farsça "divar" sözcüğünden gelir. şu anda farklı anlamda kullanılsa da öz türkçesi "dam"dır.
yılmaz güneyin duvar filmi içerdiği doğum sahnesi ve benzeri genelden gizlenen gerçekçi öğelerle hazırlıksız bünyelerde şok etkisi uyandırır.
tarihteki en meşhur duvar, ikinci dünya savaşı sonrası berlin şehrinde kurulan ve şehri doğu ve batı berlin olarak ikiye bölen ve iki ayrı ülke arasında bölüştürülüp 9 kasım 1989da yıkılan ve binlerce kaçış öyküsü ve cana mal olan berlin "utanç" duvarıdır.
duvar
(bkz: le mur)
mekansal sınırdır.
seslenildiğinde geç cevap veren veyahut hiç cevap vermeyen ya da içine kapanık, anlaşması, yenilmesi güç olan kişiler için kullanılan mecazi kelime.
(bkz: yumruk duvari)
(bkz: ucuncu sahsin siiri)
biz duvarız neyleyim gözlerimiz ağlamayı bilmez
onu bir gece sabaha karşı büsbütün götürdüler
kendi gitti ismi kaldı yadigâr bağrımızda
o zaman mayıstı yağmurlar başımızda..
onu bir gece sabaha karşı büsbütün götürdüler
kendi gitti ismi kaldı yadigâr bağrımızda
o zaman mayıstı yağmurlar başımızda..
meyhanelerde kan kusan ressam
neden böyle karmakarışık ömrümüz
neden böyle karmakarışık ömrümüz
o düştü biz ayakta kaldık
halbuki ne kadar da yorgunuz
öyle bakmayın bu yaralar şerefli yara değil
ah öyle bakmayın utanırız kahroluruz
halbuki ne kadar da yorgunuz
öyle bakmayın bu yaralar şerefli yara değil
ah öyle bakmayın utanırız kahroluruz
karanlığın insanı delirten bir ihtişamı var
yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
dudaklarımda eski bir mektep türküsü
karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
gözlerim gözlerini arıyor durmadan
nerdesin
yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
dudaklarımda eski bir mektep türküsü
karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
gözlerim gözlerini arıyor durmadan
nerdesin
ben bu satırları yazdım bir gece sabaha karşı
bermutad insanları ve seni düşünerek
uzak bir köyün üstünden şimşekler çakıyordu
dağ başlarında sükun çamlar dilrüba
yıldızlar körkandil penceremden bakıyordu
o anda sen tamamen benim dünyamda misafir
o kadar rahat o kadar sakin ve herşeyden azade
olsaydı olmuyor olmayacak-olabilir
saadet de felaket de insanlar içindir
bermutad insanları ve seni düşünerek
uzak bir köyün üstünden şimşekler çakıyordu
dağ başlarında sükun çamlar dilrüba
yıldızlar körkandil penceremden bakıyordu
o anda sen tamamen benim dünyamda misafir
o kadar rahat o kadar sakin ve herşeyden azade
olsaydı olmuyor olmayacak-olabilir
saadet de felaket de insanlar içindir
dışarda tabiat mevsimin en çıngıraklı ayındadır
bizim kucağımız terk edilmiş bir yatak gibi kirli soğuk
ve bizim kucağımızda kasırgalı insanlar
bizim kucağımız terk edilmiş bir yatak gibi kirli soğuk
ve bizim kucağımızda kasırgalı insanlar
günahım ne yetmez mi bir defa öldüğüm
-yeryüzüne baktım insanları telaş içinde gördüm
felaketler herkesi bıktırmış canından
aydınlıkta ihtikar aydınlıkta fuhuş
geçilmiyor kandan geçilmiyor gözyaşından
yine ağlar geriyor gümüş örümcekler
yine örümcekler için insanlar ölecekler
-yeryüzüne baktım insanları telaş içinde gördüm
felaketler herkesi bıktırmış canından
aydınlıkta ihtikar aydınlıkta fuhuş
geçilmiyor kandan geçilmiyor gözyaşından
yine ağlar geriyor gümüş örümcekler
yine örümcekler için insanlar ölecekler
gökyüzü akıp gidiyor başımızın üstünden
ağır ağır pırıltılı bir nehir gibi
yıldızlar zil zurna sarhoş
ve şehnaz makamı
-birkaç yıl nedir ki insan ömründen
-işte akşam sürgünlerin akşamı
-yağmur mu sokakta çırılçıplak yağmur
-bederettin i simaviyi hatırlar mısın
-insan nasıl unutur
-ya duvardaki mısralar ne demişti serseri şair
-hala ezberimdedir
"kişi" demişti
"kendi arzusuyla terk-i diyar etmez
sebepsiz gurbetin kahrını kimse ihtiyar etmez"
ağır ağır pırıltılı bir nehir gibi
yıldızlar zil zurna sarhoş
ve şehnaz makamı
-birkaç yıl nedir ki insan ömründen
-işte akşam sürgünlerin akşamı
-yağmur mu sokakta çırılçıplak yağmur
-bederettin i simaviyi hatırlar mısın
-insan nasıl unutur
-ya duvardaki mısralar ne demişti serseri şair
-hala ezberimdedir
"kişi" demişti
"kendi arzusuyla terk-i diyar etmez
sebepsiz gurbetin kahrını kimse ihtiyar etmez"
rüzgarla gelen keman sesi gibi dakikalık saadet
mühimsenmemiş aşkı kaybolmuş ümitleri korkulu hayatının
mesut olmak mı çocuklar gibi mesut olmak mı demiştik
erguvani çiçekler açmıştı erguvanlar
rüzgarda insan selamları toprakta gökte genişlik
mühimsenmemiş aşkı kaybolmuş ümitleri korkulu hayatının
mesut olmak mı çocuklar gibi mesut olmak mı demiştik
erguvani çiçekler açmıştı erguvanlar
rüzgarda insan selamları toprakta gökte genişlik
saadet asırlarca bitmeyen hasretimiz
o size gelmezse siz ona gideceksiniz
madem ki bir eylül akşamı yaseminler gibi
ve madem ki tek dünya
tek yürek
o size gelmezse siz ona gideceksiniz
madem ki bir eylül akşamı yaseminler gibi
ve madem ki tek dünya
tek yürek
filmde gecen olaylari izleyiciye sanki hemen arka sokakta yasaniyormuscasina gercekci bir sekilde aktaran basyapit. gercek dayak sahneleri, gercek yasamdaki kufurlerin dahi gercek yasamdaki gibi kullanilmasi, gercek dogum sahnesi, gercek gozyaslari, gercek mutluluklarin kameraya alinmasi ve umutlarin gercekmis gibi yansitilmasiyla gercekcilik kazaniyor belkide. gercekten harika bir film.
yılmaz güney in müthiş filmi
emperyalizmin duvarı, ağlama duvarı, cami duvarı, kale duvarı, hapisane duvarı, şu duvarı, bu duvarı, zart duvarı, zurt duvarı... yıkın duvarı. yıkalım duvarları.
(bkz: o duvar o duvarınız vız gelir bize vız)
#584107
(bkz: o duvar o duvarınız vız gelir bize vız)
#584107
muhteşem bir nazım hikmet şiiri.
o duvar
o duvarınız
viz gelir bize vız!.
bizim kudretimizdeki hız,
ne bir din adamının dumanlı vaadinden,
ne de bir hülyanın gönlü yakışındandır.
o yalnız
tarihin o durulmaz akışındandır.
bize karşı koyanlar,
karşı koymuş demektir:
maddede hareketin,
yürüyen cemiyetin
ezelî kanunlarına.
sükûn yok, hareket var
bugün yarına çıkar,
yarın bugünü yıkar
ve durmadan akar
akar
akar.
biz bugünün kahramanı,
yarının
münadisiyiz.
bu durmadan akan,
yıkıp yapan
akışın
çizgilenmiş sesiyiz.
biz,
adımlarını tarihin akışına uyduran
temelleri çöken emperyalizme vuran,
yarını kuran
larız.
o duvar
o duvarınız
vız gelir bize vız!.
not: ayrıca yine nazımın o duvar adlı şiirine de bakınız.
o duvar
o duvarınız
viz gelir bize vız!.
bizim kudretimizdeki hız,
ne bir din adamının dumanlı vaadinden,
ne de bir hülyanın gönlü yakışındandır.
o yalnız
tarihin o durulmaz akışındandır.
bize karşı koyanlar,
karşı koymuş demektir:
maddede hareketin,
yürüyen cemiyetin
ezelî kanunlarına.
sükûn yok, hareket var
bugün yarına çıkar,
yarın bugünü yıkar
ve durmadan akar
akar
akar.
biz bugünün kahramanı,
yarının
münadisiyiz.
bu durmadan akan,
yıkıp yapan
akışın
çizgilenmiş sesiyiz.
biz,
adımlarını tarihin akışına uyduran
temelleri çöken emperyalizme vuran,
yarını kuran
larız.
o duvar
o duvarınız
vız gelir bize vız!.
not: ayrıca yine nazımın o duvar adlı şiirine de bakınız.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?