dil

2 /
instrument
farklı canlılarda farklı şekillerde ve amaçlarda gelişmiş olan bir duyu organıdır. yılanlarda çatallıdır, havanın tadına göre avını bulur, kedigillerde tırtıklı zımpara gibidir eti kemikten sıyırmaya yardımcı olur.

ama bu organı amaçları dışında farklı yerlerde kullanan tek canlı insandır. ne avını arar ne de eti kemikten ayırmaya yarar. insanoğlu neyine yaramıyorsa onun için kullanmayı başarabilmiştir.
independence
bukalemuna aitse sivrisinek yakalamaya da yarar. insana aitse sivrisinek yakalamaya yaramaz. cok net bir insanim ben evet. bukalemun degilim, o sebeple dilim siv..

yeter evet.
cashkopat
tarihe adını yazdırmış büyük insanları incelediğimizde ortak bir özellik olarak dili, özellikle anadillerini iyi kullandıklarını görürüz.

dil denince akla ilk gelen nedense iletişim oluyor. “dil sayesinde duygu ve düşüncelerimizi ifade ederiz. dil sayesinde kültür yeni nesillere aktarılabilir. dil en önemli iletişim aracıdır. vs. vbb.” iletişim, bilgi aktarımı elbette ki çok önemli. oysa bunlar buzdağının görünen kısmı. görünmeyense, düşüncelerimizi aktarmadan önce onları oluştururken de dilden yararlandığımız.

felsefe derslerinde sorulan bir soru vardır: dil olmasa düşünebilir miydik? alışkanlıktan olsa gerek, bize zor (içinizden konuşmadan bakkaldan gofret almayı düşünmeyi deneyin.) ya da en azından garip de gelse muhtemelen bu mümkün ki dil icat edilebildi/oluşabildi. dilden önce insanlar muhtemelen imgelerle düşünüyorlardı. bu da yavaş ve kısıtlı bir düşünce sistemi demek. dilsiz düşünmenin mümkün olmadığını söylemek abartıysa bile dilin düşünce hızını ve etkinliğini katbekat artırdığını göz ardı edemeyiz. tabu ya da sessiz film gibi oyunlar bunun çok bariz bir örnekleri. tabu oynarken yasaklanmış 4-5 kelimeyi kullanamamak bile işi bu kadar uzatırken var olan hiçbir kelimeyi kullanamamak. özellikle soyut kavramları dil olmadan ifade etmek pek güç. hiç konuşmadan birinden empati yapmasını isteyebilir misiniz? gerçekten zor. ya bunu düşünmesi? ifadesinden de güç.

asıl değinmek istediğim konu ise dili iyi kullanamayan birinin iyi, doğru kullanamayanın da doğru düşünemeyeceği. toplum olarak dilimizi pek etkin kullanmıyor, onu daha iyi öğrenmek için çabalamıyoruz. ve bunun bize verdiği zararın farkında bile değiliz. iletişim -türkçenin bir güzelliği sonucu yapısından da anlaşılabileceği üzere- işteş yani etkileşimli bir eylem. dolayısıyla fikirlerimizi eksik ya da yanlış ilettiğimizde aldığımız geri besleme sayesinde eksikleri kapatıp hataları düzeltebiliyoruz. peki eksik ya da hatalı düşünürsek? kendisine anlayış gösterdiği için patronunu “anlayışlı” yerine daha genel bir ifade olan “kibar” ya da çok daha genel bir ifade ile “iyi” sıfatıyla nitelendiren çalışanın yanıldığı kanaatine varması pek uzun sürmez genelde.

tarihe adını yazdırmış büyük insanları incelediğimizde ortak bir özellik olarak dili iyi kullandıklarını görürüz. başarılarında insanlara kendilerini daha iyi ifade etmelerinin ve onları etkilemelerinin büyük payı olduğu söylenir. ama bence dili iyi bilmenin onlara sağladığı asıl avantaj düşünürken daha doğru, daha hızlı ve daha geniş kısaca daha etkin düşünebilmeleri.

dil her şeyden önce bir düşünme aracıdır.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol