öylesine ve belkide oturma organımla yaptığım bir genelleme olabilir, ama olmayadabilir. hayat ve hayallerimiz üzerine düşününce ortaya çıkacak sonuçlardan biridir belkide.
çocukluk hayallerimizi düşünelim bayanlar baylar ; çocuk doktoru, polis, astronot, öğretmen filan olacaktık lan hepimiz ! çok az bir yüzde ile bu hayaller tutmuş olabilir fakat genel anlamda olmak istemediğimiz ve bir vesileyle sürüklendiğimiz bir yerlerdeyiz hayatta.
örneğin ben hep çocuk doktoru olacağım derdim küçükken. çok hasta olurdum çünkü. kendi odamdan çok, doktorun odasında geçerdi günlerim. ateşimi düşüren, şekerli şuruplar veren bir doktor örneği vardı karşımda ve ben de işte böyle bir doktor olmalıydım. ama olamadım.
çok başka bir ucundayım hayatın. doktor olmak için çabaladım tabi. ama en fazla att diye tabir edilen acil tıp teknisyeni olabildim. ağrısı sızısı olanı iyileştirmek yerine, doktora yetiştirmekle görevliydim. bu ne .mına koyim deyip bıraktım. şimdi elektronik dünyasının en geniş vadilerinden birinde gsm sektöründeyim. ne alaka değil mi?
hayat işte. ben onu istediğim gibi yaşayamadım. o beni yaşadı fakat ! gömdü kabloların içine.
sadece iş anlamında değil tabi. sevgili, aşk, meşk anlamında da bu böyle gider. istersin ki, bebek gibi bir sevgilin olsun, senin bakışlarından anlasın senin ne demek istediğini. kendisi bir sigara yaksın, sigaranın sonundaki son 10 fırtlık bölümü çok sevdiğin için sana versin mesela.
bebek gibidir, bakışlarından anlar, fakat sigaranın o son en güzel 10 fırtlık bölümünü hatırlamaz bile. kendisi de içmez, atar .mına koyim ! (çok küfür ediyorum bu aralar, fakat isyanlardayım, hatta yakarım bu gezegeni lan)
güya işimi gücümü yoluna koyunca, kendime tatil için zaman ayıracak, denizi seyrederken şezlong üzerinde kitabımı okuyacaktım. işi gücü düşünmeden. nerdeeee.. filmlerde oluyormuş bu koduğumun sahnesi. sabahtan öğlene kadar dayansam, öğlen sonu mutlaka arıyorum elemanları, acaba ne bok yediler diye ! çarpıldılar mı, direkten mi düştüler diye dağın tepesinde. olmuyor. olamıyor. hayat beni bulduğu geniş açıdan, gayet dar bir kafayla s.kmeye devam ediyor.
velhasıl kelam ; hayat bu. istediğimiz gibi gitmiyor çoğu şey. kendi adını bile seçemediğin bir dünyaya doğuyorsan, geri kalanı seçmen bile saçmalık zaten.
ne demişler ; tecavüz kaçınılmazsa zevk almayı bileceksin ! hayat tecavüz etse iyi, ruhuumuzu da s.kip atıyor. bundan nasıl zevk alacaksın be adam?
büyük düşünür serdar ortaç bile ; hayat beni neden yoruyosun demiş. bize bok yemek düşer. of off !
hayatın bazen anlamsızlaşması
Özellikle bu dönem yoğun olarak hissettiğim duygu. Kış saati meselesi de tüy dikti. Uyanıyorum karanlık. Asla ama asla günüm verimli geçmiyor. Bütün gün birbirinden egoist hocalarla uğraş, çok yoğun bir şekilde rapor yaz, sunum hazırla, quize çalış, vizeler cart curt. Dönüş Yolum acayip uzun. En iyi ihtimalle bir saatte servise binersem okulda-evde oluyorum. Çoğu zaman tasarruf diye iett kullaniyorum o da masallah anadolu yakasını komple gezmeye yeminli. Yolda kaza varsa sıçtım. Saatlerce trafikten çıkamam. Geçen Çarşamba öğleden sonra dört gibi otobüse bindim. Kayışdağı kavşakta kaza vardı. Savcı gelene kadar yolu acamayiz dediler. Tam bir buçuk saat o otobuste ha açıldı ha açılacak diye yol bekledikten sonra gözümü karartıp indim ve bir tane taksi bulamadığım yolda kayışdağı yolundan kozyatagi metroya yürüdüm. Eve tam dört saatte vardım. Neyse, bu tip atraksiyon yoksa 2 saat falan sürüyor iett ile eve gidiş. Sonra akşam evde kendime gelene kadar ağzım açık oturuyorum. Ev ile tek etkileşimim bu oluyor. Sonra bakıyorum şeyma subaşı falan var. Yedi sulalemin ölene kadar çalışsa karşılayamayacagı kadar lüks yaşıyor. Peki diyorum ben ne ugruna beş yıldır o yollarda dirsek çürütüyorum. Hayat gerçekten anlamsızlaşıyor.
(bkz: olur öyle arada)
ikiz bebeklerini dogumlarina cok kisa bir sure kala, hicbir olumsuzluk yokken birden bire kaybedince, hayat anlamsizlasiyor.. trafikte beklerken degil...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?