çanakkale savaşları

0 /
angelus
çoğu dini tandanslı yayınlarda hz. muhammed in kabe den kalkıp çanakkale ye, savaşın kazanılmasına yardım etmeye geldiği, ki bu da kabe nin bakımından sorumlu olan bireyin her sabah hz. muhammed i gördüğü, lakin o sabah göremeyince korktuğunu, ertesi sabah da tekrar görüp de bir önceki gün niye göremediğini sorması üzerine hz. muhammed in "ben çanakkale ye, türklere yardım etmeye gittim" şeklinde bir açıklama yapması üzerine böyle bir söylemde bulunması sonucu çanakkale zaferinin bu şekilde gerçekleştiği savunulur. ya da cevat paşa nın rüyasına giren ak sakallı bir dedinin cevat paşa ya boğaza mayınların dökülmesi gerektiğini, böylelikle boğazın geçilmez olacağı şeklinde bir salık verdiği gibi hurafelere dayandırılır bu zafer. tabii o zaman adama sormazlar mı madem hz. muhammed yardım etti de savaş neden bu kadar uzun sürdü, allah ın kulu ve elçisinin bu savaşı saniyenin milyonda biri kadar bir sürede bitirmeye kudreti mi yoktur? zaferlerin bu tip ilahi! güçlere dayandırılması aynı zamanda o ilahi güçlere hakaret etmek değil midir? düşüncesizliğin bu kadarı da fazla değil midir?

edit: ayrıca merak ediyorum. sadece küçük bir tepeyi düşmana vermemek için yaşları 17 ve 20 yaş aralığında olan, o tepenin kaybı ile savaşın kaybedileceğinin farkında olan askerlerin tümü şehit olurken aynı ruhani varlıklar neyi beklemektedi? evet.
newsted35
bir ulusun dirilişinin yanında insanlık dersi verilmiştir tüm dünya’ya.

batmakta olan bir fransız zırhlısından kendini boğazın sularına atan bir düşman subayının ağzından dökülenler;

birdenbire müthiş bir patlama oldu.yere kapaklandım.sonra dehsetli bir saldırı ile havaya fırladım ve kendimi boğaz’ın buz gibi sularında buldum.mayına çarpmıştık.gemimiz batıyordu.artık hiçbir sey yapılamazdı.yüzerek kurtulmaktan başka çarem yoktu.sahil yakındı.fakat sağ bacağımdan yaralanmış olduğumu ve müthiş bir ızdırap verdiğini hissetmeye başladım.buna rağmen sahile doğru yüzmeye çalıştım.karaya ayak basmak üzere iken, tüfeğine süngüsünü takmış bir türk askerinin bana doğru koştuğunu gördüm.bu süngüden kurtulamayacağımı ve biraz sonra göğsüme saplanan süngünün sırtımdan çıkacağını peşinen kabul ettim.gözümü kapadım ve akıbetimi beklemeye başladım.türk askeri yanıma yaklaştı.yere diz çöktü.cebinden çıkardığı sargı beziyle titreyen ıslak vücuduma sardı.üzerimize yağan mermi yağmuruna aldırış etmeden koluma girdi.yavaş yavaş geriye doğru ilerledik.türk siperlerine gelmiştik.beni orada da çok iyi karşıladılar.türkler siperlerinde bana sıcak çay ikram ettiler.kısa bir zaman içinde kendime geldim.
chavez
onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır

hikayesi şöyledir: savaşın onuncu yılında, henüz cumhuriyet genç ve güçsüzken, avustralya gelibolu yarımadası’nın uluslararası bir mekan olması, kontrolünün uluslararası bir komisyonda toplanması ve mezarlık için büyük bir miktarda toprak talepleriyle, türk hükümetinin kapısını çalar. ama atatürk büyük bir siyasi manevra ile bu konuşmayı yaparak hem bu istekleri püskürtmüştür hem de tüm dünyanın kalbine adını kazımıştır.
greyfurt
çanakkale savaşlarinda türk hava harekati için:
"http://www.tayyareci.com/hvtarihi/canakkale/index.asp"

1.not: çok değerli bir kaynak. yoğunlaştığı konuda az bulunur bilgiler içeriyor. ayrıca diğer yakın dönem savaşlarımızındanda geniş bilgi sunuyor.
2.not: bu siteyi kaç kere baştan sona okuduğumu ben bile unuttum. yapanlardanda, sebep olanlardanda allah razı olsun.
freagl dreams
ölen düşman askerleri için atatürk ün onlar artık bizim evlatlarımızdır sözü insanı ağlatır, doğrusu bu anlayışa sahip olmayan insanlarla şimdi yaşıyor, yaşatılıyor vede yönetiliyor olmak acı tarafıdır tarihi bilmenin.
chavez
gündüz birbirine mermi sıkan askerlerin paydos olunca birbirine çikolata attığı, eşi benzeri görülmemiş, dünya tarihinin en romantik savaşı. el bombasını daha uzağa fırlatmak isteyen türk askerinin ayağından çıkardığı çorabın içine bombayı koyarak sallamak suretiyle amacına ulaşıp üstün zekasını tüm dünyaya gösterdiği savaş. istanbul’un okumuş gençliğinin ayırt edilmeksizin orduya alındığı ilk savaş. cumhuriyet kurulduktan sonra ülkeye gerekli olan beyinleri kaybettiğimiz savaş. dünya tarihini tamamen değiştiren savaş. her okuduğumda tüylerimi diken diken eden savaş.
angelus
“bu memleketin topraklarında kanlarını döken ingiliz, fransız, avustralyalı,yeni zelandalı, hintli kahramanlar! burada, dost bir vatanın toprağındasınız. huzur ve sükun içinde uyuyunuz. sizler, mehmetçiklerle yanyana koyun koyunasınız.
uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! gözyaşlarınızı dindiriniz. evlatlarınız bizim bağrımızdadır. huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”

mustafa kemal atatürk
seyhmerat
bu savaşlara dair nihat genç’in şaheserini okumak gerekir.

http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2005/04/28/yazidizi/yazidizi1.html
http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2005/04/29/yazidizi/yazidizi2.html
seyhmerat
mustafa kemal bu savaşlar sırasında elliyedinci alayın kaçtığını görünce atına biner ve hızla oraya gider;

-niçin kaçıyorsunuz (der askerlere)
-efendim düşman (der askerler)

düşman tepeyi ele geçirmek üzeridir bunun üzerine mustafa kemal; "düşmandan kaçılır mı" der, askerler "cephanemiz kalmadı" derler bunun üzerine mustafa kemal "cephaneniz yoksa süngünüz var" der ve hepsine süngülerini taktırtır ve yere yatırtır bunun üzerine düşmanda yere yatar ve o anda düşmanın tepeyi ele geçirmesi böylelikle engellenmiş olur.
seyhmerat
bu savaşlar sırasında bir genç yarbay cesareti ve yönetme kabiliyeti ile parlamıştır bu genç yarbay ki idealisttir ve ülkesinin geleceğini düşünmektedir muharebenin en çetin zamanlarında bile kendisini bu düşüncelerden alamaz, yeni bir ülke kurmak ister. savaşın en sert zamanlarında bile geceleri çadırında mum ışığının altında okuduğu bir kitap vardır jean jacques rousseau’nun toplum sözleşmesi onun egemenliğin halka ait olması söyleminden çok etkilenmiştir.

bu yarbay ki elliyedinci alayın başındadır ve daha o yaşta hiç çekinmeden şu emri verecek kadar güvenir milletine "ben size taarruz emretmiyorum ölmeyi emrediyorum, biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka birlikler ve komutanlar gelebilir." ve bu elliyedinci alay onun emrini yerine getirir hepsi şehit olmuştur. bu savaşın dünya sahnesine çıkardığı bu yarbay tabiki de mustafa kemal’dir.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol