bantli ve yırtık parayi kabul etmeyen müşteri

mad
sağlamcıdır. diğer ki alışverişlerinde o parayı kullanacak elbet. zira satıcının da bu parayı kabul etmeme olasılığı var.
nada
aha hemen söyliyeyim: (bkz: aaa bu benim lan)
hayatta almam kardeşim ben o parayı. sonra cebimde daha da hırpalanıp yırtılacak, bu sefer harcamak istediğimde dolmuş şöforü almayacak üçe ayrılmış parayı, bakkal ağız yüz eğecek, ve sen, evet bana bu yırtık parayı veren sen, sen bile ’yaaalnıızz bu para parçalanmış beyafandii kabul edemicaaam’ diyeceksin. bilmiyor muyum lan ben seni, enayi miyim lann bennn?

(bkz: entrynin sonlarına doğru sinir krizi geçirmek)
esrakesh
paranın bantlı veya yırtıl olmasının degerinden birsey kaybettirmedigini dusunursek pek bir nedeni olmadıgını dusundugum durum. ama bazen o parayı kakalamak icin secilen saf musteri gibi hissetmiyor da degilsiniz kendinizi.
underpressure
marketler vs. alışveriş merkezlerinde yaşanan bir durumdur. müşteri alışverişini yapar ve kasaya parayı verir. kasadaki kişi para üstünü verirken hırpalanmış, bantlı ve eski bir para verdiği zaman, müşteri bu parayı istemez, "bu ne kardeşim, ben sana böyle mi para verdim der."

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol