bak, yemin ederim ki çocukken ayar ederdi beni bu cümle.
yaşlı teyzeler, anneannemler filan çok söylerdi bunu ;
- ııyhh, vıyyhh, ayaklarıma garasular indi bugün.. oyyy..
bakardım ayaklarına hemen, (sanırım ayak fetişizmi o dönemde başladı bende) ama ayaklarda karasu ya da benzeri bir kararma yok. demekki derdim, bu karasu denen şey ayaklara iniyor ama görünmüyor. bi de sadece bu yaşlı teyzelere inen bişey sanırdım bunu.
denemişliğim de vardır; "akşama kadar gezdim" cümlesini müteakip sarfedilen bir cümle olduğundan, akşama kadar gezenlerde oluştuğunu düşünüp gece yarısına kadar dolaşmışlığım vardır. ama yok. bu menem şeyin ne olduğunu göremedim.
velhasıl kelam, geldim otuz yaşıma, ilk defa bugün ayaklarıma karasular indi. anladım ne olduğunu bu zıkkımın.
gittiğim bir dağ başında arabanın anahtarı içerideyken kapılar kilitlendi. telefon filan her bok arabanın içinde. en yakın yerleşim birimi olan köy 20 km mesafede. hırsıza karşı önlem olarak darbeye dayanıklı camlar sebebiyle aracın camını da kıramadım. cüzdansız, telefonsuz, susuz ve son kilometrelere doğru aç bir şekilde köye ulaştım. 20 km hacı, boru değil. dağın başında motoru çalışır vaziyette kilitlenmiş bir araç ve ben yaya ! ömrümde bu kadar sövdüğümü hatırlamıyorum.
üzerine bir de 30 yaşında bir çekici ile 100 km yol tepip izmir yetkili servis yolculuğu var, anlatamam.
ayaklarıma karasular indi velhasıl, ve hatta yunan karasuları indi. hayatım ayrıca skildi, bahsetmeye gerek yok sanırım.
şimdilerde "kafamı skeyim" deyiminin ne demek olduğunu merak edenlere bir önerim olacak : bu entryi okuyun...
ayaklarına karasular inmek
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?