şimdi bir kere eğer ’ben küçükken çok salaktım’ mantığından yola çıkarsak hepimiz dün salaktık. ondan önceki gün daha da salaktık. bir yıl önce salak ötesiydik ve aslında hala da salağız çünkü yarın bugünden daha akıllı olacağız.
insan, özellikle idealist insan, dünkü kendini beğenmez. beğenemez. idealist görüşünde belirtmeye çalıştığı gibi ben bu entryi yazarak idealizmi çiğnemekteyim, çünkü bu entryde belirttiğim fikirlerim değişecek, gelişecek. bu durdurulamaz. ve ben bu entryi iki dakika sonra, yarın ya da gelecekte bir başka zamanda okuduğumda beğenmeyebilirim, beğenmeyeceğim. çünkü bunu yazan benden çok daha gelişmiş bir ben okuyacak şu an bu yazdıklarımı.
insan her gün gelişir, değişir. hangi insan iki saniye önceki kendini beğenir? hangi insan dün yaşadıklarını beğenir? hangi insan kendi yaptıklarını beğenir ki başkasınınkileri beğensin? eğer geçmişteki kendini beğeniyorsa insan, o insan belki değişmiş -değişmek zorundadır çünkü- ama ilerlememiştir ya da egosuna yenik düşmektedir. sonuçta insanoğlu gelişmekte ve gelişirken geçmişteki kendine salak gözüyle bakmaktadır. bu nedenle ben hala salağım, çünkü bir saniye sonra farklılaşmış, değişmiş bir ben olacak. iki yıl sonra dönüp kendime bakacak ve salakmışım diyeceğim ama o zaman da bir başka zaman için salak olacağım. ’ben çocukken çok salaktım’ çok yanlış bir önermedir bu nedenle, ’insan yaşarken salaktır’ doğrusudur. insan salak olmalıdır, ideal olamayacağı ancak ona koşacağı için de hep geçmişteki kendisi, dolayısıyla gelecektekli kendisi için mevcut kendisi hep bir salak olacaktır.
insan değişir, her şey gibi. her şey değişir değişmeyen tek şey her şeyin değişmesidir. gelişen insan yaptıklarından sorumlu tutulamaz, yazdıklarından tutulamayacağı gibi. çünkü çevresindekilerden önce gelişen insan kendisine kızacak ve ’salak!’ diyecektir dişlerinin arasından, ’salak! nasıl yaparsın?’.
bu yazdığımdan kimse beni sorumlu tutamaz, çünkü iki güne kalmadan geri dönüp idealist bir birey olarak bu yazdığıma bakacak ’ay.. böyle mi düşünmüşüm?’ ya da ’ya şunu unutmuşum!’ diyeceğim. demek zorundayım, demiyorsam bir sorun var.
insan salaktır, düşündüğü için salaktır. çünkü düşünceler her an değişip gelişerek geçmişteki kendini yıkacak, devirecektir. buradan yola çıkarsak insan zekidir de, düşündüğü ve geliştiği için. düşüncelerini yıkıp tekrar yapabildiği için. bir mimar olduğu için her an tasarlayan ve bir işçi olduğu için kollarıyla büyük taşları yerinden oynatan ve harcı asla bitmeyen. insan akıllıdır ve salaktır.
şu an siz bunu okurken salak benim yazdıklarını okuyorsunuz. ne yapalım, ben eskiden çok salaktım! ben hala çok salağım.
ve aslında bu kadar salak olmasak yapacak işimiz olmaz. neyse ki salağız... bu bir salağın düşünceleri, sallamayın. hepimiz salaktık, salağız, salak kalacağız. salak olmayanınız varsa o ideal, ilah. yok yani o.
ben hala çok salağım.
ayrıca bu salak size şunlara bakmanızı da öneriyor:
(bkz: ideal)
(bkz: idealizm)
(bkz: idealist)
ben hala çok salağım
ayrıca tümevarım-tümdengelim mantığıyla da geçmişte salaktık, geçmişte çocuktuk. 80 yaşında bir adam 40 yaşında çocuktu. hepiniz çocuksunuz.
bir ara grip olmuştum ve burnumu silmekten uyuyamıyordum en sonunda selpağı kıvırıp burnuma soktum mışıl mışıl uyumuşum sabah kalktığımda selpak aynı bıraktığım yerdeydi sümüğüm kuruyunca yapışmış oraya.
(bkz: 7sinde neyse 70inde odur)
(bkz: ben hala cok solagim)
çeşmede tatilde bir gece arkadaşlarla elimizde biralar iskelede sabahlıyorduk. ilerleyen saatlerde herkes yolalmış, biz üç kişi kalmışız. arkadaş bikaç dakika önce, küçükken sahilde kovaladığı bir yengecin peşinden denize girip az daha boğulacağından bahsediyordu. herneyse, her sap ortamında olduğu gibi laf döndü dolaştı kadın-kız muabbetine geldi.
arkadaş: "yaa kadınlara sigara içmek hiç yakışmıyo.. iğrenç duruyolar öyle.."
ben: "benim annem sigara içiyor"
kuzen: "benim annem de sigara içiyor?!"
ortamda bir an bir sessizlik olur.
arkadaş: "yaa öyle değil.. yani güzel kadınlara sigara içmek yakışmıyor.."
kuzenle bi anda birbirimize baktık. arkadaş bu muabbetin sonunun ege açıklarında denizin dibinde biteceğini anlamış olacak ki:
"ee.. neyse ben sustum.. ehehe.. baba yarın sitenin çocuklarıyla maç alalım, ne dersiniz?"
biz: .......
ark: "oynarız dimi.. eheh.."
arkadaş: "yaa kadınlara sigara içmek hiç yakışmıyo.. iğrenç duruyolar öyle.."
ben: "benim annem sigara içiyor"
kuzen: "benim annem de sigara içiyor?!"
ortamda bir an bir sessizlik olur.
arkadaş: "yaa öyle değil.. yani güzel kadınlara sigara içmek yakışmıyor.."
kuzenle bi anda birbirimize baktık. arkadaş bu muabbetin sonunun ege açıklarında denizin dibinde biteceğini anlamış olacak ki:
"ee.. neyse ben sustum.. ehehe.. baba yarın sitenin çocuklarıyla maç alalım, ne dersiniz?"
biz: .......
ark: "oynarız dimi.. eheh.."
ben hala çok salağım.
sözlüğe girmek için defalarca radyoda yazdığım şifreyi yazıyormuşum. her defasında giremeyince hasittir kovuldum mu lan acaba diye düşündüm.
sözlüğe girmek için defalarca radyoda yazdığım şifreyi yazıyormuşum. her defasında giremeyince hasittir kovuldum mu lan acaba diye düşündüm.
(bkz: ben küçükken çok salaktim)
#497740.
yaptığı dalgınlıkların ve yanlışların bilincinde olan insanın hala aynı hataları yaptığının farkına varmasıyla sarfettiği cümledir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?