başörtüsü

(bkz: esarp)

(bkz: turban)

arif nihat asya’nin bir siiri ;

ne demekmis
"yasak!"
isiniz mi kalmadi
yapacak?

ne diye karisirsiniz
sacimiza-basimiza,
bizi oyuncaginiz mi sandiniz
bakip yasimiza?

sebebini anlatamayacaginiz
cocukca bir devrin hevesinden
karsinizdaki en guzel portreleri
mahrum ettiniz cercevesinden!

kim demis, ki:
"basortusuydu o!"
basimizin -renk renk-
susuydu o!

altinda saclarimiz,
arkadan, ne hos sarkardi;
kimimizde -orgu orgu- sarmasiklasir...
kimimizde, su olup akardi!

su, bu nâmina "yasak!" demis
bulundunuz, tezelden;
ne olurdu, anlasaydiniz biraz da,
guzellikten, guzelden!

siz, bizden degilsiniz,
tanimiyoruz hic birinizi,
cekin basimizdan
ellerinizi!

bir gericilik tutturmussunuz;
gericilik degil, turk’un koy modasidir bu...
ustelik, ninemizin basimizda
tasidigimiz hatirasidir bu!

dediniz: "cikacak basinizdan
basortunuz!"
alin -oyleyse- onunla
yuzunuzu ortunuz.

turban asla karistirilmamasi gereken turk kadininin basini orttugu geleneksel ortu.

kimilerine gore siyasi bir partinin kostumu.

batida ozellikle yasli kadinlarinda kullandigi ortu.

aslinda bas ortusunun islam oncesi bir tarihi vardir. soyle ki; romali kadinlarda baslarini ortmekteydi, bunu cok begenen peygamber efendimiz bunu kendi dinine mensup kadinlar icinde uygun gormustur.

(kuran i kerimde bas ortunme konusu gecmemektedir lakin bir ayeti boyle yorumlayan hocalar vardir, ama hadislerde yeri vardir)

bendeniz anacigima gurbetten bir hediye paketi gondermistim...bugun telefonda ona paketin icindeki turbani takip takmadigini sordum?
keske sormaz olsaydim...
acti agzini yumdu gozunu...onun kirkyillik basortusunun ismi nerden turban oluyormus...beni buna kimler alet ediyormus...basortusu diye soramaz miymisim...eger o gonderdigimin turban oldugu konusunda israrliysam onu da takmayacakmis...ben ne patavatsiz bir evlatmisim onu ne saniyormusum...boyumca cocuklarim olmus ama hala annemi taniyamamisim...
iste bunun gibi bir suru seyler soyledi...malum moda ismi bu diye benim de dilim surttu de oyle cikiverdi agzimdan...ne bileyim onun bu kadar hassas oldugunu, ben onu orada oyle gozu yasli birakip gelirken, bu kadar hassas degildi sanki...
cok incinmis belli, ozur diledim ettim... mubarek ellerinden yanaklarindan optum...’basortusu’ diyecektim, ’turban’ degil diye de besyuz kere tekrar ettim sonra...ama olan olmustu bir kere.. bilmem beni affetti mi..bilmiyorum lakin hic iyi hissetmiyorum su anda belki sizlerle paylasirsam acilirim diye seyettim sadece...

(bkz: turbanli kizlarin kilolarca makyaj yapma sorunsali)

türbanı siyasi simge sananların sıkıca sarıldığı aslında aynı şey olan örtüdür.
mantığına yandıklarım :
- tamamiyle saçı örtüp boğaz ve gerdan kısmınıda göstermeyecek şekilde bağlanınca şeriat simgesi ,tavşan bağı dedikleri gibi bağlayınca masum.

ikisinin de masum olduğunu bilip birini siyasi simge diğerini normal kabul etmek çakallığın ağababasıdır.

(bkz: kapanmak)

#431044

cunku peygambere allah tarafından esini ort vahiyi gelmiştir, o yuzden ortundu. bayanların simdi ortunmesi de bunu sunnet saymaları, peygamber esinin davranıslarını ornek almaları olarak yorumlanabilir. nitekim farz degildir. sunnet olduguna dair de islam alimleri farklı gorusler icerisindedir.

orta çağdan beri çeşitli örtünme şekilleri bulunan, sadece arabistanda değil aynı zamanda batı ülkelerinde de görülen bir örtü şeklidir. sadece müslümanlıkta değil hemen her dinde değişik şekilleri görülür. hatta din öncesi zamanlarda kadınlar örtünmektedir. hala anlayamadığım bu bir dine özgü olmayan baş bağının neden bu kadar önemsendiğidir. ahlak kadınla sınırlı değildir. saçınızın teli sizi cehnnemde yakmaz asıl okumayan başkalarının dediklerini dinleyen koyun gibi yaşayanlardır bu dünyada da diğerinde de canı yanacaklar. yoksa örtü dediğin ne ki iyi bir insan olmanın zorluğunun yanında.

baş örtüsü bu cografya da bu zaman da bence gerçerliliğini kaybetmiş bir eşyadır.eğer dindeki yeri erkegi tahrik etmemek için örtünmek ise bilinki baş örtülü bir kadın eğer 100 kilo değilse çok daha çekici geliyor erkeklere.tabiki el kadar kıyafetlerle gezen götü açıkta kızlarımızı da onaylamıyorum.ama dini uydulamanın zamana ve coğrafya ya göre değişiklik gösterdiğine inanan biri olarak arabistan da ve afrika da insanların güneşten korunmak için kapandığını bilmelerini isterim.

düşünsenize (bkz: carsaflı eskimo)

kuran-ı kerimde başörtüsü emri yoktur diyen zihniyet, bu hükmü neye istinaden vermektedir anlamış değilim, ahzap ve nur surelerinde açıkça ifade edilmiştir örtünün şekli, üstelik örtünme kadın için eziyet değildir bilakis allah tarafından kendisine verilen değerin büyüklüğüne dalalet eder, zira değerli şeyler hep kutular içinde,örtüler altında muhafaza edilir, tıpkı allah’ın kadını bütün rahatsız edici hareketlerden muhafaza etmek istemesi gibi.. başörtüsü de örtünen kadınların değil, onu ve hükmünü idrak edemeyen beyinlerin problemidir.
ayrıca bu gibi imani meselelerde mantık yoluyla hareket ederek kafamıza göre hükümler vermek oldukça yanlış bir tutumdur, islamın emir ve yasakları vardır, hiçbir haram ya da helal insanları zor duruma sokmak sıkıntı vermek amacıyla konulmamıştır, kuran-ı kerim hayatı kullanma klavuzudur ve asıl lezzet, hayatı o klavuza göre şekillndirmekle elde edilebilir.

kuran-ı kerim’i okumamış biri olarak üzerinde asla emredilmiştir veya emredilmemiştir gibi bir yorum yapmam, kendimde bu hakkı bulamam..lakin muhakeme ve muhasebe yeteneğine sahip bir canlı olarak yapılan eylemin samimiyetini sorgulayıp karakterime uygun olup olmadığına karar vermek boynumun borcudur.

defalarca söylenmiş şeylerdir söyleyeceklerim muhtemelen. sadelik, saflık her din için, mühim mevhumlardır. dış görünüşte sadeliğin ve dikkat çekmemenin bir yolu da baş örtüsü takmak olabilir, kabul edilebilir bir gerçektir. ancak salt sade görünmek saf olmayı gerektirmez ve kanımca istisnasız her dinin özü ’iyi insan’ olmaktan geçer. iyilik de görecelidir de bıdı da bik edip kafa bulandırmaya da gerek yok şu noktada. din fazla düşünmeyi kaldırmaz zaten. içgüdüsel bir şeydir, inanır, kabul edersin, çokça mantık ararsan çıldırma noktasına gelebilirsin zira, akıl sağlığını kaybetmeyi göze almak dünyanın en büyük riskidir.

tüm bunlardan yola çıkarak, sade görünüp gerçekten saf kalmayı becerebilmiş birinin baş örtüsüne söylenecek tek bir cümle dahi yoktur, yaşı önemsenmeksizin şu dünyada gerçekten ’iyi’ kalmayı becerebilen eller, tertemiz kalmayı becerebilmiş o alın öpülür. gel gör ki ortamın siyasi koşullarına ayak uydurmak, her devrin adamı olmak arzusuyla yanıp tutuşan bünyenin uyum abidesi olmak adına kıyafetine uygun sarıp sarmaladığı örtüye baş örtüsü demek bana pek gelmez. paçavra diyesim gelir kafasındakine de, yine de susarım.

işin özü, iyi insan olmanın yolunun baş örtüsünden geçmediği gibi kötü demek için de örtüsüne bakmak yersiz. iyilik, kötülük, doğru yanlış,varsa tabi, hepsi karakterde, kılık kıyafette değil, önce bunu anımsamak gerek birileri hakkında hükümler vermeye kalkarken..

sadece kadınların değil erkeklerinde fena halde kafaya taktıkları şey. bir sürü kadın problemi dururken sadece bu konuda hassaslaşan erkekleri hayretle izlemek gerekmektedir.

(bkz: türban ile baş örtüsü arasındaki farklar)

yök başkanı yusuf ziya özcan, bundan sonra yapılacak sınavlara baş örtüsü ile girilebileceğini buyurmuş.

(bkz: kamuda başörtüsü serbestliği)

(bkz: ortaöğretimde başörtüsünün serbest bırakılması)