beşiktaş
(bkz: yer siyah gok beyaz )
an itibarıyle abdi ipekcide efes pilsen ile playoff maci olan basketbol takimi.
bir gün kiyamet kopar çöker karanlik,
allah bizi affetmez çok günah aldik,
sevenler ayrilmaz bir plan yaptik,
bütün çarsi cehenneme kombine aldik!
allah bizi affetmez çok günah aldik,
sevenler ayrilmaz bir plan yaptik,
bütün çarsi cehenneme kombine aldik!
(bkz: tumer metin)
sampiyonluk hasretiyle çok çile çektik
geceleri uyumadan sabahlar ettik
uçurumlara düsmeden tut elimizi
sampiyon ol besiktasim mesut et bizi!
geceleri uyumadan sabahlar ettik
uçurumlara düsmeden tut elimizi
sampiyon ol besiktasim mesut et bizi!
20 takım arasında yapılan ilk türkiye liginde şampiyonu.
dedikya bir kere, "beşiktaş ya ruhumuzdadır, ya da hiçbir yerde..."
bizki en sağır kulaklara fısıldardık: "burası inönü burdan çıkış yok oğlum, yok kızım " diye... burası inönü; golden sonraki sevinçle başlar ölüm-kalım savaşı; beşiktaşımızın üstünde siyah-beyaz çubuklu forma, bizim dilimizde "beşiktaşım sen çok yaşa, canım feda olsun sana"
... gökyüzü simsiyah, ruhlar bembeyazdır artık. ve, bir kartal seyretmektedir bunları gökyüzünün en yüksek noktasından süzülürcesine... beşiktaşlı olmak sadece "taraftar" olmak anlamına gelmez. taraftarlığı da bir kutsal forma içerisinde kutsamaktır... işte o zaman ruhlar ve bedenler tek bir varlık gibi dans ederler tribünlerde...
dedikya; burası inönü! burada yaşanılanlar, anlamayanların akıl sağlığını bozar. mabedimiz inönü kutsaldır bizim için. kucaklaşmanın olduğu güne siyah-beyaz peynir zeytinle başlarsın; sonra kartal olur 40 bin kişi konarsın tribünlere, topla birlikte sen de tribünde atağa geçersin; orta yaparsın; kafa topuna çıkarsın; gol atar gol kaçırırsın; rakibin atağını kesmek için tribünde kendi kalene koşarsın; arasıra sen de tribünde sakatlanırsın ama kimseye çaktırmazsın; totem yaparsın; maçı bırakıp, koridora çıkıp dua edersin; kulaklarına gelen sesin tansiyonuna dayanamaz, tekrar tribüne koşarsın; inanmışlığın verdiği haykırmayla tekrar tribünde atak üstüne atağa geçersin... "haydi kartalım... haydi beşiktaşım..." diye yalvarırcasına bağırırsın...
çünkü sen 12. adamsın!
12. adam asla yorulmaz, inancını yitirmez, hep pozitif olmak zorundadır, bu enerjiyi sahaya yansıtmalıdır. giydiği 12 numaralı formanın hakkını verir. akıttığı terden güneşte çay demler. maçı kartallar edasında koparır, kazandırır. inönüde maç oynanırken orada olamayan 12. adamların gözleri açık gider ölüme.
12. adamlar zor bulunurlar... öldüklerinde inönünün beleştepesinde gömülmek için oranın kendilerine mezarlık yeri olarak ayrılmasını isterler ya da küllerini inönünün çimlerine savrulmasını vasiyet ederler. ama, ruhları asla ve asla ölmez! 12. adam giydiği kartal baskılı çarşi formasını stad yapılırken inönünün çimlerine çoktan ruhuyla birlikte gömmüştür. şimdi o formanın üstünde gelecekteki başarılar ve zaferler özgürce yeşermektedir... ve, artık sahada 12ler savaşmaktadır.
forma nerede mi gömülü? eski açık tarafı ceza alanı dışındaki sağ iç köşede... 12.adam çarşı formasını yaptığımız ayinle mabedimize gömdük ve üzerine de şu dörlüğü yazdık:
inönüye karanlık çöktüğü zaman
dışarıda yağmurlar yağdığı zaman
tibünlerde çarşi coştuğu zaman
haydi bastır şanlı karakartalım...
o forma beşiktaşımıza ömür vermiş ve vermekte olan tüm kartallara hitaben oraya gömülmüştür. dünyada başka örneği varsa buyursunlar çıkarsınlar.
bir ömür de bizden kartalım... bir ömür de bizden beşiktaşım...
tüm kartallara selam olsun.
bizki en sağır kulaklara fısıldardık: "burası inönü burdan çıkış yok oğlum, yok kızım " diye... burası inönü; golden sonraki sevinçle başlar ölüm-kalım savaşı; beşiktaşımızın üstünde siyah-beyaz çubuklu forma, bizim dilimizde "beşiktaşım sen çok yaşa, canım feda olsun sana"
... gökyüzü simsiyah, ruhlar bembeyazdır artık. ve, bir kartal seyretmektedir bunları gökyüzünün en yüksek noktasından süzülürcesine... beşiktaşlı olmak sadece "taraftar" olmak anlamına gelmez. taraftarlığı da bir kutsal forma içerisinde kutsamaktır... işte o zaman ruhlar ve bedenler tek bir varlık gibi dans ederler tribünlerde...
dedikya; burası inönü! burada yaşanılanlar, anlamayanların akıl sağlığını bozar. mabedimiz inönü kutsaldır bizim için. kucaklaşmanın olduğu güne siyah-beyaz peynir zeytinle başlarsın; sonra kartal olur 40 bin kişi konarsın tribünlere, topla birlikte sen de tribünde atağa geçersin; orta yaparsın; kafa topuna çıkarsın; gol atar gol kaçırırsın; rakibin atağını kesmek için tribünde kendi kalene koşarsın; arasıra sen de tribünde sakatlanırsın ama kimseye çaktırmazsın; totem yaparsın; maçı bırakıp, koridora çıkıp dua edersin; kulaklarına gelen sesin tansiyonuna dayanamaz, tekrar tribüne koşarsın; inanmışlığın verdiği haykırmayla tekrar tribünde atak üstüne atağa geçersin... "haydi kartalım... haydi beşiktaşım..." diye yalvarırcasına bağırırsın...
çünkü sen 12. adamsın!
12. adam asla yorulmaz, inancını yitirmez, hep pozitif olmak zorundadır, bu enerjiyi sahaya yansıtmalıdır. giydiği 12 numaralı formanın hakkını verir. akıttığı terden güneşte çay demler. maçı kartallar edasında koparır, kazandırır. inönüde maç oynanırken orada olamayan 12. adamların gözleri açık gider ölüme.
12. adamlar zor bulunurlar... öldüklerinde inönünün beleştepesinde gömülmek için oranın kendilerine mezarlık yeri olarak ayrılmasını isterler ya da küllerini inönünün çimlerine savrulmasını vasiyet ederler. ama, ruhları asla ve asla ölmez! 12. adam giydiği kartal baskılı çarşi formasını stad yapılırken inönünün çimlerine çoktan ruhuyla birlikte gömmüştür. şimdi o formanın üstünde gelecekteki başarılar ve zaferler özgürce yeşermektedir... ve, artık sahada 12ler savaşmaktadır.
forma nerede mi gömülü? eski açık tarafı ceza alanı dışındaki sağ iç köşede... 12.adam çarşı formasını yaptığımız ayinle mabedimize gömdük ve üzerine de şu dörlüğü yazdık:
inönüye karanlık çöktüğü zaman
dışarıda yağmurlar yağdığı zaman
tibünlerde çarşi coştuğu zaman
haydi bastır şanlı karakartalım...
o forma beşiktaşımıza ömür vermiş ve vermekte olan tüm kartallara hitaben oraya gömülmüştür. dünyada başka örneği varsa buyursunlar çıkarsınlar.
bir ömür de bizden kartalım... bir ömür de bizden beşiktaşım...
tüm kartallara selam olsun.
beşiktaş halktır halklar kardeştir tezahüratıyla beni kendine hayran bırakmış takımımı değiştirmeme sebep olmuş spor kulübü.
sezonluk kombine biletlerini satı$a sunmu$ takımdır.
eski acık: 100 ytl
yeni acık: 150 ytl
kapalı üst: 700 ytl
kapalı alt: 500 ytl
numaralı orta: 1250 ytl
numaralı kenar: 700 ytl
eski acık: 100 ytl
yeni acık: 150 ytl
kapalı üst: 700 ytl
kapalı alt: 500 ytl
numaralı orta: 1250 ytl
numaralı kenar: 700 ytl
kombineleri ucuza satan kluptur. tek mac biletine bir sezon gidilebilmesi mumkundur.
#296931 ile soylendigi gibi; "be$ikta$ halktır" dolayısıyla da kombine biletlerinin de "sudan ucuz " olması cokta yadirganmayacaktır.
zoru görünce kaçan yönetim kadrosundaki bir şahsiyetin sular durulunca geri döndüğü (zamanında) türkiyenin en iyisi olan takım
ulkemizde ilk kez super kupa diye adlandirlan kupanin, ilk sahibi.
(bkz: ilklerin kulübü)
hayatımın olmazsa anlamıda olmayacagını düşündügüm futbol takımı ama şu var çok güzel tarafı şansı hep fenere tutuyo genelde feneri kadıköyde maglup ediyo böyle harika bi takım işte 1903de kurulmuş efsanelerle dolu bir futbol kulübü.
havadan,karadan,denizden geliyoruz..
istanbul’dan, antalya’dan,hatay’dan..
amsterdam’dan,newyork’dan,münih’ten geliyoruz..
semtimizden,kordondan,tunalı hilmi’den..
şapkamıza,formamıza,bayrağımıza büründük geliyoruz..
sevdamızla,ilkelerimizle,duruşumuzla geliyoruz..
yaşadığınız yalan dünyaya inat..
inancımızla geliyoruz..
vecihiyle,cobarde gallina ile, kadıköy panteri ile geliyoruz..
baba hakkı’yla,şeref bey’le,atom karınca’yla..
küfüre karşı olduğunu söyleyip,
en aşağılık pankartları açan ikiyüzlülere geliyoruz..
ölüm stadı manşetini atan ahlaksızlar sürüsü için geliyoruz..
adalet için..
geliyoruz..
silah kaçakçılarına inat geliyoruz..
vergi kaçırıp sonra affettirenler için geliyoruz..
sözde "adam gibi adam"lara karşı,
"adam gibi adam;atam" diyerek geliyoruz..
iktidar yalakalarına inat geliyoruz..
ruhsatsız stad yapıp,
kara paralarını aklayanlar için geliyoruz..
cenk koray’la, şan öktem’le,yukarıdaki kapalı ile geliyoruz..
sesimizde tertemiz şarkılar,yüreğimizde kor bir sevdayla..
"madımak" diyerek, "eto’o" diyerek "kazım koyuncu" diyerek geliyoruz..
siyahla beyazın buluştuğu yerde doğduk..
beşiktaş’ın evlatlarıydık,binlerce olduk..
şimdi güneş battıktan hemen sonra,
yollara düşüyoruz bugün..
dilimizde bir özdemir asaf şiiri;
" binlerce göz geçiyordu geceden
bir geçiş,bir yola adını çiziyordu
bir yol,bir yalana adını çiziyordu
bir yer,bir saklanışa adını çiziyordu."
ege’nin dağlarını siyaha beyaza boyamak için..
yalanlarınızı silip üzerine adımızı yazmak için..
saklanışlarınızı..
hayattan ve onun doğrularından..
ve onun erdemlerinden uzaklaşışlarınızı..
bir tokat gibi yüzünüze çarpmak için geliyoruz...
yarın şafak söker sökmez oradayız..
geliyoruz...
istanbul’dan, antalya’dan,hatay’dan..
amsterdam’dan,newyork’dan,münih’ten geliyoruz..
semtimizden,kordondan,tunalı hilmi’den..
şapkamıza,formamıza,bayrağımıza büründük geliyoruz..
sevdamızla,ilkelerimizle,duruşumuzla geliyoruz..
yaşadığınız yalan dünyaya inat..
inancımızla geliyoruz..
vecihiyle,cobarde gallina ile, kadıköy panteri ile geliyoruz..
baba hakkı’yla,şeref bey’le,atom karınca’yla..
küfüre karşı olduğunu söyleyip,
en aşağılık pankartları açan ikiyüzlülere geliyoruz..
ölüm stadı manşetini atan ahlaksızlar sürüsü için geliyoruz..
adalet için..
geliyoruz..
silah kaçakçılarına inat geliyoruz..
vergi kaçırıp sonra affettirenler için geliyoruz..
sözde "adam gibi adam"lara karşı,
"adam gibi adam;atam" diyerek geliyoruz..
iktidar yalakalarına inat geliyoruz..
ruhsatsız stad yapıp,
kara paralarını aklayanlar için geliyoruz..
cenk koray’la, şan öktem’le,yukarıdaki kapalı ile geliyoruz..
sesimizde tertemiz şarkılar,yüreğimizde kor bir sevdayla..
"madımak" diyerek, "eto’o" diyerek "kazım koyuncu" diyerek geliyoruz..
siyahla beyazın buluştuğu yerde doğduk..
beşiktaş’ın evlatlarıydık,binlerce olduk..
şimdi güneş battıktan hemen sonra,
yollara düşüyoruz bugün..
dilimizde bir özdemir asaf şiiri;
" binlerce göz geçiyordu geceden
bir geçiş,bir yola adını çiziyordu
bir yol,bir yalana adını çiziyordu
bir yer,bir saklanışa adını çiziyordu."
ege’nin dağlarını siyaha beyaza boyamak için..
yalanlarınızı silip üzerine adımızı yazmak için..
saklanışlarınızı..
hayattan ve onun doğrularından..
ve onun erdemlerinden uzaklaşışlarınızı..
bir tokat gibi yüzünüze çarpmak için geliyoruz...
yarın şafak söker sökmez oradayız..
geliyoruz...
sadece köpekler siyah ve beyaz görürmüş diye bir yazı okumuştum beşiktaşla ilgili bir yazı da. allahtan ki azıcık angutum ne demek istediğini anlamadım öylesine yazıyorum.
#351351
#351351
beşiktaş ı 3 büyük klübün içine bile koymuyorum. çünkü yaptıkları hiç bi şey yok ancak sağa sola çamur atarlar. galatasaray 3 ncü yıldızı taktı ligde ve uefa da başarılar yakaladı, fenerbahçe mükümmel bir stad yaptı ligde başarılı oldu 3 ncü yıldızını taktı ya beşiktaş feneri 100 nci yılında şampiyon etmeyeceğiz vaadinden başka ne yaptı...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?