dili ırkı, rengi, cinsiyeti, siyasi düşüncesi, inancı, dini, mezhebi ne olursa olsun her bireyin gerek sosyal yaşamda gerekse kanunlar önünde aynı haklara sahip olmasıdır. gerçek olan, olması gereken budur. peki gerçek yaşamda böyle midir? eh işte.
esitlik
hayatta kadın ve erkek e$ittir, ama bazıları daha e$ittir.
"=" budur ve sadece matematikte vardır.
gerçekte var olmayan kavram. din, dil, ırk, cinsiyetten bahsetmiyorum. "en iyi parçayı ben alıyorum çünkü aslan benim" zihniyetiyle de uzaktan yakından alakası yok. sadece insanların düşün boyutu farklılıklarını göz önüne serince ve bunun değişmeyeceğinin de bilincinde olunca, gerçekte var olmayan ve olmayacak kavram demem yanlış olmayacaktır. eşitliği yaratmak; önüne aynı miktarda ekmek, cebine aynı miktarda para, aynı ölçüde söz hakkı ve aynı özgürlükler, kısaca aynı standartları sunmak değildir. bu yalnızca özdekçe bir eşitlik yaratacaktır. aynı şeylere ’sahip olma’. fakat gerçek anlamda eşitlik, her kişiye aynı gözlüğü dağıtmak değil, aynı göz keskinliğini kazandırmaktır. böylece seviye farkı ortadan kalkacak, yerini aynı seviyedeki farklı bakış açıları alacaktır. yani "düşün boyutu farklılıkları", düşün çeşitliliğine dönüşecek, karşılıklı etkileşim mümkün hale gelecek, böylece eşitlik sağlanacaktır. ve ne yazık ki böyle bir şey mümkün değildir.
bakire bir kızın, bakir erkek arama hakkı.
kanun önünde kişiler arası farkın olmaması
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?