ezginin günlüğü

4 /
mandela
berlin duvarı öncesi sürgün tutsaklık ve gri dünyasında duyguları hislendiren enfes gruptur. duvar yıkılır renkler ortaya çıkar sürgünler döner mahpuslar çıkar. ezginin günlüğü de döner kimisi hak yolunu bulur, kimisi çeker gider.
orqn
fazla dinlemenin sakıncalı olduğunu düşündüğüm müzik grubu.insanı bir süre sonra,klasikleşmiş rus romanlarındaki gibi aşklar olduğuna inandırıyor.hatta o kadar inandırıyor ki,öyle aşkları aramaya,beklemeye kalkışıyorsunuz.bu da hüsranla sonuçlanıyor tabiki.yine de günde bir kaç şarkısı dinlenmeli,fazla değil ama bi kaç şarkı.ne sinir bırakıyor ne gerginlik,çok iyi geliyor valla.
aello
eşliğinde ya rakı, ya da kırmızı şarap içilesidir. hava güzel olmalıdır, akşam olmalıdır. evde dinleniyorsa cam açılmalıdır, rüzgar içeri girmelidir. evde değilse, kimsenin olmadığı bir yer olmalıdır. böyle olduğunda işte asıl hazzeder insan bu gruptan ve onun biricik şarkılarından.
mmkurabiye
işte sevda buymuş
her değen tutuşmuş
bu ne tatlı bir belaymış
bırakmıyor yakamı
ama olsun
acılar adam eder adamı...

bu ne şimdi, ezgi kim lan, ne hakkı var tüm bunları yüzüme vurmaya diyesim geldi.
bu kadar mı olur, bu kadar mı sade ve direkt anlatılır bu mesele.
anladım bu hayat bize artık hiç gülmeyecek
biraz üzüm, biraz yüzün
öyle geçip gidecek...

ahh ulan ahh gece gece,
tripten tribe soktun beni ezginin günlüğü.


(bkz: ezginin günlüğü hakkında bildiğim bir şeyler var)
burasi istanbul haci
ilk defa kadıköy şarkısını dinlemiştim o vakit bir hayli etkilemişti beni küstürmüştü hatta kadıköye ama geçti o zamanlar yinede severim kendilerini müzikleri gayet hoştur.. candır müziği..
4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol