haftasonu gerçekleştirdiğim ve çok da uzak olmayan bir gelecekte temelli olarak hayatımı adamayı düşündüğüm eylem.
hayatımızı kolaylaştırmak,konforlu hale getirmek için şehirleri beton binalarla,gürültülü makinalarla doldurup daha sonra kendi yarattığımız bu dünyadan şikayet edip duruyoruz. daha çok tüketebilmek için o kadar fazla çalışıyoruz ki hayatlarımızı tükettiğimizin farkında bile değiliz. o ayakkabıya,telefona,arabaya,koltuk takımına,o kolyeye ihtiyacımız yok.yalnızca medenileşme adı altında popüler kültürün tasmasını boynumuza geçiriyoruz. bu kadar mücadelenin sonunda çift kişilik yatakta ya da kuru bir tahtanın üzerinde yaşlanıp ölceğimiz an geldiğinde arada geçirdiğimiz ömrü neye harcadığımız hiç farketmeyecek.yalnızca gideceğiz.
haftasonumu kabak koyundan 2-3 saat dağ yürüyüşüyle ulaşılan cennet koyunda bir mağrada geçirdim ve inan bana sözlük yaşadığımı hissettim.insanoğlunun ihtiyacı olan tek bir şey olduğunu keşfettim; yaşamak...
her gidişimde bir daha dönmeyeceğim diyorum ama kölelik bağımlılık yapmış serde dönüp geliyorum.umarım bir gün sırtımdaki bütün yükleri bırakıp en baştan başlayacağım.
(bkz: kabak koyu)
(bkz: cennet koyu)
doğaya dönmek
yapılmışı vardır ; (bkz: into the wild)
ileride bir gün yapmayı hayal ettiğim ve hatta yapacağıma canı gönülden inandığım dönüş. bizler doğaya aitiz sanayileşmeyle özellikle son 100 yılda beton blokların arasına sıkışıp kaldık ve bu betonlaşma hızla artarak devam ediyor. bu gidişata bir dur demezsek doğanın diğer sahipleri hayvanlar ve bitkiler için yaşanılacak bir alan bırakmayacağız
eğer işim yoksa ve kafam doluysa kemerburgaz'da ata binmeye ve kafamı dağıtmaya giderim. doğaya dönmek olarak görüyorum. ama en büyük idealim ağrı dağına tırmanmak. ama doğu tarafından tırmanmak. rehberler eşliğinde harika oluyormuş. bir kaç arkadaşım denemiş bana öve öve bitiremediler. doğaya dönmek gerek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?