enver ercan’in şiir kitabi ve şiiri...
1.
o gün sait faikindi pera
kimbilir hangi öyküsündendi
o insan kalabalığı
yüzünü seçiyordum yalnızca
aklımda bir asansör yalnızlığı
gümüş astarlı bir sözcük vardı dilinde
hiç kullanılmamış
tadı hala dudaklarımda
2.
adımlarımıza uyardı bütün sokaklar
evler kenara çekilirdi
birden yağmur...
düşerdi peşimize
serin odalarda harfleri
aşk ederdik birlikte
3.
yıldızları havuza bakan
bir bahçenin
çözülmüştüm büyüsüyle
o suya eğiliyordu
bir kuğu beliriyordu
kuğu mu benziyordu gelinciğe
yoksa gelincik miydi kuğu
aklıma bile gelmiyordu bu soru
sözcüklerin sessizliğe çekildiği
o çocuksu ikindide
zaman
geçtiği her şeyi öpüyordu
4.
ne zaman kapıdan girse
kamaşırdı sözcükler
canımı tazelerdi sesi
içimde bir yalnızlık telaşı
çözülürdü ellerim
zamana uzanınca
gölgesi
usulca ayartırdık işte
düzenli bir güz vaktini
5.
başağın burcundaydı dünya
· o da öyle
· derin bir geceye terledik
· yaprak serinliğinde
bir güvercindi
kanadı
sözcükler yırtılırken
en sessiz harflerinde
çapaksız bir sabaha uyandık
başağın ikiz adı silinmişti teninde
6.
aşknişan bir ânı
özenle karşıladı sirkeci garı
birkaç tren daha geldi
insanlar zaten oradaydı
bir kalemim vardı verecek
onunsa bir şiir oldu armağanı
üç harfli bir sözcük gibiydi yüzü
gülüşü manzara
bir harf daha takınsa
hecelerdi adımı:
-ellerimi avuçlarında
yıllarca tutmaya hazırla
şarkılıydım o gece
sigaram keyifle tüttü
düşlerimin arasında
7.
parmak izlerimiz
yakışınca yan yana
baktım
bembeyaz bir gelincikti
yanımda
cennete gitmeden de
şansa inandım
iyi kalpli bir sözcük gibi
yazılınca adıma
8.
rüzgârın anılarını dinledik birlikte
usulca dolaşırken bütün geceyi
tek bir yıldıza basmadık ama
denizde yansıyıp durdu
gözlerindeki dalga deseni
eğilip sözcükleriyle öptük
bal zamanı bu mu anne diyen bir çocuğu
ay dalından düşerken
zambaklar gibiydi yüzünde uyku
ama hâlâ bayramını koruyordu sesi
gecelerden pazartesi
ayların en
ağustosu
9.
acıyan bir şey vardı aramızda
bütün sözcükler ağır yaralı
kırgın bir yaprağa gül arardık da
tenimizde güz dalgınlığı
imlâsını bilirdik de bilmesine
yine de yanlış hecelerdik hayatı
10.
birbirimizi suçladık bir gün
affetmek için kendimizi
gece gelip sildi usulca
ağzımızdan sızan sözcükleri*
*nasıl da kalabalıkmışız
biz böyle iletişip durdukça
bu yalnızlığa zaten zor sığarmışız
arada mı kalmıştık, araya giren mi vardı
biz öyle olsun istemezdik ama
bütün yakınlarımız bizi yanlış tanıdı
11.
aslolan sözcüklerdir
tabii
gerisi elbette gevezelik
hadi okuluna yazdır beni
bugün harfleri sen dağıt
dilin gurbetindeyiz nasıl olsa
söze tutsak
hangi tümceye başlasak
-çıt!..
12.
susardım duysun diye sesimi
· o sözcüklerini bende bilerdi
· hem de seve seve
· seve seve katlanırdım ben de:
· sözcüklere kadar yolum var, demek
· peki
13.
bir yüzük verdi bana
hoşçakal sözcüğünden
yakarken ardındaki bütün harfleri
anlatmak uzun
kimbilir kaç yıl sürer daha
bende o gün
14.
kendime baktım da camda
aşk artık yüzümde
tek kat boya
en sevdiğim pencerem yitti
onunla birlikte
cumartesiler,pazarlar, sokaklar yitti
bense günlerdir
yerini yadırgayan bir sözcük gibi
kabzası parıldayan şu yalnızlığa
iki kurşun sıksam
iyi gelecek sanki
15.
koltuğunun yerini değiştirdim dün
yüzün beliriyordu camda
dudaklarından geçen güvercin
tozunu alıyordu sözcüklerin
sen ağzını açmıyordun ama
hadi çevir telefonu
bari dostluğunla oyala
16.
bu akşam da gülümsüyorsun fotoğrafta
gözlerinde taraf tutan bir sevgi
yüzün bana ayarlı
rüzgâr almayan bir sabahtı
ama kokun hâlâ odamda
hem içindeydim o anın
hem de dışında
sen yalnızca şaşırtmıştın
tutan bendim zamanı
17.
susmak da incitir sözcükleri
telefonlar kapanırken sessizce
dar kapımdın sen benim
yalnızca mektupların geçtiği
adresin sır tutmadan önce
hadi artık hadi
bir de benim sesimi dene
18.
artık ben kuruyorum gün doğumuna
başucunda bıraktığın saati
dalıp gidiyor sözcükler
sonra
yelkovan kuşlarını uçuruyor
yokluğunu öpüyorum yastığındaki
bilmem uyanıyor musun
19.
yağmur geceyi sağıyor hâlâ
balığım az önce öldü
alıngan bir karanlık tuttu elimden
bir türlü değiştiremedim ampulü
bu gece sözcüklere ilişmem artık
20.
yalnızca kitaplarını okuyorum nicedir
dokunmak için ellerine
altını çizdiğin satırlarda
sonra gözlüklerim buğulanıyor
hiçbir sözcük harflerini
tutamıyor bir arada
21.
yüreğim kabarmış yalnızca
heyecan yapmışım biraz
haber alacakmışım
kuş ağzında
birden susuverdi
anladım
seni arıyor ama
fincanın aklından bile geçmedi
oysa kartlar her şeyi biliyor:
kılıç kraliçesi
kınkanat sözcüklerin
adına vuran sesi
kupaların kralı
aşkın en keskin yeri
22.
bu sabah resmini kaldırdım raftan
günlerdir kaçırıyordu benden gözlerini
dargın beyaz
takvimlerden önce biten yaz
yalnızca
mutluluğa varsın
ha
23.
yaz bitti
ona özenen sonbahar da
senin alnında biriksin güneş
kış bana yeter
belki bir gün
yalnızlık
geldiğin yoldan gider
diyordum ki
sözcükler de dağıldı
bak
dikkatim gibi
a s n
k o
ş s
u z
a
e
d
k
r
b t e
i
24.
eylülle yaralı bir akşam üstü
tükürüp kurtuldu
beni
hangi harfi denesem
dilim acıdı
avucumda sözcük ölüleri
yüzüğümün izi kaldı benimle
yüzümü usulca yağmura dönüp
özenle silindim
nefretinden de
25.
avucundan havalanan
· o öpücük vardı ya
· dudağıma değdiğinde kanadı
· o günden beri mendil gibi kullandım
· bütün sözcükleri
ama artık öylesine unutsan ki
diyorum
ben bile bir daha
hatırlayamasam seni
geçtiği her şeyi opuyor zaman
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?