elimdeki dönüşüm adı ile dilimize can yayınlarından çevrilmiş, 30. basımı 7.000 adet olarak yapılmış, çevirmeni ahmet cemal’ in "tezer özlü için, ölümle kesilmiş bir dostluğun ve ortak kafka sevgimizin anısına" şeklinde ithafıyla başlayan, franz kafka’ nın başyapıtları arasında sayılan eser.
die verwandlung
Yazarı, franz kafka'nın "kitap kapağında böcek figürü kullanılmasın" demesine rağmen, kapağına ısrarla nal kadar böcek kondurduğumuz kitap. (bkz: Dönüşüm)
Yazara böyle de saygılıyız işte.
Yazara böyle de saygılıyız işte.
franz kafkanin kendini hissetigi sekliyle yazdigi kitap.
eski halinden farkli hale gelmek anlamindaki kelime.
donusum olarak da gecen franz kafka kitabi.
toplumdan, çevredeki insanlardan farklı olan, farklı şekilde düşünen bir adamı, başkalaşım geçirmiş, böcege dönüşmüş olarak anlatan okunması zevkli ve gerekli, akıcı kitap.
(bkz: gregor samsa )
(bkz: gregor samsa )
sancılıdır... olunandan farklı bir hale bürünmek, fiziken veya manevi olarak.
türkçe’ye dönüşüm olarak çevrilen kitap, gregor samsa adlı karakterin sabah uyandığında kendisini sırtı sert, karnı boğum boğum, kahverengi, kocaman bi böceğe dönüşmüş olarak bulmasıyla başlar.kendi kendine bunun nedenlerini sorgularken, ailesinin ona karşı değişen tavırlarıyla karşı karşıya gelir ve o güne kadar inanıp uğrunda çabaladığı her şeyin boşa çıktığını görür.gerçeklerle yüzleşir ve onca zaman fedakarlık ettiği ailesinin aslında onu sömürmekten başka bi şey yapmadığını anlar.tam da böcek olduğu bu vakit yıllarca bastırmış olduğu insani duyguları ayaklanır.gregor’un yaşadıkları baştan sona anlatılırken, çeşitli baskılar altında çalışıp didinilen hayatta, kendini bi böcek gibi değersiz ve ezilmeye mahkum gören, giderek kendine ve dünyaya yabancılaşan gregor’la özdeşleştirilen çağımız insanın duyguları da sembolik ve gerçeküstücü bi dışa vurumla ifadesini bulmuş olur böylece.
(bkz: franz kafka)
(bkz: franz kafka)
"gregor samsanın başkalaşması, bir böceğe dönüşmesi, salt bir çarkın kaskatı dişlisi, eleştirmeyen, ama yalnızca boyun eğen bir toplum bireyi olmaktan çıkma anlamını taşır; böylece böcekleşenin yazgısı, elbet toplumca dışlanmaktır."
sonsözden:
dönüşüm, hiyerarşi ve otorite düşüncesiyle temellenen, bu amaçla sözü edilen düşünceyi önce aile kurumu içersinde odaklaştıran toplum içersindeki bireyin tragedyasıdır. gregor samsa, ’dönüştüğü’ güne değin çeşitli kölelikler içerisinde yaşamış bir toplum tekidir; işyerinde köledir; aile çevresinde köledir ve zincirleri içersinde uslu oturduğu sürece de benimsenip sevilir. başkaldırısı bilinçaltında başlar; bu bilinçaltı, kendine uygun biçimi yaratır: gregor samsa’nın böceğe dönüşmesi, gerçekte artık başkalaşmasıdır. böceğe dönüştüğü andan başlayarak, toplumun ve ailesinin ona ilişkin –onu tutsak kılan –beklentileri, artık sonuçsuz kalmaya yargılıdır; böceğin iğrençliği, çizgisi sürüyle uyuşmayan bağımsız bireyin iticiliğiyle özdeştir. anlatıda toplumu simgeleyen aile, önceleri ümidini yitirmez; yeni gregor’a hareket alanı sağlayabilmek için, odasının biraz boşaltılması gerekmektedir. ama anne buna karşı çıkar ve ilginç olan, karşı çıkış gerekçesidir: "bence en iyisi, odayı eskiden nasıl idiyse aynen öyle korumaya çalışmamızdır, böylece gregor yine aramıza döndüğünde her şeyi eskisi gibi bulur, arada olup bitenleri unutması da o ölçüde kolaylaşır." burada –sözde anne sevgisiyle– gregor’un unutması istenen, onun gerçek anlamda bağımsız olabildiği zaman parçasıdır; gregor sürüye dönebilmek için böceklikten çıkmalıdır ve sürüyle yeniden uyum sağlayabilmesi için böcek olduğu dönemi unutmalıdır. o zaman yine annesine ve babasına uyabilecektir; içinde yaşadığı topluma eskisi gibi ’hizmet’ edebilecektir. gregor’un yeniden ’insan’ olmasından artık ümit kesildiğinde kızkardeşinin söyledikleri, bu durumu daha da vurgular: "buradan gitmeli.. tek çare bu, baba. ama onun gregor olduğu düşüncesini kafandan atman gerek. bizim asıl felaketimiz, bunca zaman bu düşünceye inanmış olmamız. fakat o nasıl gregor olabilir ki? gregor olsaydı eğer, insanların böyle bir hayvanla birlikte yaşamalarının olanaksızlığını çoktan anlar ve kendiliğinden çıkıp giderdi..." kafka’nın gerçekte hemen tüm eserlerinde varolan gülmece öğesi, burada da eksik değildir: çünkü burada sözü edilen ’hayvan’ asıl ya da olması gereken insandır!
birey olmasını başaranlara düşman kesilen son toplumlar ve bu toplumların en güçlü temeli olan, çocuklarının hep iyiliğini, gerçekte ise sürekli köleliğini isteyen son aile yapıları yeryüzünden silinene değin, kafka’nın dönüşüm’ü geçerliliğini ve güncelliğini koruyacaktır.
ahmet cemal
dönüşüm, hiyerarşi ve otorite düşüncesiyle temellenen, bu amaçla sözü edilen düşünceyi önce aile kurumu içersinde odaklaştıran toplum içersindeki bireyin tragedyasıdır. gregor samsa, ’dönüştüğü’ güne değin çeşitli kölelikler içerisinde yaşamış bir toplum tekidir; işyerinde köledir; aile çevresinde köledir ve zincirleri içersinde uslu oturduğu sürece de benimsenip sevilir. başkaldırısı bilinçaltında başlar; bu bilinçaltı, kendine uygun biçimi yaratır: gregor samsa’nın böceğe dönüşmesi, gerçekte artık başkalaşmasıdır. böceğe dönüştüğü andan başlayarak, toplumun ve ailesinin ona ilişkin –onu tutsak kılan –beklentileri, artık sonuçsuz kalmaya yargılıdır; böceğin iğrençliği, çizgisi sürüyle uyuşmayan bağımsız bireyin iticiliğiyle özdeştir. anlatıda toplumu simgeleyen aile, önceleri ümidini yitirmez; yeni gregor’a hareket alanı sağlayabilmek için, odasının biraz boşaltılması gerekmektedir. ama anne buna karşı çıkar ve ilginç olan, karşı çıkış gerekçesidir: "bence en iyisi, odayı eskiden nasıl idiyse aynen öyle korumaya çalışmamızdır, böylece gregor yine aramıza döndüğünde her şeyi eskisi gibi bulur, arada olup bitenleri unutması da o ölçüde kolaylaşır." burada –sözde anne sevgisiyle– gregor’un unutması istenen, onun gerçek anlamda bağımsız olabildiği zaman parçasıdır; gregor sürüye dönebilmek için böceklikten çıkmalıdır ve sürüyle yeniden uyum sağlayabilmesi için böcek olduğu dönemi unutmalıdır. o zaman yine annesine ve babasına uyabilecektir; içinde yaşadığı topluma eskisi gibi ’hizmet’ edebilecektir. gregor’un yeniden ’insan’ olmasından artık ümit kesildiğinde kızkardeşinin söyledikleri, bu durumu daha da vurgular: "buradan gitmeli.. tek çare bu, baba. ama onun gregor olduğu düşüncesini kafandan atman gerek. bizim asıl felaketimiz, bunca zaman bu düşünceye inanmış olmamız. fakat o nasıl gregor olabilir ki? gregor olsaydı eğer, insanların böyle bir hayvanla birlikte yaşamalarının olanaksızlığını çoktan anlar ve kendiliğinden çıkıp giderdi..." kafka’nın gerçekte hemen tüm eserlerinde varolan gülmece öğesi, burada da eksik değildir: çünkü burada sözü edilen ’hayvan’ asıl ya da olması gereken insandır!
birey olmasını başaranlara düşman kesilen son toplumlar ve bu toplumların en güçlü temeli olan, çocuklarının hep iyiliğini, gerçekte ise sürekli köleliğini isteyen son aile yapıları yeryüzünden silinene değin, kafka’nın dönüşüm’ü geçerliliğini ve güncelliğini koruyacaktır.
ahmet cemal
bütünüyle bir metafordur. ya da yazıya dökülmesi ba$arılmı$ bir melodramdır.
arka kapaktan:
"gregor!" dedi bir ses, annesiydi bu.
"saat altı kırk beş oldu. yola çıkman gerekmiyor mu?"
~http://altikirkbes.files.wordpress.com/2010/04/donusum3.jpg
"gregor!" dedi bir ses, annesiydi bu.
"saat altı kırk beş oldu. yola çıkman gerekmiyor mu?"
~http://altikirkbes.files.wordpress.com/2010/04/donusum3.jpg
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?