çok fazla metini duyup da büyük umutlarla izlememe rağmen diğer tipik uzakdoğu filmlerinden bir farkı olmadığını gördüğümde beni hayal kırkılığına uğratan hoş film.
crouching tiger hidden dragon
hakkında muhteşem yorumlar okuduktan sonra kopsi ve ben hadi dedik bu kadar iyi kritikler alan bir film kötü olamaz. bir de yönetmen ang lee olunca klasik bir action filmi olmayacağını kestirmek zor değil (bkz lee tarihinde sense and sensibility, ice storm)
filmin ilk dakikalarında shu lien (michelle yeoh) ve li mu baiın (yun-fat chow) karşılıklı bir konuşma sahnesi var. li diyor ki "yu, ben artık eğitime devam etmeyeceğim". yu:"ama li neden, sen çok iyi bir savaşçısın eğitimini yarım bırakmamalısın." diyor. li ise şöyle cevaplıyor: "evet ama ben hayatta başka şeyler olduğunu da öğrendim..." diyor ve aşırı mütevazi bir manalı bakış fırlatıyor liye.
bu klasik ben-senin-için-döndüm-eğitimden sahnesinden sonra ben hay allah yanlış mı ettik bu filme gelmekle diye düşünürken, düşüncelerimi tepetaklak eden bir dizi harika sahneyle karşılaşıyorum.
li yanında yüzyıllardan beri emanet olarak taşınan yeşil kılıcı bir arkadaşına hediye etmek üzere yanında getirir. ancak kılıcı jen isimli genç kızımız çalar. zengin bir ailenin kızı olan jen, yakın zamanda evlenecektir fakat aklı kılıçta ve oyundadır. çünkü jen aslında jade fox isimli savaşçı bir hanımdan dövüş dersleri almış süper donanımlı bir kızdır ve bu gizli oyunlarını evlenerek bir kenara atmak istemez. zaten bu oyunları sırasında kara bulut isimli isyancı grubun genç ve karizmatik liderine gönlünü kaptırıvermiştir.
li mu bai ve shu lien ise kılıcı çalan jene dersini vermek ve biraz da kulağını çekmek için çabalarlar. tabii tüm bunlar sık sık kılıçla dövüş ve uçarak dere tepe üzerlerinden (dere ve tepe hakkaten) kaçma sahneleriyle donanmış.
ninelerimizin anlattığı efsane hikayelere benziyor filmin öyküsü. hani abartılı "uçar gibi kaçtı", "göz açıp kapayınca birden yokoldu" gibi benzetmeler vardır ya film de işte böyle. seyredince "aman ya böyle saçma şey olmaz adamlara bak uçuyorlar resmen" demeyin, efsane bu. filmin tüm güzelliği de burada, masal havası...
jenin gönlünü kaptırdığı genç lo bizim eski türklere benziyor, hani çok iyi at binen ve savaşan, çin taraflarından gelen türkler grubundan. ben kulaklarıma inanamadım ama bu delikanlı "oy güzel kız...." diye şarkı söyledi filmde. kopsi ve ben oturduğumuz yerden zıpladık duyunca, birden damarlarımızda akan kan kabardı
filmin ilk dakikalarında shu lien (michelle yeoh) ve li mu baiın (yun-fat chow) karşılıklı bir konuşma sahnesi var. li diyor ki "yu, ben artık eğitime devam etmeyeceğim". yu:"ama li neden, sen çok iyi bir savaşçısın eğitimini yarım bırakmamalısın." diyor. li ise şöyle cevaplıyor: "evet ama ben hayatta başka şeyler olduğunu da öğrendim..." diyor ve aşırı mütevazi bir manalı bakış fırlatıyor liye.
bu klasik ben-senin-için-döndüm-eğitimden sahnesinden sonra ben hay allah yanlış mı ettik bu filme gelmekle diye düşünürken, düşüncelerimi tepetaklak eden bir dizi harika sahneyle karşılaşıyorum.
li yanında yüzyıllardan beri emanet olarak taşınan yeşil kılıcı bir arkadaşına hediye etmek üzere yanında getirir. ancak kılıcı jen isimli genç kızımız çalar. zengin bir ailenin kızı olan jen, yakın zamanda evlenecektir fakat aklı kılıçta ve oyundadır. çünkü jen aslında jade fox isimli savaşçı bir hanımdan dövüş dersleri almış süper donanımlı bir kızdır ve bu gizli oyunlarını evlenerek bir kenara atmak istemez. zaten bu oyunları sırasında kara bulut isimli isyancı grubun genç ve karizmatik liderine gönlünü kaptırıvermiştir.
li mu bai ve shu lien ise kılıcı çalan jene dersini vermek ve biraz da kulağını çekmek için çabalarlar. tabii tüm bunlar sık sık kılıçla dövüş ve uçarak dere tepe üzerlerinden (dere ve tepe hakkaten) kaçma sahneleriyle donanmış.
ninelerimizin anlattığı efsane hikayelere benziyor filmin öyküsü. hani abartılı "uçar gibi kaçtı", "göz açıp kapayınca birden yokoldu" gibi benzetmeler vardır ya film de işte böyle. seyredince "aman ya böyle saçma şey olmaz adamlara bak uçuyorlar resmen" demeyin, efsane bu. filmin tüm güzelliği de burada, masal havası...
jenin gönlünü kaptırdığı genç lo bizim eski türklere benziyor, hani çok iyi at binen ve savaşan, çin taraflarından gelen türkler grubundan. ben kulaklarıma inanamadım ama bu delikanlı "oy güzel kız...." diye şarkı söyledi filmde. kopsi ve ben oturduğumuz yerden zıpladık duyunca, birden damarlarımızda akan kan kabardı
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?