nazım hikmet ran gibi değeri anlaşılamamış, daha doğrusu kasten -anlaşılmamış-, türkiyenin gelmiş geçmiş en iyi yazarlarından biri.
aziz nesin
türkiye ve türk toplumu ile ilgili bir çok önemli tespitin mizahla karışık (ustanın her zaman yaptığı gibi) verildiği kitaplarından bazıları için:
(bkz: ölmüş eşek)
(bkz: zübük)
(bkz: yaşar ne yaşar ne yaşamaz)
(bkz: ölmüş eşek)
(bkz: zübük)
(bkz: yaşar ne yaşar ne yaşamaz)
ahh... aziz abim,günah çıkartıyoruz şimdi ama,keşke lafına kızmasaydık ,zaman seni haklı çıkardı...
nasıl gördük ülkenin yarısının rant uğruna ,cumhuriyet değerlerinin haysiyetini ayaklar altına aldığını...
eee...diyorum ki ,bu ülkenin yarısı çatlak derken,sana sövenler,vatansız diye bağıranlar şimdi asıl vatansızları görsün...
(bkz: ülkenin yüzde 47 sinin sikilmek istemesi)
nasıl gördük ülkenin yarısının rant uğruna ,cumhuriyet değerlerinin haysiyetini ayaklar altına aldığını...
eee...diyorum ki ,bu ülkenin yarısı çatlak derken,sana sövenler,vatansız diye bağıranlar şimdi asıl vatansızları görsün...
(bkz: ülkenin yüzde 47 sinin sikilmek istemesi)
22 temmuz seçimlerinden sonra değeri ve söyledikleri daha iyi anlaşılmış yazardır. umarız ki onu hala vatanına ihanet eden birisi olarak gören ve söylemeye çalıştıklarını anlamamaya ısrarla devam eden zihniyet de bu gerçekten, aziz nesin’in zamanında kabullenilmeyen ancak şu vakit doğruluğu aşikar olan söylemlerinden ders çıkarır kendine.
edit: hala anlamamakta ısrar edenler var. çevremde de, bilgi sözlükte de. allah akıl fikir ihsan eylesin...
edit: hala anlamamakta ısrar edenler var. çevremde de, bilgi sözlükte de. allah akıl fikir ihsan eylesin...
kendine ait üslübuyla memleket meselelerini ele alışını ve hikayelerindeki kötü karakterlere insanı sinir edişini unutmak mümkün değildir.ülkemizde kara mizahın en önemli ismidir.ayrıca çok hoş kitap isimleri kullanır.nah kalkınırız, biz adam olmayız, düdük vs.
nusret nesinin babası. biz kendisi olarak biliyoruz ama aslında oğlu.
çok doğru tespitler yapmış olan insan...
hele de %65 konusunda söyledikleri...
hele de %65 konusunda söyledikleri...
seçim sonuçlarını içine sindirimeyen bir kısım tarafından şu günlerde " türkiyenin çoğunluğu aptaldır" anlamındaki sözü el üstünde tutulan kişidir.
güzel eserler vermiş olabilir ama kendi milletini aptal ilan edecek kadar aşağı düşmüşse tüm yaptıkları gölge de kalmış demektir.
ne yazıktır ki bugün sözde solcu olan her zaman halktan yana olduğunu iddia eden bir kesim aynı jargonla konuşmaktadır.önceden halkı uğruna asılmayı göze alacak kadar davasına bağlı olan solcularımızın yerini bugün "kraldan fazla kralcı" "devlet için millete rağmen" anlayışı almıştır.örnek aldıkları insanların darbelerle asıldığını unutan bu kişiler , bugün "ordu göreve" "28 şubatı geri istiyorum" sloganları atabilmektedir.makyavelist solculuk bu olsa gerek.
(bkz: deniz gezmişin kemiklerini sızlatmak )
güzel eserler vermiş olabilir ama kendi milletini aptal ilan edecek kadar aşağı düşmüşse tüm yaptıkları gölge de kalmış demektir.
ne yazıktır ki bugün sözde solcu olan her zaman halktan yana olduğunu iddia eden bir kesim aynı jargonla konuşmaktadır.önceden halkı uğruna asılmayı göze alacak kadar davasına bağlı olan solcularımızın yerini bugün "kraldan fazla kralcı" "devlet için millete rağmen" anlayışı almıştır.örnek aldıkları insanların darbelerle asıldığını unutan bu kişiler , bugün "ordu göreve" "28 şubatı geri istiyorum" sloganları atabilmektedir.makyavelist solculuk bu olsa gerek.
(bkz: deniz gezmişin kemiklerini sızlatmak )
dusuncelerinde ne kadar haklı oldugunu hergecen gun biraz daha anladıgım buyuk bir yazar ve aydındır.
yusuf ziya ortac ,bizim yokus adlı kitabında o, turkiyede yanlız uc yerden yakınlık gormustur!biri okurlarından...ama bu yakınlık,sagdan soldan gelmis mektuplar ve gonullerde gizlenmis sevgilerden oteye gitmez.obur iki yakınlık ya emniyet mudurlugunun yakınlıgıdır,ya sıkıyonetimin! demistir.
yusuf ziya ortac ,bizim yokus adlı kitabında o, turkiyede yanlız uc yerden yakınlık gormustur!biri okurlarından...ama bu yakınlık,sagdan soldan gelmis mektuplar ve gonullerde gizlenmis sevgilerden oteye gitmez.obur iki yakınlık ya emniyet mudurlugunun yakınlıgıdır,ya sıkıyonetimin! demistir.
oglu ali nesin bilgi universitesinde matematik profesoru, bolum baskanıdır. dersinden gecebilenleri parmakla gosterirler.
atam izindeyiz diye bir şiiri vardır ki:
atam, hala yaşıyorsak:
edepsizlik sayesinde!
altı oku soruyorsan,
politika dehlizinde!
hele partin senden sonra,
devrimlerin tavizinde!
vasfedeyim halimizi,
kalemime ver izin de!
yobazlarla gericiler,
onlar bizden daha zinde!
atam, atam... derler ama,
bir adınız var sizin de...
halkçılıkla devletçilik:
anlatamam, çok hazin de...
çoktan beri sahteciler,
ağır çeker her vezinde!
tek umut var, o da yalnız,
amerikan dövizinde!
sorma atam, halimizi,
hal mi kaldı anlatacak...
işte geldik dizindeyiz!
yata yata çok yorulduk,
tatil yaptık, izindeyiz!
sanayide henüz daha,
cafer için lazım diye,
amerikan bezindeyiz!
geçeceğiz avrupayı
ama şimdi izindeyiz!
hocamız var, hacımız var,
uçan kuşa borcumuz var,
el oğlunun ağzındayız!
ama bizi zor bulurlar,
bahar, yaz, kış izindeyiz!
evet, doğru söylemişsin:
türk milleti çalışkandır!
biz de senin tezindeyiz!
dinlenmekten yorulduk da,
onun için izindeyiz!
zinde kuvvet diye söz var,
kimse bilmez adresini,
ah izindeyiz, vah izindeyiz!
bugün değil, bu yıl değil,
çoktan beri izindeyiz!
ilerledik atam öyle,
şimdi görsen tanımazsın:
amerikan tarzındayız!
arasan da bulamazsın,
otuz yıldır izindeyiz!
ki anlatır sanki halimizi aziz baba yatarken oralarda...
atam, hala yaşıyorsak:
edepsizlik sayesinde!
altı oku soruyorsan,
politika dehlizinde!
hele partin senden sonra,
devrimlerin tavizinde!
vasfedeyim halimizi,
kalemime ver izin de!
yobazlarla gericiler,
onlar bizden daha zinde!
atam, atam... derler ama,
bir adınız var sizin de...
halkçılıkla devletçilik:
anlatamam, çok hazin de...
çoktan beri sahteciler,
ağır çeker her vezinde!
tek umut var, o da yalnız,
amerikan dövizinde!
sorma atam, halimizi,
hal mi kaldı anlatacak...
işte geldik dizindeyiz!
yata yata çok yorulduk,
tatil yaptık, izindeyiz!
sanayide henüz daha,
cafer için lazım diye,
amerikan bezindeyiz!
geçeceğiz avrupayı
ama şimdi izindeyiz!
hocamız var, hacımız var,
uçan kuşa borcumuz var,
el oğlunun ağzındayız!
ama bizi zor bulurlar,
bahar, yaz, kış izindeyiz!
evet, doğru söylemişsin:
türk milleti çalışkandır!
biz de senin tezindeyiz!
dinlenmekten yorulduk da,
onun için izindeyiz!
zinde kuvvet diye söz var,
kimse bilmez adresini,
ah izindeyiz, vah izindeyiz!
bugün değil, bu yıl değil,
çoktan beri izindeyiz!
ilerledik atam öyle,
şimdi görsen tanımazsın:
amerikan tarzındayız!
arasan da bulamazsın,
otuz yıldır izindeyiz!
ki anlatır sanki halimizi aziz baba yatarken oralarda...
22 temmuz seçimlerinden sonra ününe ün katmış, adam haklıymış dedirten rahmetli sanatçımız
bir sivaslı olarak hala anlayamadığım sebeplerden dolayı sivasta büyük çapta olayların olmasına zemin hazırlayan yıllar boyunca unutulmayacak ama herşeye rağmen; bu ülkede değeri asla bilinmememiş mükemmel mizah anlayışı olan usta kalem.
(bkz: yok )
ateş ve su
ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında
sevdalanmış onun deli dalgalarına.
hırçın hırçın kayalara vuruşuna,
yüreğindeki duruluğa
demiş ki suya:
gel sevdalım ol,
hayatıma anlam veren mucizem ol...
su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa
al demiş;
yüreğim sana armağan...
sarılmış ateşle su birbirlerine
sıkıca, kopmamacasına...
zamanla su, buhar olmaya,
ateş, kül olmaya başlamış.
ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı...
baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de
yüreğindeki kederi de
alıp gitmiş uzak diyarlara su...
ateş kızmış, ateş yakmış ormanları...
aramış suyu diyarlar boyu,
günler boyu, geceler boyu
bir gün gelmiş, suya varmış yolu
bakmış o duru gözlerine suyun,
biraz kırgın, biraz hırçın.
ve o an anlamış;
aşkın bazen gitmek olduğunu.
ama gitmenin yitirmek olmadığını....
ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla.
işte o zamandan beridir ki:
ateş sudan,
su ateşden kaçar olmuş...
ateşin yüreğini sadece su,
suyun yüreğini
sadece ateş alır olmuş...
aziz nesin
ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında
sevdalanmış onun deli dalgalarına.
hırçın hırçın kayalara vuruşuna,
yüreğindeki duruluğa
demiş ki suya:
gel sevdalım ol,
hayatıma anlam veren mucizem ol...
su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa
al demiş;
yüreğim sana armağan...
sarılmış ateşle su birbirlerine
sıkıca, kopmamacasına...
zamanla su, buhar olmaya,
ateş, kül olmaya başlamış.
ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı...
baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de
yüreğindeki kederi de
alıp gitmiş uzak diyarlara su...
ateş kızmış, ateş yakmış ormanları...
aramış suyu diyarlar boyu,
günler boyu, geceler boyu
bir gün gelmiş, suya varmış yolu
bakmış o duru gözlerine suyun,
biraz kırgın, biraz hırçın.
ve o an anlamış;
aşkın bazen gitmek olduğunu.
ama gitmenin yitirmek olmadığını....
ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla.
işte o zamandan beridir ki:
ateş sudan,
su ateşden kaçar olmuş...
ateşin yüreğini sadece su,
suyun yüreğini
sadece ateş alır olmuş...
aziz nesin
(bkz: nesin vakfi)
bir sürgünün anıları kitabında yazdığına göre, 1947de sürgün edildiği bursada sıkıntıya düşünce kuran dersi vermek zorunda kalmıştır.
(bkz: aziz nesin sahnesi)
asıl adı mehmet nusrettir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?