bilgiçlerin şiirleri

rintruz
yansı(ma)

yağmur muydu adımlarımda hızlanan, telaşlı...

köpüklenirdi düşlerim bazalt bir burçta,

bir ben_u sen daha yaşatma sevdasında değildim oysa

ama kasım ikindisine düşürdüğüne göre yükünü

bir çisenti ile tatmin olmayacak yeryüzü

fırtına!..fırtına!..fırtına!..

(yer altı... bir sığınakta tutmalıyım düşlerimi.

ya öfkeli yağmur eritirse tümünü...)





düşüm:gülüşlerimde büyüyen bir başkaldırıyla çözmek demokrasi bilmecesini ve şaibeli bir geçmişe sahip birilerini yaralamak kendi hançeriyle...



yağmur hızlandıkça giriyorum düşlerimle bir dehlize...



avuçlarımdan kayıp gitti bir çakıl taşı

gözyaşlarıyla diri tutardı oysa coğrafyamı

emaneten farklılaşıyor şimdi kıvrımlar...



metruk da olsa bir adayı yaşanabilir kılacaktım

o uzaktaki ümit ışığı aydınlatacaktı adamızı

bir gül fidesi dikemez miydim yani

hıdrellezde tutturmak için dalına bir dilek

esmer günleri sarışın bir hüzün sarmalasın

kıyıdaki kadırgaydı beni kaf dağı’na götürecek...



işte başladı öfkeyle yağmaya...

fırtına çıktı ve çıkardı ortaya gerçekleri...



gerçekler çekiştirmeye başladı eteğimi,

şimdi korku parkına düşürmeye çalışıyor birileri beni

bilirim bu oyunları

önce öykündüğüm dizeler bir bir kurşunlanacak,

sonra adım anılacak ölümcül tezgahlarda ,

sonra... sonrasını hepimiz biliyoruz,sözde bir mahkeme kurulacak

ve beynim karış karış aranacak .

hüküm: karanlık odaya tek kurşun...

ve gerekçeleri:

<şimdi gazete sütunlarında bir direnişin öyküsü diye yazarlar. hayır biz öldürmedik o düşlerinin kurbanı...>



oysa bilinmez bu düşüşler biletir sevdamı...



eskiyor saatler, fırtına dindi.



yön verebilir sanırım bu kent yağmur sularıyla

adresi yutulan bir köy evine.



dicle uyumaz fırtına da bile , hayat verir berraklığıyla kimliksizlere.

uyutulanlar bilmez tabi hevsel bahçelerinde kaç gülün solduğunu.

sahi yüksek rakımlı bir kentte kaç gül solar?

.............................ve panayır yerlerinde ki solgun yüzler.





(kırk sekiz dakika olmuş düşlerimi sığınaktan çıkaralı)



işte düşlerim eskisi gibi güçlü hala,

yağmurlar eritemedi...

o kurşun da karanlıkta boşluğa sıkıldı sanırım,

bir öykü kahramanı yapamadınız beni...



günler ... aylar... yıllar...

eskiyen yüzünüzde yenilenen bir belayım ben...



r.u.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol