Özellikle bu dönem yoğun olarak hissettiğim duygu. Kış saati meselesi de tüy dikti. Uyanıyorum karanlık. Asla ama asla günüm verimli geçmiyor. Bütün gün birbirinden egoist hocalarla uğraş, çok yoğun bir şekilde rapor yaz, sunum hazırla, quize çalış, vizeler cart curt. Dönüş Yolum acayip uzun. En iyi ihtimalle bir saatte servise binersem okulda-evde oluyorum. Çoğu zaman tasarruf diye iett kullaniyorum o da masallah anadolu yakasını komple gezmeye yeminli. Yolda kaza varsa sıçtım. Saatlerce trafikten çıkamam. Geçen Çarşamba öğleden sonra dört gibi otobüse bindim. Kayışdağı kavşakta kaza vardı. Savcı gelene kadar yolu acamayiz dediler. Tam bir buçuk saat o otobuste ha açıldı ha açılacak diye yol bekledikten sonra gözümü karartıp indim ve bir tane taksi bulamadığım yolda kayışdağı yolundan kozyatagi metroya yürüdüm. Eve tam dört saatte vardım. Neyse, bu tip atraksiyon yoksa 2 saat falan sürüyor iett ile eve gidiş. Sonra akşam evde kendime gelene kadar ağzım açık oturuyorum. Ev ile tek etkileşimim bu oluyor. Sonra bakıyorum şeyma subaşı falan var. Yedi sulalemin ölene kadar çalışsa karşılayamayacagı kadar lüks yaşıyor. Peki diyorum ben ne ugruna beş yıldır o yollarda dirsek çürütüyorum. Hayat gerçekten anlamsızlaşıyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?