büyüdüğünü anladığın an

8 /
valequentill
- anne kakam bitti
- sifonu cek ve cik o banyodan

tarzi bir diyalogla birlikte o banyoda yalniz oldugunuzu anladiginiz an icin soylenebilecek alternatif bir soz obegi..
matrax
akşam yemeklerini ekmek arası domates-peynir karışımıyla geçirmeyi ve evden bu gıda takviyesini yapar yapmaz dışarı çıkarken, kapının önünde, ayakkabı bağlaması esnasında ekmeğin dişler arasında sıkıştırılarak tutulması kaidesiyle elleri boşa çıkararak kereta kullanmadan ayakkabı giyme eylemini gerçekleştirmeyi bıraktığın andır.
imphotep
her gün aynı çocuk yüzüme bakarken aynada,biraz kıllanmış,biraz sertleşmiş ama gözlerinin içi hâlâ çocuk olan yüzüme koca koca heriflerin "abi" dediği,benim de içimden gülme geldiği her an anlıyorum biraz daha büyüdüğümü.
madeline
tüm çocukluğunuzu birlikte geçirdiğiniz komşu oğluyla aynı odada herzamanki gibi gülüp eğlenirken eve döndüğünüzde annenizin sizi sinirli bir şekilde azarlamasıdır.
gece kalmalarında birlikte koyun koyuna uyuduğunuz uzaktan akraba, oğlan çocuklarıyla yatağınızın ayrıldığı andır.
terkediliş ya da onarımı olmayan bir kırgınlık sonunda aslında hayatta tek başınıza olduğunuzu anlayıp cenin pozisyonunda yatakta kıvrılıp yatarken.
ateşli bir aile kavgası sonucu annenizin "çık git bu evden!!!" dediği andır.
ludingirra
duş alırken, "anneeeaaa su soğuuuğğğkkkk" diye ciyakladığın an kıçına yediğin şaplağın yerini sevişirken partnerinin aynı yere attığı şaplakların aldığını,

4 yaşındayken sınıf arkadaşın altına işediğinde ağlaya ağlaya pantolonu ve külotu bileğine kadar sıyrılmış vaziyette geldiğinde "aaa, bu ne? bende niye yok bundan?" diye verdiğin cingöz tepkinin yerini, partnerininkini görünce "ufff, harika buuu" diye verdiğin şuh tepkinin aldığını,

derin ve büyük sıkıntılara küçük oyunlar yerleştirerek elveda diyemediğini, kapıyı vurup çıkarken ardındakileri düşünmeden edemediğini,

rüya görmek için değil, ertesi günkü sorumluluklara yetişebilmek için uykuya yattığını ve gözyaşlarını masaların altına ya da dolapların içine değil maskelerin ardına gizlediğini farkettiğin an büyüdüğün andır.

dönüşü var mı?

var mı!?



-alo?
+buyrun hanfendi?
-baba? benim...

(bkz: o kadar büyüdük mü baba)


spongebob
kendi ayaklarının üzerinde durduğun an büyüdüğün andır. 9 yaşında bütün arkadaşların top oynarken, ailelerinin onlara aldığı oyuncakları birbirlerine gösterirken sen eline verilen kazma ve küreğin yerde çıkardığı sesleri ve başındaki ustanın bağırışlarını duyarken...

sonra aldığın üç kuruş ile eve dönerken bakkaldan 2 ekmek, biraz peynir ve biraz zeytin alıp eve götürürken annenin gözündeki sana duyulan gururlu bakışların arkasındaki acıma hissini anladığın an büyüdüğün andır.
salome
olum haberleri siklasinca ve yarattigi etki de dogru orantida artinca buyudugu gercegini kabul etmek zorunda kaliyor insan.
instrument
seneyede giyerim diye bir numara büyük alınan ayakkabının öbür sene de giyip ondan sonraki sene ayağa olmamasını gördüğümüz andır.
nerobianco
büyüdüğünü anladığın an yapılacaklar;

*sinemaya kot pantolon ile gideceksin herhangi bir temasta belli olmayacak.
*slip mayo giymeyeceksin.slip mayonun üzeirne şort mayo giyeceksin.
*aradabir boruları temizleyeceksin ki el ele değince etkilenmeyesin.
*yiğidin malı meydanda değildir ayıptır bunu esas alacaksın.

not:bunları uyguladığın taktirde sen büyüdüğünü anladığın an kimse anlamayacak.



sipsi
yağmur yağarken sokakta oynayamayacağı için ağlamayı bıraktığı an. şarabını açıp camın arkasından yağmuru izlerken sadece akasya kokulu sabahları özlediği için ağladığı an.
8 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol