darbe

ya$i elverenler 80 darbesi oncesini hatirlayacaklardir.

her gun caddelerde sivil yahut asker yahut polis cesetleri gorulurdu. bir kiraathanenin silahli insanlar tarafindan taranmasi o kadar ali$ilagelmi$ bir olaydi ki, insanlar neredeyse artik silah seslerinin nereden geldigine dahi kafalarini cevirip bakmaz olmu$lardi.

taksim meydaninda bir sebepten oturu yururken babam elimden tutar ba$imi diger eli ile eger ve mermilerden beni ve kendisini korumaya cali$irdi. evimizin hemen yanindaki bufe taranmi$, iceride bulunan ve bir $eyler ati$tiran 3 asker $ehit edilmi$ti. tam kar$imizdaki kiraathane taranmi$ ve kiraathane taranirken annem bizi camin hizasindan a$agida olacak $ekilde yere yatirmi$, o $ekilde babam gelene kadar beklemi$tik. annem bir yandan da babama telefon acip "$u saatlerde eve gelme, caddede cati$ma var" uyarisinda bulunmayi ihmal etmemi$ti. buna ragmen babam 1 saat icerisinde eve gelmi$ti. cok $ukur ki o gelene kadar cati$malar bitmi$, olay yerine asker intkal etmi$ti.

$imdi neden anlattim bunlari?

kobani için yapılan sokak eylemleri tam da bu anlattigim durumlara dogru ta$iyor ulkeyi. 5 ilde sokaga cikma yasagi ba$latildi bile, gerci iptal edildi sonra ama mesele oyle bir karari almakti zaten. bingol emniyet amirine suikast, kobane eylemlerinde ya$amini yitirenlerin sayisi dun gaziantep’te yasamini yitiren 4 kisi ile birlikte 30 a varmasi belki de gecmesi, ulkenin dort bir yaninda gostericilerin silahlanarak polise ate$ acmalari, sivil halka kur$un sikilmasi, kamu mallarinin tahrip edilmesi ve daha neler neler.

ulke cok cok feci bir donemden geciyor ve ba$takiler ne yapacaklarini $a$irmi$ durumdalar. devlet yoneticileri $iddeti tahrik eder soylemlerde bulunuyorlar. sogukkanli ve anlayi$li bir yonetime muhtac durumda ulke. ici$leri bakani kameralarin kar$isinda "$iddet misli ile kar$ilik bulur" aciklamasi yapabiliyor. cumhurba$kani erdogan kobane’ye cok yakin bir alanda "kobane du$tu du$ecek" aciklamasi yapip acik yaraya tuz basiyor. hdp kendi kitlesini sokaga cagiriyor(ki zaten olaylarin patlak vermesinin temelinde de bu var).

ozetle turkiye son bir haftadir 80 oncesi turkiye’nin golgesi olma yolunda cok hizli adimlarla ilerliyor.

boyle bir durumda hicbir provakatif eylemin icerisinde yer almamak, konu$ulanlara agzimizdan cikanlara dikkat etmek, demokratik haklarini kullananlarla provakasyon amacli hareket edenlerin farklarina varmak cok onemli. darbeler kitaplarda yazilanlar, gazetelerde yapilan haberler kadar hafif bir $ey degil ve evet, emin ol tum yazilanlar gercek bir darbenin etkilerinin yaninda peri masali gibi kalirlar.

inan bana her ne sebeple olursa olsun darbecilerin yonettigi bir ulkede ozgurluklerinin hepsi birden elinden alinmi$ bir $ekilde ya$amak istemezsin.

(bkz: son darbe 28 şubat)

(bkz: beşinci darbe)

(bkz: darbe ve muhtıralar meclis araştırma komisyonu)

ankara cumhuriyet başsavcılığı darbelerle ilgili delil toplamaya başlamış. ve bir savcı zamanaşımının olmadığını söylemiş. referanduma kadar yargılama yapılamadığından dolayı böyle bir kanıya varmış savcı. ve zamanaşımı 12 eylül 2040’ta başlar demiş. çok da güzel demiş. helal olsun.

(bkz: balyoz darbe plani)

ne boktan bir $ey oldugunu anlamak icin cok gerilere bakmaya gerek yok. $u gunlerde honduras’a bakmaniz yeterli. malum dun orada da darbe yapildi, ordu yonetime el koydu.

ülkenin kaderini etkileyen, dış dünyayla ülkenin tamamen bağlarını koparmaya yönelik eylemdir.

yakinda dinen kullanilmasi haram olucak bir kelime.

bizim hakkında rahatça atıp tutabildiğimiz, geyiğini yapabildiğimiz eylemdir. birilerinin işkence gördüğü, asıldığı gerçektir. masal değildir!
süleyman demirel’in deyimiyle: şuyuu vukuundan beterdir.

zannediyorum günaydın, karnım acıktı, lan akşam olsa da eve gitsem, amma sıcak yaptı ha bu yaz gibi günlük, klişe olmuş bir kelime, çok kullanılan bir cümlenin basit bir parçası gibi durmaktadır artık. hani bu kadar ele ayağa düşmesi de pek bir garip doğrusu.

(bkz: darbe gunlukleri)

herhangi bir nesneye yapısında değişiklik olacak şekilde tepki göstermeye denir.

bir tahtaya vurursunuz tahta kırılır veya çatlar,

bir cama vurursunuz tuz buz olur

bir demire vurursunuz demir eğilir

bir insana vurursunuz vurduğunuz yere göre ya vucudunda morarma oluşur ya da kalbi kırılır

bir topluma vurursunuz artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır:

insanlar özgürlük için sokağa çıkmak isteyecekler ama yargısız infazsız tutuklanacaklar ve ailelerinin bile bilmedikleri bir yerde işkenceye altında ya ölecekler ya da sakat kalacaklar,

televizyonların bütün yayın sistemi değişecek ve sadece birilerinin verdikleri emirler doğrultusunda yayın yapılacak

eğer başıma bir şey gelmez ise atatürkü sevmiyorum denilemiyecek kazara diyen olursa da dili kesilip önden bir yerlerine sokulacak

sol jargondan kelimeler yasaklanıp kendini solcu zanneden bazı yalaka kesimden (ordu göreve) diyenlerin ele başları yolsuzluklara paravan olacak; gerçek sol kesim ise yine öksüz çocuklar gibi dayak yiyip bir köşeye sindirilecek

basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü gibi terimler daha doğrusu içinden özgürlük geçen herşey yasaklanacak yüreklerimizdeki özgürlük sevdası bile,

halka şirin gözükmek için yine darbeciler tarafından bu ülkenin başına bela edilen yapay sorunlar (imam hatipler, baş örtüsü gibi) bir anda çözüme kavuşturulacak,

bilgi sözlük gibi sözlükler kapatılacak insanlar istediği yerde istediği şeyleri yazamayacak

ve darbeciler çekip gitmediği sürece bu ülkede güneş bir daha asla gerçekten doğmayacak.

militarizm ve demokrasi arasında geçit kurmak.

hayır, denedim. çıplak gözle ve normal bir beyinle görülemiyor bu geçit!!

ekonomi, ab-abd gibi çerez konular bir yana; yabancı yatırımın alıp yürüdüğü, uluslararası tahkimin kabul edildiği bu şartlarda, konjonktürün müsade etmediği olaydır. yoksa çoktan görürdük.
ayrıca, hakkındaki düşüncelerin açıkça yazılamadığı olaydır.

(bkz: büzük)

evlerden irak ozellikle son iki gunde ismi fazlaca telaffuz edilir oldu bu hareketin.ergenekon operasyonu ile alakali fazlaca anilmaya ba$landi kendisi.umarim rivayetten ote $eyler degildir bu konu$ulanlar.hatta umarim degil, hep birlikte umalim.

ordunun yumruğudur.

tonton ressam bır amcanın hedıyesı, 80 ve sonrası kusagın, converse, levis ve dıger kultur emperyalızmıne aıt metalarca kusatılmasının sebebı. netekim,ulkemızın ıcınde bulundugu tam bagımlı durum ’’asmayalımda besleyelım mı’’ dıyenlere ıthaf olunur

mor ve ötesi’nin siyasi içerikli, güzel şarkılarından biri.

bedevi kokulu leş kargalarından kurtulmanın yollarından sadece biri...