müthiş bir yılmaz erdoğan şiiridir.
yağdikça...
yerle yeksan, ıslak saçlı, kem gözlü,
kavim göçlerinden bu yana ağlayan
ve durmadan
cep kanyağı yakıcılığında ezgiler
çalan, çaldıran, yakalatan
adı bende gizli bir kadındı istanbul
şehre bir yağmur yağdı
ben ağladım
sevilirken ayrılmak mı kaldı bizanstan
yalan dolan yoktu gözlerde sadece ses
verilen sözler birdi edilen yeminler sıfır
eşyalar alındı fotoğraflar söküldü
yerlerinden
bir aşkın izlerini yok edecek yeni bir aşk
sipariş edildi yeniden
bir şehre yağmur yağdı
ben ağladım
kim daha çok yalan söndürdü çay
bardaklarında
hangisi talandı demli öpücüklerin
ve buğularda yitirilen kimin adıydı
bir aşktan diğerine kaç saate gidiliyordu
soyulur muydu kabuğu hayatın
yoksa bütün vitamini kabuğunda mıydı?
yağmur şehre bir yağdı
ben ağladım
ben ençok seni götürdüm giderken
aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları
yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı
ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi
benim sevmeye engel evcil acılarım vardı
ben yağmur ağladım bir şehre yağdı
ben şehre ağladım bir yağmur yağdı
ben bir ağladım şehre yağmur yağdı
ben...
yağmur...
ağladım...
(bkz: yılmaz erdoğan)
ben bir ağladım sehre yağmur yağdı
kaçış şehrimin, o küçük sahil kasabasının otobüsündeyim yine.
kaçıyorum kendimden, kendimle beraber...
aynı hicran, aynı acı, aynı keder
sadece mekan bu acıları depreştirmede farkeder.
kırık yarık yolların başı dertte yağmurla,
benimse otobüsün buğulu camıyla
ve bir de yüreğime oturan kederinle dertte.
yağmurun ferhlığı yetmiyor içimdeki kederi alıp götürmeye...
yüreğimdeki hicranla iki damla da ben karıştırırım yağmurun suyuna,
gökyüzü yağmur döker yüzünden, ben damla.
gökyüzüne karışır yaşlarım,
gökyüzü ben ağlar, ben gökyüzü...
bugünde ben ağlamıyorum ama gökyüzü bana ağlıyor; ben!
kaçıyorum kendimden, kendimle beraber...
aynı hicran, aynı acı, aynı keder
sadece mekan bu acıları depreştirmede farkeder.
kırık yarık yolların başı dertte yağmurla,
benimse otobüsün buğulu camıyla
ve bir de yüreğime oturan kederinle dertte.
yağmurun ferhlığı yetmiyor içimdeki kederi alıp götürmeye...
yüreğimdeki hicranla iki damla da ben karıştırırım yağmurun suyuna,
gökyüzü yağmur döker yüzünden, ben damla.
gökyüzüne karışır yaşlarım,
gökyüzü ben ağlar, ben gökyüzü...
bugünde ben ağlamıyorum ama gökyüzü bana ağlıyor; ben!
(bkz: yagdikca)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?