sirbistan karadagin baskenti.
belgrad
bu seneki avrupa basketbol sampiyonasinin yapildigi kent.
sırbistannın başkentidir. tuna ve sava nehirlerinin birleştiği platoda kurulmuştur. orta ve batı avrupa’yı ön asya ülkelerine bağlayan ana yollar belgraddan geçer. bu nedenle eskiden beri önemli bir yerleşim merkezidir. avrupa ve ön asya’nın endüstri ve ticaret bölgelerinin de kavşak noktası olması dolayısıyla önemlidir. ayrıca önemli tarihsel yolların kesişme noktasıdır.
paleolitik çağ yerleşmelerinin kalıntılarına rastlanan kent, kalemegdan (kalemeydan) burnu üzerindeki eski kalenin çevresinde gelişti. keltlerin iö 4.yy.da kurduğu ilk kale romalılarca sigidinum adıyla anılır. kale kavimler göçü sırasında istilalara uğradı, 422 yılında hunların daha sonra da ostrogotların saldırılarıyla harab oldu. 6. yyda 1.justinianus tarafından etrafına sur çektirilerek onarıldı. aynı yüzyılda avarlar ve slavlar şehre hakim oldular, ama bizanslılar şehri geri aldılar. 9. yy.da şehir belgrad adını aldı. haçlı seferleri sırasında uğrak yeri oldu ve haçlılar tarafından tahrip edildi. sonraki dönemlerde de sırp, macar ve bulgarlar arasında el değiştirdi. sırp kralı stephan duşan 1354’de şehri zaptetti.
1389 kosova muharebesinden sonra osmanlıların nüfuz sahasına giren sırp devleti, başkentini belgrad’a nakletti (1404). ancak artan osmanlı baskısıyla şehir macarlara bırakıldı.
osmanlılar belgrad’ı ilk kez ii. murat zamanında (1441) kuşattılar. ancak ii. murat’ın da katıldığı altı ay süren kuşatma başarılı olmadı. belgrad ikinci kez fatih sultan mehmet tarafından 1456’da kuşatıldı. vidindeki osmanlı donanması belgrad önlerine geldi. ancak ordunun yağmaya erken başlaması ve dağınık olması yüzünden başarı sağlanamadı. osmanlı ordusu geri çekildi ve kuşatma kaldırıldı.
2. belgrad seferi kanuni dönemindedir. kanuni sultan süleyman, 1 ağustos 1521de belgrad önlerindeki ordugâha geldi. günlerce süren savaştan sonra 8 ağustosta belgrad alındı. kanuni 30 ağustosta belgrad’a girdi ve şehrin en büyük kilisesini camiye çevirdi. ayrıca belgrad’ın imarını emretti. osmanlı hâkimiyetindeki belgrad, 16. ve 17. yüzyıllarda giderek gelişti, aynı zamanda önemli bir askeri üs ve ticaret merkezi oldu.
2. viyana kuşatması yenilgisini fırsat bilen avusturyalılar belgrad’a kadar ilerlediler ve osmanlıların toparlanmasına fırsat vermeden şehri kuşattılar. belgrad kalesi 8 eylül 1688’de avusturya’nın eline geçti. osmanlıların yoğun baskısıyla şehir geri alındıysa da tahribatın boyutları çok büyüktü. osmanlı kısa sürede şehri imar ettiyse de 1717-1739 ve 1789-1791 yılları arasındaki avusturya saldırıları ile yeniden tahrip edilmiştir. belgrad dönem dönem avusturyaya (pasarofça antlaşması), dönem dönem de osmanlı hâkimiyetine girmiştir (ziştovi antlaşması).
18. yy.da şehir bir sınır kalesi olduktan sonra, yamak denilen yeniçeriler belgrad’a muhafız olarak konulmuştu. bunların müslüman ve hristiyan halka karşı kötü davranmaları sırp ayaklanmasının sebeplerindendi. ayrıca bu yeniçerilerden türeyen dayılar halkı rahatsız etmekteydi. nihayet sırplar kara yorgi önderliğinde tarihe sırp isyanı diye geçen isyanı başlattılar. rusların desteklediği kara yorgi 13 aralık 1806’da belgrad’a girdi. 1812’de osmanlılar sırbistan’ı tanıdıysa da 1813 de rusya’nın napolyonla savaşmasından yararlanarak belgrad’ı yeniden aldı.
1521’de kanuni döneminde osmanlı topraklarına katılan belgrad 1878, belgrad antlaşmasına kadar osmanlı’da kaldı. bu tarihten sonra sırbistan istiklalini kazandı ve belgrad başkent oldu. bugün hâlâ belgrad’da türk tarihinin ve kültürünün izlerini görmek mümkündür. osmanlılardan kalma bayraklı camii bugün hala belgarddaki müslümanlara hizmet vermektedir.
belgrad, 1. dünya savaşında avusturya’nın işgaline uğradıysa da sırpların mücadelesiyle sırbistan’a başkentlik yapmayı sürdürdü. 2. dünya savaşında üç gün devam eden ve 20.000 sivilin ölümüne neden olan alman hava bombardımanı şehri harap etti. 1944’de yugoslav partizanların yardımıyla talbuhin’in sovyet birlikleri tarafından kurtarıldı.
2. dünya savaşından sonra sanayileşme nedeniyle kırsal kesimden aldığı göçle nüfusu hızla arttı. günümüzde kentte oturanların çoğu sırptır, en büyük azınlıklar hırvatlar ve karadağlılardır.
belgrad günümüzde bir sanayi merkezidir. makine aletleri, motorlu araçlar, elektrik donanımı, dokuma ve yapı malzemeleri üretilir. yugoslavya’nın en büyük ticaret merkezi olarak dış ticaretin yarıdan fazlasını elinde tutar.
paleolitik çağ yerleşmelerinin kalıntılarına rastlanan kent, kalemegdan (kalemeydan) burnu üzerindeki eski kalenin çevresinde gelişti. keltlerin iö 4.yy.da kurduğu ilk kale romalılarca sigidinum adıyla anılır. kale kavimler göçü sırasında istilalara uğradı, 422 yılında hunların daha sonra da ostrogotların saldırılarıyla harab oldu. 6. yyda 1.justinianus tarafından etrafına sur çektirilerek onarıldı. aynı yüzyılda avarlar ve slavlar şehre hakim oldular, ama bizanslılar şehri geri aldılar. 9. yy.da şehir belgrad adını aldı. haçlı seferleri sırasında uğrak yeri oldu ve haçlılar tarafından tahrip edildi. sonraki dönemlerde de sırp, macar ve bulgarlar arasında el değiştirdi. sırp kralı stephan duşan 1354’de şehri zaptetti.
1389 kosova muharebesinden sonra osmanlıların nüfuz sahasına giren sırp devleti, başkentini belgrad’a nakletti (1404). ancak artan osmanlı baskısıyla şehir macarlara bırakıldı.
osmanlılar belgrad’ı ilk kez ii. murat zamanında (1441) kuşattılar. ancak ii. murat’ın da katıldığı altı ay süren kuşatma başarılı olmadı. belgrad ikinci kez fatih sultan mehmet tarafından 1456’da kuşatıldı. vidindeki osmanlı donanması belgrad önlerine geldi. ancak ordunun yağmaya erken başlaması ve dağınık olması yüzünden başarı sağlanamadı. osmanlı ordusu geri çekildi ve kuşatma kaldırıldı.
2. belgrad seferi kanuni dönemindedir. kanuni sultan süleyman, 1 ağustos 1521de belgrad önlerindeki ordugâha geldi. günlerce süren savaştan sonra 8 ağustosta belgrad alındı. kanuni 30 ağustosta belgrad’a girdi ve şehrin en büyük kilisesini camiye çevirdi. ayrıca belgrad’ın imarını emretti. osmanlı hâkimiyetindeki belgrad, 16. ve 17. yüzyıllarda giderek gelişti, aynı zamanda önemli bir askeri üs ve ticaret merkezi oldu.
2. viyana kuşatması yenilgisini fırsat bilen avusturyalılar belgrad’a kadar ilerlediler ve osmanlıların toparlanmasına fırsat vermeden şehri kuşattılar. belgrad kalesi 8 eylül 1688’de avusturya’nın eline geçti. osmanlıların yoğun baskısıyla şehir geri alındıysa da tahribatın boyutları çok büyüktü. osmanlı kısa sürede şehri imar ettiyse de 1717-1739 ve 1789-1791 yılları arasındaki avusturya saldırıları ile yeniden tahrip edilmiştir. belgrad dönem dönem avusturyaya (pasarofça antlaşması), dönem dönem de osmanlı hâkimiyetine girmiştir (ziştovi antlaşması).
18. yy.da şehir bir sınır kalesi olduktan sonra, yamak denilen yeniçeriler belgrad’a muhafız olarak konulmuştu. bunların müslüman ve hristiyan halka karşı kötü davranmaları sırp ayaklanmasının sebeplerindendi. ayrıca bu yeniçerilerden türeyen dayılar halkı rahatsız etmekteydi. nihayet sırplar kara yorgi önderliğinde tarihe sırp isyanı diye geçen isyanı başlattılar. rusların desteklediği kara yorgi 13 aralık 1806’da belgrad’a girdi. 1812’de osmanlılar sırbistan’ı tanıdıysa da 1813 de rusya’nın napolyonla savaşmasından yararlanarak belgrad’ı yeniden aldı.
1521’de kanuni döneminde osmanlı topraklarına katılan belgrad 1878, belgrad antlaşmasına kadar osmanlı’da kaldı. bu tarihten sonra sırbistan istiklalini kazandı ve belgrad başkent oldu. bugün hâlâ belgrad’da türk tarihinin ve kültürünün izlerini görmek mümkündür. osmanlılardan kalma bayraklı camii bugün hala belgarddaki müslümanlara hizmet vermektedir.
belgrad, 1. dünya savaşında avusturya’nın işgaline uğradıysa da sırpların mücadelesiyle sırbistan’a başkentlik yapmayı sürdürdü. 2. dünya savaşında üç gün devam eden ve 20.000 sivilin ölümüne neden olan alman hava bombardımanı şehri harap etti. 1944’de yugoslav partizanların yardımıyla talbuhin’in sovyet birlikleri tarafından kurtarıldı.
2. dünya savaşından sonra sanayileşme nedeniyle kırsal kesimden aldığı göçle nüfusu hızla arttı. günümüzde kentte oturanların çoğu sırptır, en büyük azınlıklar hırvatlar ve karadağlılardır.
belgrad günümüzde bir sanayi merkezidir. makine aletleri, motorlu araçlar, elektrik donanımı, dokuma ve yapı malzemeleri üretilir. yugoslavya’nın en büyük ticaret merkezi olarak dış ticaretin yarıdan fazlasını elinde tutar.
yerlisinin beograd diye yazdigi sehir.
(bkz: belgrad ormanları)
2-3 günlüğüne turist olarak ziyaret ettiğim şehir.
hava alanında türk,arap ve afrika gibi 3. dünya ülkelerine yapılan bir muamele ile karşılaştık. pasaport kontrolü öncesi rastgele 20-30 kişiyi koyun gibi ayıran polis özel bir alanda tek tek kısaca 'ne ayaksın,niye geldin' sorgusu çektiler. bende abd vizesi olduğundan radarlarına girmedim ama arkadaşımın pasaportu biraz boş olduğundan ve esmer olduğundan radara girdi.
ev rezervasyonumuzu gösterip yırttık. gerçi yırtamayan 5-6 kişi oldu, geri postalandı. mutlaka otel rezervasyonu yapmak lazım.
şehir genel olarak türkiye'nin 1980'lerdeki hali gibi görünüyor. çünkü inşaat sektörü bitik durumda. evler çok eski ve kimse bunu umursamıyor.
kış olduğu için sava nehri ve tuna nehri gibi yerlerin kenarındaki açık kafelere gidemedik. bir tane istiklal caddesi gibi bir caddeleri var, bir tane de avm var. gündüz hayatı çok boktan ve hiç tat vermiyor. herkes evde akşam olsam da 185 boyuma topuklu ayakkabı giyip,mini etek giysem diye saate bakıyor galiba. gündüz soğuk ve her yer bom boş.
hizmet sektörü de bitiklerde. sipariş verip yemeğinizin gelmesi bazen 1 saati buluyor. ketçap falan isterseniz bir 30 dk daha beklemeniz gerekiyor.
hizmet sektörü ve inşaat sektöründe çok şükür öndeyiz.
ama insanlık ve gece hayatı?
daha sonra yazacağım..
hava alanında türk,arap ve afrika gibi 3. dünya ülkelerine yapılan bir muamele ile karşılaştık. pasaport kontrolü öncesi rastgele 20-30 kişiyi koyun gibi ayıran polis özel bir alanda tek tek kısaca 'ne ayaksın,niye geldin' sorgusu çektiler. bende abd vizesi olduğundan radarlarına girmedim ama arkadaşımın pasaportu biraz boş olduğundan ve esmer olduğundan radara girdi.
ev rezervasyonumuzu gösterip yırttık. gerçi yırtamayan 5-6 kişi oldu, geri postalandı. mutlaka otel rezervasyonu yapmak lazım.
şehir genel olarak türkiye'nin 1980'lerdeki hali gibi görünüyor. çünkü inşaat sektörü bitik durumda. evler çok eski ve kimse bunu umursamıyor.
kış olduğu için sava nehri ve tuna nehri gibi yerlerin kenarındaki açık kafelere gidemedik. bir tane istiklal caddesi gibi bir caddeleri var, bir tane de avm var. gündüz hayatı çok boktan ve hiç tat vermiyor. herkes evde akşam olsam da 185 boyuma topuklu ayakkabı giyip,mini etek giysem diye saate bakıyor galiba. gündüz soğuk ve her yer bom boş.
hizmet sektörü de bitiklerde. sipariş verip yemeğinizin gelmesi bazen 1 saati buluyor. ketçap falan isterseniz bir 30 dk daha beklemeniz gerekiyor.
hizmet sektörü ve inşaat sektöründe çok şükür öndeyiz.
ama insanlık ve gece hayatı?
daha sonra yazacağım..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?