı...
mavi oradan atılmış: sen sadece yeryüzünün rengisin, ya ben? ben hem denizin hem gökyüzünün rengiyim. gökyüzündeki mavi insanlara huzur verir ve huzur olmadan da siz hiçbir şey yapamazsınız!
sarı söze karışmış: siz dalga mı geçtiğinizi sanıyorsunuz? ben güneşin rengiyim, bu dünyaya sıcaklık verenim. ben olmasan hepiniz soğuktan donardınız!...
turuncu onun sözünü kesmiş: ya ben?? ben direncin ve sağlığın rengiyim. insanın yaşaması için gerekli vitaminler benim rengimde bulunur. portakalı, havucu düşünün. pek ortalarda görünmeyebilirim ama güneş doğarken ve batarken gökyüzüne o güzelim rengi veren benim unutmayın!..
kırmızı dayanamayıp söze almış: ben hepinizden üstünüm!! ben kan rengindeyim!! kan olmadan yaşam olur mu? hem ben cesaret ve tehlikenin rengiyim!! savaş ve ateş rengindeyim!! aşk ve tutku benimledir!!! bensiz bu dünya bomboş kalırdı!..
mor ayağa kalkmış: hepinizden üstün olan benim! ben gücün ve asaletin rengiyim. bütün liderler ve krallar beni seçmişler. otorite ve bilgeliğin rengi benim. insanlar beni sorgulamaz. onun yerine dinler ve itaat ederler.
ve bütün renkler bir ağızdan konuşmaya devam edip kavgaya tutuşmuşlar. her biri diğerini itip kakıyor ve; en üstün benim... diyormuş.
derken bir anda şimşekler çakmaya başlamış ve yağmur damlaları gökten inmeye başlamış... bütün renkler neye uğradıklarını şaşırıp korkuyla birbirlerine sarılmış. ve yağmur un sesi duyulmuş...
sizi aptal renkler... bu kavganızın anlamı ne? bu üstünlük kavganız neden? siz bilmiyor musunuz ki her biriniz farklı bir görev için yaratıldınız, birbirinizden farklısınız ve her biriniz çok özelsiniz... haydi, şimdi el ele tutuşup bana gelin!.. renkler bu sözlerden çok utanmışlar. el ele tutuşup gökyüzüne doğru havalanmışlar ve bir yay şeklinde oraya yerleşmişler. yağmur; bundan sonra her yağmur yağdığında siz birleşip bir renk cümbüşü olarak gökyüzünden yeryüzüne doğru uzanacaksınız. insanlar sizi gördükçe huzur duyacaki güç bulacaklar. insanlara yarınlar için bir umut olacaksınız... gökyüzünü bir kuşak gibi saracaksınız ve size gökkuşaği diyecekler. anlaştık mı? bu yüzden ne zaman dünyamızı yağmur yıkasa ardından gökkuşağı belirir. biz de gökkuşağındaki o renkler gibi birbirimizden farklı ve hepimiz çok özeliz. bunun farkında olmalı ve uyum içinde yaşamalıyız...
göksel yanlarin bir şiiri...
nisanın yağdığı bir gündü
insanların ağladığı,
yağmurların gökkuşaksız kaldığı bir gündü
hayatın rengini yitirişi.
tozpembe değildi artık hiçbir şey,
ilk ekranlar gibi siyah ve beyazdı
gördüğün,
duyduğun ve tutamadığın her şey
gözlerinin görüp de saramadığın yar gibi
siyah beyaz olmuştu hayat dediğin.
nisanın yağdığı bir gündü
insanların ağladığı.
yağmurların
gökkuşaksız kaldığı bir gündü
sevdaların en uzak kentlere olan sürgünü
ve gönüllerin ayrılık yolundaki çaresiz üzüntüsü
nisanın yağdığı bir gündü.
nisanın yağdığı bir gündü
insanların ağladığı,
yağmurların gökkuşaksız kaldığı bir gündü
hayatın rengini yitirişi.
tozpembe değildi artık hiçbir şey,
ilk ekranlar gibi siyah ve beyazdı
gördüğün,
duyduğun ve tutamadığın her şey
gözlerinin görüp de saramadığın yar gibi
siyah beyaz olmuştu hayat dediğin.
nisanın yağdığı bir gündü
insanların ağladığı.
yağmurların
gökkuşaksız kaldığı bir gündü
sevdaların en uzak kentlere olan sürgünü
ve gönüllerin ayrılık yolundaki çaresiz üzüntüsü
nisanın yağdığı bir gündü.
(bkz: ebemkusagi)
yazları bazen bir sağanaktan sonra güneş batarken batıda, atmosferin yedi renkli oyununu. bu gökyüzünde muazzam bir şekilde renklendirilmiş bir ışık kemeridir. gökkuşağı güneş ışınlarının yağmur damlacıkları içinde kırılmasıyla oluşur. en az kırmızı, sonra yeşil, mavi ve çok da mor ışık azalır. böylece renkler ayrılır ve dışda gökkuşağını teşkil ederler. ötelere ait ilişler uyandıran bu oyunu seyretmenin uygun vakti ikindideki bir sağanak sonrasıdır.
a. einstein; "kâinatta tesadüf ve gayesizlik diye birşey yokdur. her şey belli bir gayeye doğru gitmektedir. çünkü allah, kâinatta abes iş yapmaz"
a. einstein; "kâinatta tesadüf ve gayesizlik diye birşey yokdur. her şey belli bir gayeye doğru gitmektedir. çünkü allah, kâinatta abes iş yapmaz"
bugün yağan yağmurla beraber güneşin de çıkmasıyla arayıp arayıp bulamadığım muhteşem görüntü.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?