ehüe ses efektiyle,bir beşiktaşlı olarak büyük bir içtenlikle an itibariyle sevincini paylaştığım yazar.
faten
#270630
entrysiyle beni cümle aleme rezil etmiş kişiliktir.ona burdan 6 x 6=36 babamın bıyığı yolda kaldı çöpçü aldı götürdü babam bıyıksız kaldı demek isterim..ha bir de ocakta yemeğim vardıydı ondan şeetmiştim ben aslında..kedidir kedi.
edit:tıp oynamıcam bidaha senle.yeminlen.
seviyoruz bu çakal yavrusunu biz ailecek.
dayımgil teyzemgil falan da seviyor..
biri beni susturabilir mi artık bi zahmet?
entrysiyle beni cümle aleme rezil etmiş kişiliktir.ona burdan 6 x 6=36 babamın bıyığı yolda kaldı çöpçü aldı götürdü babam bıyıksız kaldı demek isterim..ha bir de ocakta yemeğim vardıydı ondan şeetmiştim ben aslında..kedidir kedi.
edit:tıp oynamıcam bidaha senle.yeminlen.
seviyoruz bu çakal yavrusunu biz ailecek.
dayımgil teyzemgil falan da seviyor..
biri beni susturabilir mi artık bi zahmet?
pir sultan abdal söylemiş en güzel yorumu, fatenim sana her daim açıktır bu gönül kapım, gel gir içeri...
bin cefalar etsen almam üstüme oy
bülbül gibi gelir dillerin dostum oy
varır yadellere meyil verirsen oy
kış ola kapana yollarım dostum gelsene canım
meyil verme müraiye şaşkına oy
verirsen ver kamile mürşide oy
terkeyleme beni allah aşkına oy
dola kolların boynuma dostum gelsene canım
pir sultan abdalım gülüm dermişler oy
şu tatlı canıma nasıl kıymışlar oy
isteyene dünya malın vermişler oy
sensiz dünya malı neyleyim dostum gelsene canım
bin cefalar etsen almam üstüme oy
bülbül gibi gelir dillerin dostum oy
varır yadellere meyil verirsen oy
kış ola kapana yollarım dostum gelsene canım
meyil verme müraiye şaşkına oy
verirsen ver kamile mürşide oy
terkeyleme beni allah aşkına oy
dola kolların boynuma dostum gelsene canım
pir sultan abdalım gülüm dermişler oy
şu tatlı canıma nasıl kıymışlar oy
isteyene dünya malın vermişler oy
sensiz dünya malı neyleyim dostum gelsene canım
sira sira siniler
hasta olan iniler
faten kel kafandan sen suclusun
faten miyav dedi
minik fare kukredi
faten iki gozum iki iki musluk
oynatmama az kaldi faten nerde
la fa,la sol faten
faten balli lokma tatlim benim
faten sensiz cennet bile surgun sayilir
seninki dupeduz vurgun sayilir faten
faten sen kocaman bir cilginsin
cilgin cocuk fato
faten onemli $ahsiyetim benim
faten felsefe yapma
faten tut-i mucize-i guyem
ben ne desem laf degil
faten tutti frutti seyrediyorum
goremiyorum biraz egil
faten beni anlamadin ya,ben ona yaniyorum.
hasta olan iniler
faten kel kafandan sen suclusun
faten miyav dedi
minik fare kukredi
faten iki gozum iki iki musluk
oynatmama az kaldi faten nerde
la fa,la sol faten
faten balli lokma tatlim benim
faten sensiz cennet bile surgun sayilir
seninki dupeduz vurgun sayilir faten
faten sen kocaman bir cilginsin
cilgin cocuk fato
faten onemli $ahsiyetim benim
faten felsefe yapma
faten tut-i mucize-i guyem
ben ne desem laf degil
faten tutti frutti seyrediyorum
goremiyorum biraz egil
faten beni anlamadin ya,ben ona yaniyorum.
an itibari ile trafikle ilgili entryleriyle son sürat sol frameye kur yapan yazar kişisidir.
(bkz: sürat felakettir)
(bkz: sürat felakettir)
düşünüyorum da,
sanırım en büyük korkumuz olduğumuz gibi görünmek.
yumuşacık kalbimizin fark edilmesi,
naif yönlerimizin keşfedilmesi,
cesaretsizliğimizin anlaşılması,
korkularımızın paylaşılması
sanki zarar göreceğimizin en büyük işareti.
kabuklarımızın altında
kendimizi saklamakta ne kadar da ustayız.
ve ne kadar güçlü korunuyoruz, kalkanlarımızın ardında.
hissedilmeden, el değmeden, sevgimizi göstermeden.
istiridyeler, deniz minareleri, midyeler,
kirpiler ve kaplumbağalar gibi.
sahi koruyor mu bizi bu çatlamamış sert kabuk?
kimse incitemiyor mu duygularımızı, inançlarımızı, benliğimizi?
yoksa zarar mı veriyor bu ürkeklik, bu kabuk bize.?
hissettiklerimizi gölgeliyor, yansıtmıyor mu gerçek kimliğimizi?
duygularımızı bastırıyor, el ele tutuşmamızı engelliyor mu?
eger bir yıldız gibi ışıl ışılsam ve bir yıldız kadar parlak.
ne çıkar ateş böceği sansalar beni.?
belki en hoyrat yürek bile ateş böceğinin
o uçucu, masum, sevimli çocuksuluğuna
el kaldırmaya kıyamaz?
güçlü kapıların arkasına kilitlemesem kendimi,
korkaklığımı, sevgi isteğimi
en insani yönlerimi kayıtsızca sunabilsem
bu sert kabuğun ağırlığından kurtulup
bir kuş gibi uçacağım özgürce.
anlaşılacağım ve bir ayna gibi yansıyacağım
karşımdakine.
o da çözülecek belki.
samimi ve güvenliksiz, silahsız biriyle göz göze gelince.
oysa bir görebilsek bunu.
kalmadı böyle insanlar demesek.
güven duygusuna bu kadar muhtaç olmasak.
kırılmaktan korkmasak.
incinsek, yaralansak.
ne olur bir darbe daha alsak.
yeniden açsak kendimizi, atabilsek o kabugu.
denesek.
risk alsak.
yanılsak.
fark etmez.
tekrar, tekrar bıkmadan denesek.
ve kucaklaşsak yeniden.
tıpkı eskisi gibi.
ne olduğunu anlayamadığımız o onbeş yıldan öncesi gibi.
o zaman fark edeceğiz.
ne kadar özlediğimizi birbirimizi.
neler biriktirdiğimizi,
kaybolan değerlerimizi ne kadar özlediğimizi.
beraber geldik beraber gidiyoruz oysa.
vakit az, paylaşmak, sarılmak için.
yasadığımız coğrafya zor, şartları ağır.
yüreği daha fazla küstürmemek lazım.
sırtımızda ağır küfeler, her gün katlanan.
ve koşullar bir türlü düzelmeyen.
sevgiye çok ihtiyacımız var.
ufukta kara bir kış görünüyor.
ancak birbirimize sokulursak atlatırız o günleri.
kırın o sert, o ağır kabuklarınızı.
kurtulun bu yükten.
korumuyor o kabuklar, aksine zarar veriyor bize.
yalnızlığa mahkum ediyor bizleri.
hem hepimiz bir yıldızız.
ne çıkar ateş böcegi sansalar bizi.
sanırım en büyük korkumuz olduğumuz gibi görünmek.
yumuşacık kalbimizin fark edilmesi,
naif yönlerimizin keşfedilmesi,
cesaretsizliğimizin anlaşılması,
korkularımızın paylaşılması
sanki zarar göreceğimizin en büyük işareti.
kabuklarımızın altında
kendimizi saklamakta ne kadar da ustayız.
ve ne kadar güçlü korunuyoruz, kalkanlarımızın ardında.
hissedilmeden, el değmeden, sevgimizi göstermeden.
istiridyeler, deniz minareleri, midyeler,
kirpiler ve kaplumbağalar gibi.
sahi koruyor mu bizi bu çatlamamış sert kabuk?
kimse incitemiyor mu duygularımızı, inançlarımızı, benliğimizi?
yoksa zarar mı veriyor bu ürkeklik, bu kabuk bize.?
hissettiklerimizi gölgeliyor, yansıtmıyor mu gerçek kimliğimizi?
duygularımızı bastırıyor, el ele tutuşmamızı engelliyor mu?
eger bir yıldız gibi ışıl ışılsam ve bir yıldız kadar parlak.
ne çıkar ateş böceği sansalar beni.?
belki en hoyrat yürek bile ateş böceğinin
o uçucu, masum, sevimli çocuksuluğuna
el kaldırmaya kıyamaz?
güçlü kapıların arkasına kilitlemesem kendimi,
korkaklığımı, sevgi isteğimi
en insani yönlerimi kayıtsızca sunabilsem
bu sert kabuğun ağırlığından kurtulup
bir kuş gibi uçacağım özgürce.
anlaşılacağım ve bir ayna gibi yansıyacağım
karşımdakine.
o da çözülecek belki.
samimi ve güvenliksiz, silahsız biriyle göz göze gelince.
oysa bir görebilsek bunu.
kalmadı böyle insanlar demesek.
güven duygusuna bu kadar muhtaç olmasak.
kırılmaktan korkmasak.
incinsek, yaralansak.
ne olur bir darbe daha alsak.
yeniden açsak kendimizi, atabilsek o kabugu.
denesek.
risk alsak.
yanılsak.
fark etmez.
tekrar, tekrar bıkmadan denesek.
ve kucaklaşsak yeniden.
tıpkı eskisi gibi.
ne olduğunu anlayamadığımız o onbeş yıldan öncesi gibi.
o zaman fark edeceğiz.
ne kadar özlediğimizi birbirimizi.
neler biriktirdiğimizi,
kaybolan değerlerimizi ne kadar özlediğimizi.
beraber geldik beraber gidiyoruz oysa.
vakit az, paylaşmak, sarılmak için.
yasadığımız coğrafya zor, şartları ağır.
yüreği daha fazla küstürmemek lazım.
sırtımızda ağır küfeler, her gün katlanan.
ve koşullar bir türlü düzelmeyen.
sevgiye çok ihtiyacımız var.
ufukta kara bir kış görünüyor.
ancak birbirimize sokulursak atlatırız o günleri.
kırın o sert, o ağır kabuklarınızı.
kurtulun bu yükten.
korumuyor o kabuklar, aksine zarar veriyor bize.
yalnızlığa mahkum ediyor bizleri.
hem hepimiz bir yıldızız.
ne çıkar ateş böcegi sansalar bizi.
sözlükteki yazdığım yazılar hakkındaki yorumlarıyla bana cesaret veren,anladığım kadarıyla sözlüğün ağırtoplarından biri
yazdığı entryye ciddiyim gülümsemiyorum abknzı eklemeyi unutmuş yazar.sözlüğün yeni gelenleri ezme hatta ezdim işte hahaha şeklinde ayar verme hakkına sahip bilgicidirkendisi şahan replikleri ile gününüzü daha bi beter hale getirebilir yüz astar ikilisinin oluş oluşum kullanım amaçlarına vakıf kişliktir.
ver gaz gitsin felsefesini layıkıyla uygulayan şahıs.
"sen en iyisi $iir degil de düz yazi yaz" diyerek beni ezmi$ sözlük elemani.
sanat için sanat vs toplum için sanat tarzı bir tartışmayı edebiyat kitaplarından çıkartıp bilgi için sözlük vs geyik için sözlük konulu bir tartışmaya taşıması muhtemel yazar.
"ellerine sağlık"ların çoğunu hak eden,ince nükte sahibi şahsı muhterem.
kılavuz gibi insan, o olmasa ben koca sözlükte nasıl yolumu bulacaktım bilmiyorum.
sözlüğün sözlüğü vasfını kendisine yakıştırmadan edemeyeceğim zira beni bu istenç konusunda gazlamış şahıs.
nikim konusunda yaptığı motamo çözümleme karşısında vay be nelerde biliyormuş dediğim yazar.
yazilari okuyan,oylayan,iyi niyetli yazar.basarilarinin devamini diliyorum.
msn listesindeki herkese nasıl oldugunu bılmeden viruslu mail gondermiş yazar..
o adresi sadece msn acmak ıcın kullanıyorum ,normalde mail bile atmıyorum ,boyle bır sey nasıl oldu bılmıyorum ,umarım tekrar gerceklesmez ,herkesten ozur dılerım..
o adresi sadece msn acmak ıcın kullanıyorum ,normalde mail bile atmıyorum ,boyle bır sey nasıl oldu bılmıyorum ,umarım tekrar gerceklesmez ,herkesten ozur dılerım..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?