alt vücudu çok hızlı bir şekilde geliştiren bir araçtır kendisi. aşırı gelişen şekilli bacak kaslarınız sayesinde ayağınızı yere daha sağlam bastığınızı hissedersiniz. düzenli bindiğiniz takdirde müthiş bir kondisyon yaparsınız. zinde hissettirir, mutlu eder. stres nedir unutturur.
iyi bisiklet size bu sporu sevdirir, kötü bisiklet ise tam aksine nefret ettirir. kullanım amacınıza ve bedeninize uygun bisikleti seçmek çok çok önemlidir. istanbul sahilleri gibi düzgün yolları kullanacaklar için dağ bisikleti almak kelimenin tam anlamıyla hamallıktır, eşşekliktir. düzgün yollarda kullanılacaksa 28" jant çapına sahip şehir-yol bisikletleri tercih edilesidir.
bisiklete verilen para asla pişman etmez, acımayın. gayet canlı ve çok az zarar ettiren bir ikinci el pazarı vardır aynı zamanda.
bisiklet
100tl den başlayıp 70.000tl ye kadar çıkabilen ender ürünlerdendir. yarı profesyonel bir kullanıcı olarak marka, model, fiyat, tip, aksesuar konularında kararsız arkadaslara yardımcı olmak isterim.
ne yaparsanız yapın sadece resmini gördüğünüz bisikleti almayın, sipariş etmeyin. en basitinden sahibinden.com'da bile kadro boyu uygun olmadığı için 50km kullandığım bisikletimi satıyorum diyen arkadasların durumuna düşmemiş olursunuz. gidin yerinde görün, binin üstüne vurun kırbacı.
ne yaparsanız yapın sadece resmini gördüğünüz bisikleti almayın, sipariş etmeyin. en basitinden sahibinden.com'da bile kadro boyu uygun olmadığı için 50km kullandığım bisikletimi satıyorum diyen arkadasların durumuna düşmemiş olursunuz. gidin yerinde görün, binin üstüne vurun kırbacı.
zaman zaman deli tasarimlarina da $ahit oluruz;
http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay/83124/2/1/en-cilgin-bisiklet-tasarimlari
http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay/83124/2/1/en-cilgin-bisiklet-tasarimlari
çok yakında araba almak varken aklımda, etrafta gördüğüm bisikletçiler yüzünden "önce bir de bisiklet alayım ben en iyisi" demekteyim şu ara. haftasonu giyeceksin şortunu, bol t-shirtünü, rahat ve rengarenk bir haldesin. binceeksin bisiklete. süreceksin yemyeşil parkta. çantanda kitabın olacak her daim. o park senin, bu meriç boyu benim. off tadından yenmez..hem spor da olur bir nevi. yapayım ben bunu yapayım..
(bkz: akort ayarı)
ilkokuldayken eve geldiğimde çantami kapinin önüne birakip balkondaki bisikletimi alip mahallede tura çikardim. akşama kadar da gelmezdim. tekerlekleri rengarenkti çok ciciydi benim bisikletim. yine böyle yaptığım bir gün eve dönüşümde abim beni bisikletten indirip bisikletimin tekerlerini patlatmasıyla son bulmuştu serüvenim.nereden bilebilirdim ailemin beni bu şekilde merak ettiğini? halbuki onun üstünde kendimi ne kadar da özgür hissediyordum.
müzik dinleyerekten sürülen en keyifli şey. tabi yararları ve zararlarınıda sıralamalı. zayıflatır, kas yapar, enerjinizi atmanıza yardım eder. zararı ise hızla giderken karşınıza çıkan at arabası altında kalmanıza bundan dolayıda kısa bir dönem hafıza kaybı ile bütün derinizin soyulmasına sebep olabilir.
aman dikkat.
aman dikkat.
sadece düz olarak kullanabildiğim,çocukluğumdan beri her türlü dönüşü yaparken devrildiğim ulaşım aracı.bende mi var bir sorun?yoksa tanrım yıllardır bindiğim hep aynı bisiklette miydi hata?ben bunca yıl bilmeden o hataya mı bindim,biniyorum,binmeyeceğim!
ona güzel baktığınız sürece çok iyi bir dosttur. bir kaç bakım-tutum önerisini paylaşıyorum;
1- pedal aksamına çok dikkat edin. özellikle bisiklet üzerinde ayakta durarak pedallara yüklendiğinizde oldukça fazla kuvvet biniyor üstlerine. bu da doğal olarak pedalı gövdeye bağlayan dişlide gerilmelere yol açıyor. bu nedenle güzel güzel çevirin pedalları, artistlik yapmayın.
pedal çevirme doğrultusu da bu aksama en fazla zarar veren şeylerden biridir. herkes çok düzgün çevirdiğini zanneder ama durum öyle değil. bir çok insan pedalı çevirirken istemeden de olsa gövdeye doğru baskı uygular. böylece yalnızca tek bir doğrultuda( gövdeye paralel ) olması gereken kuvvetin diğer bir bileşeni ortaya çıkmış olur. bu da zamanla pedala zarar verir.
ara sıra pedalları söküp yağlamakta fayda vardır.
2- tekerlekler; aslında bisikletinizi sürekli kullanıyorsanız bu konuda pek problem yaşamazsınız. en fazla havası iner, onu da 2 dakikada halledersiniz zaten. daha çok uzun süre kömürlüklerde, balkonlarda kalan bisikletlerin tekerleri sorun çıkartır. böyle bir durumda tekerlerin direkt olarak zeminle temas etmemesini sağlarsanız güzel olur. hatta elinizdeyse, uzun süre kullanmayacağınız zaman alın havasını tekerlerin öyle kaldırın bisikleti.
3- zincir; bisikletin en hareketli aksamı olan zincirlere biraz özen gösterdiğiniz sürece hiç bir sorun yaşamazsınız. yapmanız gereken şey çok basit; yağlamak. her hareketli makine parçası gibi zincirler de yağ ile beslenirler. eğer belirli aralıklarla yağlamazsanız hem her pedal çevirdiğinizde rahatsız edici bir ses duyarsınız, hem de zincirlerin ömrünü azaltırsınız. kullanım sıklığınızla ters orantılı olarak zincirleri yağlamayı ihmal etmeyin.
4- amortisörler; burada sorun tamamen yanlış kullanımdan kaynaklanıyor. amortisörler siz çukurlara girip çıktığınızda rahatsız olmamanız için vardır. yurdum insanı bunları denemek için merdivenlerden inip çıkınca doğal olarak canlarına okunuyor. onları sadece ihtiyacınız olduğunda kullanın. mecbur kalmadıkça kaldırımlardan inerken bile bisikletinizin üzerinden inin. sonra çukurlardan geçerken kıçınız acıyınca çok ararsınız o günleri.
bakım-tutum çok önemli. aldığınız malın ömrü %50 kalitesiyle alakalıyken emin olun %50 de sizin ona nasıl baktığınızla alakalıdır. bisiklet iyi bakıldığı sürece pek sorun çıkarmaz. fren telinin gevşemesi, zincir atması gibi ufak ve tamiri zevkli şeyler dışında öyle çok makro problemler yaşatmaz size. güzeldir. candır.
her daim alet çantası taşıyın bisikletinizin yanında. içinde çok fazla şey olmasına gerek yok, bir kaç anahtar ve pense işinizi görecektir. yükte hafif, işlevde ağır şeyler bunlar.
bisiklet tepesindeyken müzik dinlemek büyük zevk, biliyorum; ama yine de siz siz olun dışarıdaki seslerden tamamen absorbe etmeyin kendinizi. görünmez kazalara maruz kalmak istemiyorsanız etrafınızda olup biteni duyun.
bir bisiklet alın kendinize. boş günlerinizde atlayın tepesine, çıkın sahile. geri döndüğünüzde emin olun çok daha hafif biri olacaksınız.
1- pedal aksamına çok dikkat edin. özellikle bisiklet üzerinde ayakta durarak pedallara yüklendiğinizde oldukça fazla kuvvet biniyor üstlerine. bu da doğal olarak pedalı gövdeye bağlayan dişlide gerilmelere yol açıyor. bu nedenle güzel güzel çevirin pedalları, artistlik yapmayın.
pedal çevirme doğrultusu da bu aksama en fazla zarar veren şeylerden biridir. herkes çok düzgün çevirdiğini zanneder ama durum öyle değil. bir çok insan pedalı çevirirken istemeden de olsa gövdeye doğru baskı uygular. böylece yalnızca tek bir doğrultuda( gövdeye paralel ) olması gereken kuvvetin diğer bir bileşeni ortaya çıkmış olur. bu da zamanla pedala zarar verir.
ara sıra pedalları söküp yağlamakta fayda vardır.
2- tekerlekler; aslında bisikletinizi sürekli kullanıyorsanız bu konuda pek problem yaşamazsınız. en fazla havası iner, onu da 2 dakikada halledersiniz zaten. daha çok uzun süre kömürlüklerde, balkonlarda kalan bisikletlerin tekerleri sorun çıkartır. böyle bir durumda tekerlerin direkt olarak zeminle temas etmemesini sağlarsanız güzel olur. hatta elinizdeyse, uzun süre kullanmayacağınız zaman alın havasını tekerlerin öyle kaldırın bisikleti.
3- zincir; bisikletin en hareketli aksamı olan zincirlere biraz özen gösterdiğiniz sürece hiç bir sorun yaşamazsınız. yapmanız gereken şey çok basit; yağlamak. her hareketli makine parçası gibi zincirler de yağ ile beslenirler. eğer belirli aralıklarla yağlamazsanız hem her pedal çevirdiğinizde rahatsız edici bir ses duyarsınız, hem de zincirlerin ömrünü azaltırsınız. kullanım sıklığınızla ters orantılı olarak zincirleri yağlamayı ihmal etmeyin.
4- amortisörler; burada sorun tamamen yanlış kullanımdan kaynaklanıyor. amortisörler siz çukurlara girip çıktığınızda rahatsız olmamanız için vardır. yurdum insanı bunları denemek için merdivenlerden inip çıkınca doğal olarak canlarına okunuyor. onları sadece ihtiyacınız olduğunda kullanın. mecbur kalmadıkça kaldırımlardan inerken bile bisikletinizin üzerinden inin. sonra çukurlardan geçerken kıçınız acıyınca çok ararsınız o günleri.
bakım-tutum çok önemli. aldığınız malın ömrü %50 kalitesiyle alakalıyken emin olun %50 de sizin ona nasıl baktığınızla alakalıdır. bisiklet iyi bakıldığı sürece pek sorun çıkarmaz. fren telinin gevşemesi, zincir atması gibi ufak ve tamiri zevkli şeyler dışında öyle çok makro problemler yaşatmaz size. güzeldir. candır.
her daim alet çantası taşıyın bisikletinizin yanında. içinde çok fazla şey olmasına gerek yok, bir kaç anahtar ve pense işinizi görecektir. yükte hafif, işlevde ağır şeyler bunlar.
bisiklet tepesindeyken müzik dinlemek büyük zevk, biliyorum; ama yine de siz siz olun dışarıdaki seslerden tamamen absorbe etmeyin kendinizi. görünmez kazalara maruz kalmak istemiyorsanız etrafınızda olup biteni duyun.
bir bisiklet alın kendinize. boş günlerinizde atlayın tepesine, çıkın sahile. geri döndüğünüzde emin olun çok daha hafif biri olacaksınız.
şeytan arabası olarak da bilinir.
kulaga en sevilen sarkıların tıkıştırıldığı i-pod takılıp, sahil boyunca dolaşarak, kafayı, duyguları dinlendirmesine yardımcı 2 tekerlekli dost ...
(bkz: trek)
4000€ ya kadar çıkan fiyatları varmış bunların. araba alırım daha iyi dedirtir insana.
edit:http://www.bikeandoutdoor.com/ şu adreste 6800€ ya bisikletler satılıyormuş. kesinlikle araba almak daha mantıklı.
edit:http://www.bikeandoutdoor.com/ şu adreste 6800€ ya bisikletler satılıyormuş. kesinlikle araba almak daha mantıklı.
bir tane edinip kendimi dağa, bayıra, doğaya vurmayı planladığım; 20 sene sonra tekrar sahibi olmayı umduğum aparat.
(bkz: bisiklet kornasi)
umut pariltisi..
(bkz: the cyclist)
(bkz: the cyclist)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?