30 ağustos zafer bayramı

0 /
independence
30 agustos zafer bayrami

83 yil once duvel’i muazzama’ya karsi kazanilan bedeli 13 bin sehit ve 35 bin gazi olan baskumandan= yunan sindigi zafer bayramimiz, kutlu olsun.

30 agustos 1922 bir bakima turkiye’nin kurtulus gunudur. turkiye turklerinin kaderlerini kanlari pahasina degistirdikleri gundur.

83 yil sonra kan ile kazanilan zaferin meyveleri masa basinda kalkan inen eller ile heba edilmek istenmektedir.

baskumandan gazi mustafa kemal ataturk’un olumunden sonra her sey turk icin turk’e gore ve turk tarafindan dusturu terk edilmis ve kademe kademe ilelebet payidar olacagina yemin ettigimiz cumhuriyetimiz daha yumusak gecisler ile sevr sartlari ile karsi karsiya birakilmistir.

bayramlar kuru kuru laf olsun diye kutlamak icin cikmamistir. bugunlere piyango cekilisinden cikan buyuk ikramiye ile degil bin bir fedakarlik ile nasil geldigimizi hatirlatmak ve binlerce yillik turk tarihinin yukunu omuzlarimizda hissederek sorumluluklarimizi hatirlatmak icin kutlanir.

turk evladi, pek kisa surecek tatli bir uyku icin atalarinin kemiklerini sizlatma !

evlatlarinin goz yaslari ile eriyecegin o aci gunleri yasamamak icin su tatli uykuyu birak. once kendin uyan. sonra, cevrendeki uyuyanlari uyandir. ve uyananlar, birlesin. el birligi, is birligi yapin. teskilatlanin. yada mevcut teskilatlar icinde size uygun olanlara katilin.

kendine geldigin gun yeni zaferler binlerce yillik turk tarihindeki seref kutugunde ebedi yerini alacaktir.

http://www.elbirligidernegi.org/html/bildiri/30agustos.htm
independence
hic bir zafer gâye degildir. zafer, ancak kendisinden daha buyuk olan gâyeyi elde etmek icin gerekir en belli basli vasitadir. gâye, fikirdir.
zafer, bir fikrin istihsâline (elde edilmesine) hizmeti nispetinde kiymet (deger) ifade eder. bir fikrin istihsâline dayanmayan bir zafer pâyidar olamaz (yasayamaz) . o, bos bir gayrettir.
her buyuk meydan muhare-besinden, her buyuk zaferin kazanilmasindan sonra yeni bir âlem (dunya) dogmalidir, dogar. yoksa basli basina bir zafer, bosa gitmis bir gayret olur.

mustafa kemal ataturk
(ankara, 16 eylul 1921)
independence
birinci dunya savasi sonunda imzalanan mondros mutarekesi ve sevr antlasmasiyla yurdumuz tamamen elimizden aliniyor, vatanimizda hur olarak yasama hakkimiza son veriliyordu. yuzyillardir uzerinde bagimsiz olarak yasadigimiz bu topraklar dusmanlara veriliyor, bizim de bunu kabul etmemiz isteniyordu.
turk milletinin bu durumu kabul etmesi elbette mumkun degildi. 19 mayis 1919’da ataturk’un samsun’a cikmasiyla, lideriyle kucaklasan anadolu, ataturk’un onderliginde kurtulus savasi’ni baslatti. amasya genelgesi’nin yayinlanmasinin ardindan erzurum ve sivas kongreleri yapildi. daha sonra 27 aralik 1919’da ankara’ya gelen ataturk, 23 nisan 1920’de tbmm’yi kurdu. boy-lece hem memleketin yonetimi halkin iradesine verilmis oluyordu. hem de kurtulus savasi’nin merkezi ankara oluyordu.
tbmm meclisi yaptigi gorusmelerde yurdun durumunu ve kurtulus carelerini aradi. "misak-i millî sinirlari icinde vatanin bir butun oldugu ve parcalanamayacagi gorusu"nden hareketle, dusmanla mucadele karari alindi. olusturulan duzenli ordularla savasa girildi. ilk basari, dogu’da ermeni cetelerine karsi kazanildi. daha sonra, bati cephesinde, yunanlilarla, i. inonu ve ii. inonu savaslari yapildi. bu savaslarin kazanilmasiyla yunanlilar’a buyuk bir darbe indirilmis oldu. bunun uzerine yunan ordusu yeniden saldiriya gecti. saldiri uzerine mustafa kemal, or-dularina: "hatti mudafaa yoktur sathi mudafaa vardir. bu satih, butun vatandir. vatanin her karis topragi vatandasin kaniyla islanmadikca terk olunamaz." emrini verdi.
turk askeri, buyuk bir azim ve fedakârlikla bu karara uydu. 23 agustos ve 12 eylul 1921 tarihleri arasinda yapilan sakarya meydan muharebesiyle, turk milleti 1699 karlofca antlasmasindan beri ilk defa toprak kazanmaya basliyordu. sakarya savasi, turk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna gectigi onemli bir savas olarak da tarihe gecti. bu zafer sonunda, tbmm tarafindan, mustafa kemal’e "gazi" unvani ve "maresal" rutbesi verildi.
turk tarihinin donum noktalarindan biri olan sakarya savasi’ndan sonra, buyuk bir taarruzla dusmani tamamen yok etme karari alindi.
1922 yili agustosuna kadar, hazirliklar tamamlandi. guneydeki turk birlikle-ri, buyuk bir gizlilik icinde bati cephesine kaydmld". istanbul’daki cephane depolarindan silah ve cephane kacirildi. itilaf devletleri tarafindan tahrip edilerek kullanilmaz hâle getirilen toplar onarildi. yeni silâhlar satin alindi. ordumuza taarruz egitimi yaptirildi. bu hazirliklardan sonra, gazi mustafa kemal’in baskomutan-ligini yaptigi ordumuz, 26 agustos 1922’de dusmana saldirdi. bir saat icinde dusman mevzileri ele gecirildi. 30 agustos’ta dusman cember icine alindi. sag kalanlar esir alindi. esirler arasinda yunan baskomutani trikopis’te vardi.
bu savas, ataturk’un baskomutanliginda yapildigi icin baskomutanlik
meydan muharebesi olarak adlandirildi.
buyuk tarruzun basariyla sonuclanmasindan sonra dusman, izmir’e kadar takip edildi. 9 eylul 1922’de izmir’in kurtarilmasiyla yurdumuz dusmandan temizlenmis oldu. hain dusmanin, haksizca ve alcakca isgaline "dur" diyen ve kanimizin son damlasini akitmadan yurdumuzu birakmayacagimizi dunyaya ispatlayan bu buyuk zaferi her yil, 30 agustos gunu, bayram yaparak kutluyoruz.

http://www.meb.gov.tr/belirligunler/30agustos/
seyhmerat
muharabenin 4.gunu yani 30 agustos gunu,mustafa kemal kocatepe’den taaruzu izlemektedir,bu sirada mustafa kemal risk almistir ve yunan ordusunun daha guneyden saldirmasini bekledigi icin kuzey tarafi bos birakmistir,eger kuzey taraftan saldirsalardi ankara’ya ulasbilirlerdi..ancak guneyden saldirdiktan sonra mustafa kemal taarruz emrini verir ve buyuk taarruz baslar,yunan ordusu bir anda dagilarak kacmaya baslar ve mustafa kemal kocatepe’den su sozu soyler:"haci anesti, magrur kumandan! neredesin, gel de ordularini kurtar!"...
firambogaz
hiç bir zafer gâye değildir. zafer, ancak kendisinden daha büyük olan gâyeyi elde etmek için gerekir en belli başlı vasıtadır. gâye, fikirdir.
zafer, bir fikrin istihsâline (elde edilmesine) hizmeti nispetinde kıymet (değer) ifade eder. bir fikrin istihsâline dayanmayan bir zafer pâyidar olamaz (yaşayamaz) . o, boş bir gayrettir.
her büyük meydan muhare-besinden, her büyük zaferin kazanılmasından sonra yeni bir âlem (dünya) doğmalıdır, doğar. yoksa başlı başına bir zafer, boşa gitmiş bir gayret olur.

mustafa kemal atatürk
(ankara, 16 eylül 1921)
fikriminincegulu
her ne kadar kötü olaylar yasasakta kürdüyle,türküyle,ermenisiyle,alevisiyle,sunnisiyle,hristiyaniyla, müslümanıyla kısaca türkiye topraklari üzerinde var olan herkesin birlikte tek yürek olarak kutlamasi gereken en büyük bayramlardan bir tanesi.

not:üzülerek bazen görmekteyim ki kürt=terörist denilmekte bu ülke en cok bugunlerde birliktelige muhtactir. kimsenin ayrım yapma lüksü olamaz. bir kürt olarak zafer bayramimizi yüregimin tüm dost sicakligi ile kutlarım daha nice zaferler kazanmak dilegiyle..
id est
"muzaffer olmak" bu topraklara doğu’dan 1071’de taşınan ve sonrasında yüzyıllar boyu kesintisiz devam eden doğal bir meziyetin adı idi. sonra, uzun bir zaman yokluğu derinden hissedilen bir hayal olarak kaldı.

1922 yılının 30 ağustos’una gelindiğinde, yaklaşık yüz elli yıldan beri hasret kalınan "zafer", olabilecek en muhteşem haliyle geri döndü. 150 yıldan beri müdafaa savaşları ile geri çekilen bir ordu, dumlupınar’da aslıhanlar mevkiinde yunan ordusu’nu kuşatarak imha etti. 150 yıl geri çekildikten sonra, sığındığınız son vatan parçasında şaha kalkıp, ülkenizi işgal edenleri bir imha savaşı ile yok etmeyi başardığınızda artık talihiniz de size gülmeye başlamıştır. bunun için zaferinizi önce anlamalı, sonra unutmamalısınız.

marşlara konu olan plevne müdafaası, sonu hezimetle sona eren 93 harbi’nin (1876-77) muharebelerinden biriydi. aynı savaşın içinde soçi’deki çerkezler ayaklanıp kaleyi ele geçirip, şehrin anahtarını ii. abdülhamid han’a getirdiklerinde padişaha büyük kutlamalarla "gazi" unvanı verilmişti. sebebi "zafer"e duyulan hasretti. halbuki ruslar istanbul’a ta yeşilköy’e kadar inmişler, doğu’da kars ve ardahan rusya’ya terk edilmişti. rusların yeşilköy’e diktikleri zafer anıtını, i. dünya savaşı başlar başlamaz havaya uçurmamız duyduğumuz utancın sonucu idi. balkan savaşları osmanlı’nın anavatanı bellediği balkanlar’ın elden çıkmasının yanında, milyonlarca insanın yürek sızlatan katliamı ve muhacereti ile sonuçlandı. i. dünya savaşı’nda başarı hanesine kaydettiğimiz muharebelerin tamamı "müdafaa savaşları" idi. şanlı çanakkale savaşı’nın bile, sonunda kaybettiğimiz bir harbin içinde yer alan ve çok pahalıya kazanılmış bir müdafaa savaşı olduğunu hatırlayalım.

kurtuluş savaşı içinde geçen inönü ve sakarya muharebeleri de, düşman ilerlemesini durdurmayı hedefleyen müdafaa savaşlarıdır. ancak bu müdafaa savaşlarının bile, diplomatik alanda çok önemli sonuçlar verdiğini unutmamak gerekir. sevr’in artık uygulanamaz olduğu sakarya muharebesi sonrasında tescil ettirilmiştir. ama bugünü inşa eden hamle tek 30 ağustos zaferi olmuştur.

26 ağustos’ta başlayan büyük taarruz ve başkomutanlık meydan muharebesi, 150 yıldır savunma savaşı yapan, yer yer muharebeleri kazanan; ama harbi kaybeden bir ordunun ve o orduya sahip olan bir milletin her safhası ile gurur duyacağı muhteşem bir zaferin adıdır. her safhasını dikkatle ve incelikle tasarlamış bir askerî dehanın ve bu askerî dehaya eşlik eden diplomatik hamlelerin eseridir. 26 ağustos’a gelindiğinde yunan işgal ordusu anadolu’nun derinliğinde avantajlarını kaybetmişti. ingiltere’nin diplomatik baskı ile yunan ordusu’nu köprü başları bırakarak savunabilir çizgiye çekmesi bekleniyordu. ankara hükümeti’nin ise sevr’i paçavraya çevirmek, anadolu’nun yanında trakya’yı da savaş öncesi sınırlar içinde tahliye ettirecek üstünlüğü sağlaması gerekiyordu. başkumandanlık meydan muharebesi ve yunan ordusu’nun neredeyse bütünüyle imha edilmesi bunların tamamını sağlamış oldu.

bu büyük zafer, elbette en önce türk ordusu’nun, onların içinde sırasıyla türk süvarisi, topçusu ve piyadesinin eseridir. yine bu büyük zaferin arkasında atatürk’ün hem siyasî hem de askerî dehası durmaktadır. bu siyasî ve askerî deha, bu zafere giden yolda önüne çıkan her fırsatı ve imkânı sonuna kadar kullanmasını ve hepsinden önce milleti zafere inandırmasını bilmiştir. bu zafer millet meclisi’nden hükümetine ve diplomatlarına, köylüsü ve şehirlisi ile halkına ve yüksek komuta kademesinden rütbesiz eratına kadar bir milletin bütün kurumları ve unsurlarının uyumunun eseridir. millet hep birlikte ayağa kalkmış ve ordusunu zafere ulaştırmıştır.

bu savaşın sonunda kurulan cumhuriyet ve onun kurumları mümkün olabilecek en doğru tercihtir. bunun için o muhteşem zaferi, o zafere giden zorlu yolu ve bu zaferden beri 85 yıldır sahip olduğumuz ayrıcalıkları unutmamalıyız.

zaferde payı olan herkesi rahmet ve minnetle anıyoruz.

yazar: mümtaz er türköne
independence
sabah sabah anitkabirde yapilan toreni izledim.

anitkabirin bahcesine dolu$an tum askerler utulu toren elbiseleri ile, boyali pabuclari ve tertemiz bembeyaz eldivenleri ile, turk ordusunun ne kadar prensipli ve ne kadar iyi egitimli bir ordu oldugunu yeniden hatirlatti bana.

ve yine anladim ki bugun yeni bir 30 agustos zaferi gerekse, bu ulus ve bu ordu boyle bir zaferi elde etmek icin ne bir saniye tereddut eder, ne de bu zafer icin zorluk ceker.

sabah sabah tuylerim diken diken oldu.

mustafa kemal ataturk’u ele$tirebilecek kadar dengesiz organizmalar bu tur goruntuler kar$isinda ne hissediyorlar cok merak ediyorum.muhtemelen mide bulantisidir.hazimsizliklarda mide bulantisi ve karin agrisi ilk ongorulen emarelerdir ne de olsa.
sudkaido
tüm türk milletinin kutlu günü.
baskumandan mustafa kemal atatürk ve kahraman türk ordusunun sayisiz zaferlerinden biri.
chamomile
mustafa kemal atatürk’ün, silah arkadaşlarının, türk ordusu’nun ve milletinin yenilmez gücünü dosta düşmana kanıtlayan büyük gün.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol