(bkz: susan boyle)
danny böyle
irlandalı yönetmen ve prodüktör. komediden korkuya, dramadan aile filmlerine kadar bir cok farklı türde son derece başarılı filmler yönetmiştir. filmografisinde shallow grave, a life less ordinary ve tüm dünyanın ayakta alkışladığı kült filmi trainspotting de olan danny boyle, kendine has üslubuyla avrupa’nın en başarılı yönetmenlerinden biridir.
20 ekim 1956’da irlandalı katolik bir ailenin çocuğu olarak ingiltere’de dünyaya geldi. bolton’daki thornleigh salesian college’den sonra eğitimine bangor’daki university of wales’te devam etti.
1980 yılında kuzey irlanda’da bbc’nin prodüktörü olarak çalışmaya başladı. o dönemde bbc’de çok büyük ilgi gören mr. wroes virgins dizisinden de sorumluydu.
1982’de tiyatroda çalışmaya başlamasıyla show dünyasındaki kariyeri start aldı. joint stock theatre company ve sonrasında royal court theatre’da çalıştığı 1982- 1987 yılları arasında sanat yönetmenliği ve vekil yönetmenlik yaptı. bu dönemde time out ödülünü de kazanan howard brenton’ın oyunu victory and the genius and edward bonds saved’in de içinde olduğu birçok projede görev aldı. boyle aynı zamanda royal shakespeare company için beş prodüksiyon hazırladı.
1994 yılında ilk uzun metrajlı filmi shallow grave’i (mezarımı derin kaz)çekti. bu ironik ve gerilimli ingiliz filmi, başarılı oldu ve boyleun adını dünyada duyurdu.
danny boyle, 1996 yılında irvine welsh’in aynı adlı romanından sinemaya uyarladığı, geniş yankılar uyandıran ikinci filmi "trainspotting"i çekti."trainspotting", "four weddings and a funeral" dan sonra ingiliz sinemasının son dönemde en sevdiği ikinci film oldu. ayrıca ewan mcgregor ve robert carlyle gibi iki ünlü ismi dünya çapında yıldız yaptı.
2000 yılında alex garland’ın kült romanı the beach’i sinemaya uyarlayan yönetmen, 2002’de ünlü yazarın bir diğer romanı 28 days later’ı filme almak için kamera arkasına geçti. the beach ve 28 days later filmleri arasındaki 2 yılda bbc için tv filmleri çekti.
2004’te alexander nathan etel’in başrolünde oynadığı millions vizyona girdi. 24 hour party peopleın senaryo yazarı frank cottrell boycela çalışan boyle, filminde, ingilterenin euroya geçecegi günden önceki birkac günde bir ailenin başına gelen olayları, evin çocuğunun gözünden ele aldı.
filmlerinin görsel bir show haline gelmesinde yönetmenin iskoçya’daki mekanları kullanmasının büyük etkisi vardır. daha çok iskoçyalı aktörlerle çalışan boyle, filmlerinde elektronik müziğin en başarılı örneklerini kullandı ve ekranda görünecek ilk sahneyi filmin ortasındaki görüntülerden seçti.
kamera açıları ve ses efektlerini, titiz bir montajlama tekniğiyle birleştiren danny boyle, filmleriyle fanatik bir hayran kitlesi oluşturdu ve hayal gücünü sürekli olarak kışkırtan çarpıcı motifler kullandı.
yapımı tamamlanan ancak 2007’de sinema izleyicisiyle buluşacak son filmi, gerilim ve bilim kurgu türündeki sunshine’dır. danny boyle gallerin trainspottinge cevabı olarak tanıtılan "twin town" filmine de yapımcı olarak katılmıştır.
20 ekim 1956’da irlandalı katolik bir ailenin çocuğu olarak ingiltere’de dünyaya geldi. bolton’daki thornleigh salesian college’den sonra eğitimine bangor’daki university of wales’te devam etti.
1980 yılında kuzey irlanda’da bbc’nin prodüktörü olarak çalışmaya başladı. o dönemde bbc’de çok büyük ilgi gören mr. wroes virgins dizisinden de sorumluydu.
1982’de tiyatroda çalışmaya başlamasıyla show dünyasındaki kariyeri start aldı. joint stock theatre company ve sonrasında royal court theatre’da çalıştığı 1982- 1987 yılları arasında sanat yönetmenliği ve vekil yönetmenlik yaptı. bu dönemde time out ödülünü de kazanan howard brenton’ın oyunu victory and the genius and edward bonds saved’in de içinde olduğu birçok projede görev aldı. boyle aynı zamanda royal shakespeare company için beş prodüksiyon hazırladı.
1994 yılında ilk uzun metrajlı filmi shallow grave’i (mezarımı derin kaz)çekti. bu ironik ve gerilimli ingiliz filmi, başarılı oldu ve boyleun adını dünyada duyurdu.
danny boyle, 1996 yılında irvine welsh’in aynı adlı romanından sinemaya uyarladığı, geniş yankılar uyandıran ikinci filmi "trainspotting"i çekti."trainspotting", "four weddings and a funeral" dan sonra ingiliz sinemasının son dönemde en sevdiği ikinci film oldu. ayrıca ewan mcgregor ve robert carlyle gibi iki ünlü ismi dünya çapında yıldız yaptı.
2000 yılında alex garland’ın kült romanı the beach’i sinemaya uyarlayan yönetmen, 2002’de ünlü yazarın bir diğer romanı 28 days later’ı filme almak için kamera arkasına geçti. the beach ve 28 days later filmleri arasındaki 2 yılda bbc için tv filmleri çekti.
2004’te alexander nathan etel’in başrolünde oynadığı millions vizyona girdi. 24 hour party peopleın senaryo yazarı frank cottrell boycela çalışan boyle, filminde, ingilterenin euroya geçecegi günden önceki birkac günde bir ailenin başına gelen olayları, evin çocuğunun gözünden ele aldı.
filmlerinin görsel bir show haline gelmesinde yönetmenin iskoçya’daki mekanları kullanmasının büyük etkisi vardır. daha çok iskoçyalı aktörlerle çalışan boyle, filmlerinde elektronik müziğin en başarılı örneklerini kullandı ve ekranda görünecek ilk sahneyi filmin ortasındaki görüntülerden seçti.
kamera açıları ve ses efektlerini, titiz bir montajlama tekniğiyle birleştiren danny boyle, filmleriyle fanatik bir hayran kitlesi oluşturdu ve hayal gücünü sürekli olarak kışkırtan çarpıcı motifler kullandı.
yapımı tamamlanan ancak 2007’de sinema izleyicisiyle buluşacak son filmi, gerilim ve bilim kurgu türündeki sunshine’dır. danny boyle gallerin trainspottinge cevabı olarak tanıtılan "twin town" filmine de yapımcı olarak katılmıştır.
slumdog millionaire filmiyle en iyi yönetmen dalında oscar sahibi oldu.
shallow grave, the beach, a life less ordinary ve trainspotting gibi mükemmel filmlerin yönetmeni, yüce insan.
favori aktörü ewan mcgregor’dır. az önce saydığım 4 filmin 3’ünün başrolunde bu şahsiyeti oynatmıştır.
favori aktörü ewan mcgregor’dır. az önce saydığım 4 filmin 3’ünün başrolunde bu şahsiyeti oynatmıştır.
(bkz: the beach)
bir suru guzel filme imzasini atmis iyi bir ingiliz yonetmendir.ozellikle trainspotting filmi muzik secimindeki ustaligi sayesinde de kendisi unutulmaz yonetmenler arasina girmistir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?