çanakkale şehitlerine

sergey
" “bu, tasindir” diyerek ka’be’yi diksem basina;
ruhumun vayhini duysam da gecirsem tasina;

sonra gok kubbeyi alsam da, rida namiyle;
kanayan lahdine ceksem butun ecramiyle;

mor bulutlarla acik turbene catsam da tavan;
yedi kandilli sureyya’yi uzatsan oradan;

sen bu avizenin altinda, burunmus kanina;
uzanirken, gece mehtabi getirsem yanina,

turbedarin gibi ta fecre kadar bekletsem;
gunduzun fecr ile avizeni lebriz etsem;

tullenen magribi, aksamlari sarsam yarana...
yine bir sey yapabildim diyemem hatirina." bence en guzel bolumu burasidir.gerci her satiri birbirinden guzeldir ayirim yapmak ne derece dogru bilmem.
carpediem
her sene 18 mayisi 19 mayisa baglayan gece, kanlisirtta toren yapilir, orada bir saat icinde telef olan yuzlerce belki de binlerce asker icin. ozellikle istanbul universitesi tip ogrencileri ve istanbul lisesi sakarya izci grubu her sene orada hazirdir. olen abileri icin yas tutar, "sizi unutmadik, unutmayacagiz!" derler. hele ki gece saat 3te o askerlerin sehit oldugu yerde ayni gun, ayni saatte anma toreni olur, dualar okunur. gecenin ayazinda titreyerek katinilan toren belki hayatinizda yaptiginiz en iyi seylerden biri olacaktir. derin sessizlik icinde okunan dualar esnasinda esen giden hafif ruzgar tum tuylerinizi diken diken eder. ve o anlari hayatiniz boyunca unutamazsiniz. ilkokulda canakkale cephesi soyleydi, boyleydi, en kanli cepheydi diye anlatilirken anlasilmayan "canakkale" bu sefer gercekten anlasilir. canakkale sehitlerine, abilerimize, atalarimiza...
serco
ey sehid oglu sehid, isteme benden makber,

sana agusunu acmis duruyor peygamber.

iste burasinda beynim karincalaniyor, tuylerim diken diken oluyor. bu siirin mekkede canakkale savasi hic gorulmeden (dunya gozuyle) yazildigi icin insan mehmet akif ersoy un nasil bir gonul gozune sahip oldugunun kanitidir.
ankakusu
basli basina bir saheser olan siir. bende en begendigim bir bolumunu yazsam gercektende bunu yapmaya icim elvermez. cunku bir bolumunu yazsam diger bolumleri kalbimi sizlatir.
ustteki entrylerde arkadaslar en begendikleri bolumleri yazmislarki hepside birbirinden farkli. iste sairlik bu olsa gerek.
(bkz: #111989)
(bkz: #112000)
(bkz: #112004)
(bkz: #117118)
serdarabay
ingiltere basınından bir köşe yazarı savaşın adiliğini bize yansıtan bir yazı yayınlıyor çanakkale’de hezimete uğramalarından önce. "ahh o istanbul’a geçmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.o ayasofya, o galata dan boğazın sularına kan boşalsın istiyorum. bu kanı daha sonra her cadde her sokaktan yükselen feryatlara karıştırmak istiyorum. doyasıya can almak istiyorum" (12 mart 1915)
firatrock
bu sava$ta benim de dedemin babasi olduruldu ($ehit du$tu) ama maalesef onun ugruna sava$tigi ülkü bugün yok olmu$ ve inanin ki o benim icin bizler için sava$ti .sirf ben peri$an olmayim diye oldu; lakin bugün bu “cennet vatanda” ben sürünüyorum.dü$ünüyorum o halde dedem neden olduruldu.”o.p” lerin dedeleri tefecilik yaparken o oldu. zenginler ‘o’ ve ‘p’ ler hic savasmadilar belki de;ama bugun yasayanlar onlar...
zavalli dedem benim bildiklerimi bilseydin belki de ...
death in babylon
mehmet akif ersoy’un yazdigi ezberimde hala yer alan canakkale savasini en iyi anlatan siiri.iyi biri okudugunda aglamamak elde degil.canakkale gezilerinde hep okunup hem gezilmelidir ki asil anlamini bulsun.



?u Bo?az Harbi nedir? Var my ki dünyada e?i?
En kesif ordularyn yükleniyor dördü be?i,

- Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya
Kaç donanmayla sarylmy? ufacyk bir karaya,

Ne hayasyzca taha??üd ki ufuklar kapaly!
Nerde-gösterdi?i vah?etle “bu: bir Avrupaly”

Dedirir-yyrtycy, his yoksulu, syrtlan kümesi
Varsa gelmi?, açylyp mahbesi, yahut kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-y be?er
Kaynyyor kum gibi, tufan gibi, mah?er mi mah?er.

Yedi iklimi cihanyn duruyor kar?ynda,
Osrtralya’yla beraber bakyyorsun ; Kanada!

Çehreler ba?ka, lisanlar, deriler rengarenk.
Sade bir hadise var ortada : Vah?etler denk.

Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...
Hani tauna da zuldür bu rezil istila...

Ah o yirminci asyr yok mu, o mahluk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,

Kustu Mehmetçi?in aylarca durup kar?ysyna;
Döktü karnyndaki esrary ! hayasyzcasyna,

Maske yyrtylmasa hala bize affetti o yüz...
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.

Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthi? ki: Eder her biri bir mülkü harab.

Öteden saikalar parçalyyor afaky;
Beriden zelzeleler kaldyryyor a’maky;

Bomba ?im?ekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor gö?sünün üstünde o aslan neferin.

Yerin altynda cehennem gibi binlerce la?am,
Atylan her la?ymyn yakty?y: Yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer
O ne müthi? tipidir: Savrulur enkaaz-y be?er...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Bo?anyr syrtlara, vadilere, sa?nak sa?nak.

Saçyyor zyrha bürünmü? de o namerd eller,
Yyldyrym yaylymy tufanlar, alevden seller.

Veriyor yangyny, durmu? da açyk sinelere,
Sürü halinde gezerken sayysyz tayyare.

Top tüfekten daha syk, gülle ya?an mermiler...
Kahraman o orduyu seyret ki, bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmyndan;
Alynyr kal’a my gö?sündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, ha?a, edecek kahryna ram?
Çünkü te’sis-i ilahi o metin istihkam.

Sarylyr, indirilir mevki’-i müstahkemler,
Be?erin azmini tevkif edemez sun’-i be?er;

Bu gö?üslerse Huda’nyn edebi serhaddi;
“O benim sun’-i bediim, onu çi?netme” dedi.

Asym’yn nesli... diyordum ya... nesilmi? gerçek:
Y?te çi?netmedi namusunu, çi?netmeyecek.

?uheda gövdesi, bir baksana, da?lar, ta?lar...
O, rukü olmasa, dünyaya e?ilmez ba?lar,

Vurulup tertemiz alnyndan, uzanmy? yatyyor,
Bir hilal u?runa, ya Rab, ne güne?ler batyyor!

Ey, bu topraklar için topra?a dü?mü?, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alny de?er.

Ne büyüksün ki, kanyn kurtaryyor Tevhid’i...
Bedr’in aslanlary ancak, bu kadar ?anly idi.

Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsyn?
“Gömelim gel seni tarihe” desem, sy?mazsyn.

Herc ü merc etti?in edvara da yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyetler eder istiab.

“Bu, ta?yndyr” diyerek Ka’be’yi diksem ba?yna;
Ruhumun vayhini duysam da geçirsem ta?yna;

Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namyyle;
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramyyle;

Mor bulutlarla açyk türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya’yy uzatsan oradan;

Sen bu avizenin altynda, bürünmü? kanyna;
Uzanyrken, gece mehtaby getirsem yanyna,

Türbedaryn gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

Tüllenen ma?ribi, ak?amlary sarsam yarana...
Yine bir ?ey yapabildim diyemem hatyryna.

Sen ki, son ehl-i salibin kyrarak savletini,
?arkyn en sevgili sultanyny Salahaddin’i,

Kylyç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki, Yslam’y ku?atmy?, bo?uyorken hüsran,

O demir çemberi gö?sünde kyryp parçaladyn;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramy adyn;

Sen ki, a’sara gömülsen ta?acaksyn... Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...

Ey ?ehid o?lu ?ehid, isteme benden makber,
Sana a?u?unu açmy? duruyor Peygamber.
maliyeci
"bir hilal ugruna, ya rab, ne gunesler batiyor!" derken gözleri dolmadan dayanacak biri varsa turk evladi degildir diyorum ben.o nasil bir yazarliktir,nasil bir ruhtur ki bu siiri yazmissin.
seyhmerat
sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsin?
“gomelim gel seni tarihe” desem, sigmazsin.
misralarida gercekten bir o kadar duygulandiricidi..

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol