bülent ersoy

0 /
passive
efendim öncelikle belirtmem gerekir ki; kendisi bu dünyada görüşünü savunmak istediğim en son kişilerden biridir.. zira cinsel tercihinden ve genel davranışlarından dolayı büyük bir antipati duyuyorum. fakat her ne olursa olsun söylemek istediği gayet mantıklıdır fakat bir türlü anlatmak istediği gibi anlatamamıştır.. ’oğlum askerlikten muaf olsun sarayım sarmalıyayım da eller öldürmesin’ deme niyetinde değil ırak’a düzenlenen 25. operasyonun herbirinde onlarca şehit verdiğimiz fakat hala kesin bir sonuca ulaşamadığımızdır.. onca canın boş yere verilmesine, politika aracı olarak kullanılmasına, hepsinin gencecik canlar değil de birer mal zannedilmesine karşı gelmiştir.
’vatan sağolsun. şehitler ölmez, vatan bölünmez. 40 tane doğururum hepsini de asker yaparım. hede hödö.’ doğrudur.. ama nereye kadar?

daha kaç 25 operasyonda onca can verilecektir onu merak etmektedir..

yani sonuçta bu bayan ya da adam her neyse belki ömründe ilk defa haklıdır..

edit: bunu da anlamak istediğiniz gibi anlayın. beni de çarmıha gerin, beni de vatan haini ilan edin. aferin..
imgoindeeperunderground
hislerime tercüman olmuş, ebru gündeşin kafası kadar taşakları olduğuna inandığım insandır. sevmek ya da sevmemek ayrı mevzu elbette onu, ama söyledikleri kimsenin canlı yayında söylemeye cesaret edemeyeceği şeylerdi.

aslında aylar önce "vatan sağolsun hissiyatı" üzerine yazdıklarıma tam olarak oturan şeylerdi. insanların bir evlatlarını kaybedip "bir oğlum daha var" diyebilmesini, tüm bu oyunları ve onlar için piyon olan evlatlarını savaşa göndermekten bu kadar çekincesiz olmalarını hiç anlamamıştım, bir başka anlamayan ve bunu söylemekten de korkmayan bir insan daha olduğunu görmek beni hem şaşırttı hem de mutlu etti.

bunları bir anne söylese belki insanlar bu kadar tepki göstermeyecekti ama söyleyenin zaten bu toplumun normlarını siklemeyen ve kendisini bu şekilde de gayet güzel kabul ettiren hem de bunu insanları "helal olsuun" diyerek bağırtan bir insanın yapması koydu herkese bu kadar. bunu birinin söyleyecek cesareti olması delirtti.

şimdi istediğiniz kadar ağzını kapatın, askerlikten soğutuyor deyin, anne olamazki ne bilsin deyin, canlı yayından yasaklayın, söyleyeceklerini söyledi ve bir sürü insan da hak verdi. hak verenlerin değil vermeyenlerin seslerini duyuracak medya, ama biz duyulmayan seslerin de var olduğunu bilecek kadar tanıyouz artık bu oyunları.

olmadı sallandırsınlar üç beş tanesini, bakalım bir daha ne düşündüğünü söyleyen oluyor mu..
kaamos
kendimi alamadım ekrana bakmakta. süleyman ateş ilginç bir yorum yaptı:
-dekolte kıyafet ile dua okumak haramdır.

içimden süleyman ateş, konu o değil, sen asıl konuyu gözden kaçırıyorsun demek geldi.

hanımımız, divamız, iftardan bir buçuk saat sonra orucunu açıyordu, hem de ekran karşısında, sesli bir şekilde dua okuyarak. ekrana çakılı kaldım o anda. ne oluyor lan demeye kalmadı, ersoy orucunu açtı.

reklam kokan hareketler dedim. sen de mi brutus dedim. allah seni bildiği gibi yapsın dedim. dedim de elime ne geçti.

o an düşünemedim, düşünme yeteneğimi bir anlığına kaybettim. bari küfür edeyim de sinirim geçsin dedim, hafızam yerinde yoktu. tüm küfürleri unutmuştum. iyi ki de unutmuşum. yoksa tüm küfüleri kusacaktım ekrana. ersoy’un ayaklarının dibine.

sen de mi brutus?
sen de mi brutus?
sen de mi brutus?
...

bozuk bir plak gibi sürekli bu lafı söyledim durdum. olmamalı, bu tür davranışlar olmamalı lan dedim. bu kadar insanlar sapıtmamalı, insanlar bu kadar keriz yerine koyulmamalı. yapılmamalı...

sen de mi brutus? sen de mi ekranlarda daha fazla görünme çabası içerisine girdin, sen de mi polemik insanı olmaya çalıştın. sen de mi?

ulan komplo teorilerini sevmem ama sen de mi türkiye’nin dindar profiline yaranma derdine düştün?

sen de mi brutus?
elma sekeriiii
omuzu açık bir elbise giymi$tir bu sanatçımız geçenlerde. kendisi halka’daki kıza benzemekte pırasa gibi uzun saclar kapkara makyaj vesaire.
öyle de bi elbise giymi$ ki ıslanmı$ da a$agı dogru büzülmü$ gibi duruyordu. ha dedim ya halka’daki kız i$te...
su
garez filmindeki siyah sacli kabus kizin ikinci subesidir kendisi...karabasaniniz olur geceleri,bide agir ki ustunuze cokse,karabasan o olsa,kalkmaz ole la ilahe illalahlarla falan,dua mua yetmez kovmaya.gozlerinin altina da on kat beyaz badana ceker karanlikta gozuksun diye.klibinde oynatacagi cocukla roportaj yapiyolar,beraber calismak nasil die,cocuk da dogal olarak naapsin,bulent bey’le cok iyi anlasioruz diyo,birden bi sessizlik,sonra cocuk klipte casper rolunde heralde,ee koskoca bulent abla’na dersen bulent bey,carpilirsin bole
my son is father
şimdi önceki haliyle olan bir filmini izledim de beni oldukca sasırtmıstır.
filmi izliyorum ve düsünüyorum ulan bu kestirmeden önce ne kadarda kibarmıs, inceymiş, düsünceliyiş. lakin şimdi bakıyorumda, kestirdikten sonra, ota boka bagıran biri olmus.
sanki ameliyattan sonra daha bir delikanlılasmıs .
nickten yana sansim yok
şöyle bir haber var kendisiyle alakalı:

"1992 doğumlu berk yılmaz ile birlikte olan 60 yaşındaki bülent ersoy, kendisinden 20 yaş küçük kayınvalidesiyle görüntülendi."

oha amk. oha. var mı böyle bi şey arkadaş. halis toprak olayında ayaklananları şimdi de görmek isteriz.
elma sekeriiii
kendisi bir domates bile kesemedigini itiraf etmi$ti geçen yıl. bir bayanın bir domates dahi kesememesi çok ayıptır. gerçi kesmese de olur, siz bülent hanımın tırnaklarını gördünüz mü hiç? o kadar uzundur ki ay boyunca kesmedigi tırnaklarının içinde tonla kir barındırır eminim. o yüzden kesmesin o, mümkünse hiç bir $ey yapmasın.
o tırnaklarla saçını düzeltirken gözünü nasıl çıkarmıyor anlamıyorum.
ithilquessir
olduğu yada olmak istediği şeyden türkiye’nin en zor zamanlarında bile ödün vermemesiyle takdirimi kazanmış birçok kişinin söylemeyi hayal bile edemeyeceği eserleri söyleyebilen müzik insanı.
bok bocegi
türkiye gibi bir ülkede hem transeksüel olup hem de şu anda türk sanat müziği denilince ilk akla gelen isimlerden olmak büyük başarı.. sırf bu yüzden bile takdir edilebilecek kişi..
armes
bir giydiğini bir daha giymeyen dış görünüşüne fazlasıyla önem veren ve bunu severek yaptığı belli olan her ne kadar bazı insanlar tarafından cinsiyet değişikliği yadırgansa da aslında düşünüldüğünde yıllar önce böyle bir şeye cesaret edebilmiş olması ve bunu herkese kabul ettirebilmiş olması bile takdir edilesi birşey.sonuçta kendini öyle hissetmesi sonucunda bunu saklamak yerine baştan aşağı hissettiği şekle bürünmüş,zamanında sahneye çıkma yasağı bile konulmuş fakat bütün bu zorlukları aşmış ve bugünlere gelmiştir.bırakın türkiyeyi dünyada bile bu kadar cesur bir insan daha olduğunu sanmıyorum.tabi eğer bülent ersoyun o muhteşem sesi olmasaydı belki bu kadar şanslı olmazdı.ne olursa olsun çok ama çok değerli bir ses.
denemeler
sahip olduğu mükemmel sese rağmen hareketlerindeki yapaylık,kibar olucam diye kendini zorlaması,eski,gereksiz bir çok kelimeyle konuşması ile antipatik olan sanatçımız.
armes
kanalları geçerken yüzünü gördügüm bi yarışmada ister istemez takılı kaldığım ve yaklaşık beş dakika izlememe rağmen konuşmasından hiç bir şey anlamadığım büyük sanatçı.müzikal anlamda çok fazla terim kullanması ve eski türkçe kelimelere çok fazla yer vermesi bunun en önemli sebebi.tamam bu belki benim bir eksikliğim lakin bülent ersoyda türkçeyi güzel konuşacağım diye çok abartılı çok ağır bir dil kullanıyor.ara sıra cümle içinde kullanılırsa konuşmaya ayrı bir hava katacak kelimelerin tümünü aynı cümle içinde kullanmasından ötürü biz izleyicilerde hiç bir şey anlamamaktayız.bence bu güzel türkçe konuşmak değildir.onun dışında makyözünü çok merak etmekteyim.amerikan korku filmlerinden çıkmış gibi.ürkütücü ürpertici.
-abla bu kadın ne diyo
-eee şey
-abla bu kadının gözleri neden böyle siyah
-makyaj
-makyaj ne
-kadınları güzel gözük...
-ama bu korkunç adı ne bu kadının
-bülent ersoy
-aaa ama bülent adı erkek ad..
-dıt.sus bakim o konulara hiç girme aaa hem sanane canım hadi git çizgi film izle.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol