askerlik

yaptığım, 9 ay daha devam edeceğim görev. kolay değil valla. tiyatro gibi ama provası yok. bazen az sonra annem ’kalk artık oğlum öğlen oldu ’ diyecek gibi oluyo.

vatanını seven her türk erkeğinin zorla değil gönüllü bir şekilde yapması gereken vatani görev.

sapkın ili$kilere de yol açabilen ve bu nedenle göz korkutan bir erkek hayatı evresi. belki de bize askerliği hep farklı anlattılar bilemeyiz.

http://tinyurl.com/3ddqt2

resimde anlatilmak istenen zannimca "sava$ma, sevi$" ya da ben öyle anlıyorum.

ps: bu entryde askerliğin ne kadar kutsal olduğu/olmadığı konusunun dikkate alınması gereksizdir. bu $ekilde dü$ünmek taoculuktan farklı bir $ey ifade etmez.

(bkz: acikogretim)

ülkemizde çeşitli fonksiyonları ve özelliklerinin yanında bir de peygamber ocağı karakteristiğine sahip olması nedeniyle insanlarımızın çokça itibar gösterdiği; "ordu" ile karıştırılmaması gereken durum.

genç toplumun külfet olarak gördüğü hizmet.

kendini bilen genç toplumun vatan borcu olarak gördüğü olgudur.ite köpeğe aman vermemek ve türk toplumunun ordu-millet-devlet yapısının bozulmasını engellediği için bazı zibidiler tarafından her fırsatta saldırılmaya çalışılan kavram...

15 ay süren uzun bir maraton.
izin dahil olmak üzere 460 günlük bir hizmet.

kısa bir süre sonra yapacağım görev.

(bkz: kızları da alın askere)

vatan borcu.

dur vatanın bana ıhtıyacı varmıs bakıp gelıcem denılemeyecek hadısedır, en kısası 6 ay surer. kadınlar en yakınınızdakıler dahıl ’’ammaann cok buyutuyorsunuz ne varkı’’ derler, en acı kısımlarından bırı de uyurken sıvıl ruyalar gorulmesıdır, asıl en onemlısı bazı uzuvlarınızı kullanamazsınız acı verır ınsana bunu anlamak

insana ulan keşke kız olsaydım dedirten, türkiye de sağlık şartları yerinde olan her erkeğin başına gelecek olan hayatı öğrenme klavuzu.

yıllarca kaçılan ama bugünlerde kabul edilmeyeceği aşikar olduğundan mıdır nedir herkesin defalarca ödemek istediği borç.

şafak 112 rakım 2640. sözlükten 6 ay uzak kalma sebebim...

kimilerinin kaçtığı kimilerinin ise yaşam biçimi (bkz: rambo)
permatikle tuvaleti check-pass lamak gibi extreme deneyimlerin edinilmesi kaçınılmaz.

ilkokul mezunu ile üniversite mezununun aynı süre yapacağı açıklanan vatani görev.

herkes aynı sürede yapacak açıklamasının, rapordu şuydu buydu, askerlikten kaçanları, "ulan kısa dönem kalkacakmış bir an önce gidip yapayım" psikolojisine sürükleyebileceği tahmin edilebilir...
belki de amaç buydu, belki de genelde olduğu gibi amaç mamaç yoktu, sadece boş konuşuyordu.
her iki durumda da şubelere koşanların sayısı artacaktır.

soyunda,kökünde askerlik olan bu milletin torunları her konuda mangalda kül bırakmaz..ama söz askerliğe gelince girilen enrylere bakıyorum,tabiri caizse dansöz gibi herkes biyerlere kıvırıyor..neredeyse askere almasınlar diye köşe bucak kaçacak insanlar..
ayrıca askerlik mevhumunu eleştiren insanlar için söylüyorum;
- askerde dayağı atan,küfrü eden askerlik değildir..bilinçsiz komutanlardır..
- bir şekilde askeriyenin içerisinde kötü olan şeyleri göz önüne sermek,askerliğin kötü birşey olduğunu ıspatlamaya yetmez.
- kim ne derse desin,dağın başında,sınırlarda..hatta batıda nerde olursa olsun,asker olasa bakalım bu "aman işte iki yıllık neyse.. askerlikten yırtıyoruz"diyenler öle serbest serbest doşalabilecekler mi sağda solda..
- kendimden biliyorum dağın başına dikiyolar 12 saat fırtınada nöbet tutuyosun gece eksi bilmem kaç derecede..diyosun ki"hay içine sıçayım..ne işim var burda..benim burda olmamın vatana ne faydası var.." ama sonra anlıyosun.. "iyi ki orda durmuşum..o 12 saatte düşündüklerimi düşünemezdim ömrümce düşünemek istesemde" diyosun..sütün içindeki maya da bilmez ne işe yaradığını belki..kendi halinde bir bakteridir o..onu mayalayan insanı hiçbir zaman anlamaz..ama bilmezki bir kaşık mayayla bir dünya yoğurt olur.
- biz de hak ediyoruz en güzel silahlarla askerlik yapamayı..teknolojiyi..boşa beslenen askerler yerine imkânların genişletilmesini biz de istiyoruz.fakat şöyle de bir durum var..300.000 paralı askere karşı ecdadımızın 3.000 askeri ile galip gelmesinin sebebi profesyonel askerlik değildir.

sözün özü;

askerlik kutsaldır,askerliğe laf edenin de kafasına sıçayım..

insanların kendi yönetim aygıtları olan devlet tarafından zorunlu hale getirilmiş ve yine insanlar tarafından, olsun yada olmasın şeklinde tekrardan yorumlanagelen ve devletiyle artık tamamiyle yabancılaşmış bir milletin tartışmalı konusu.
savaş ve savunma malzemelerinin ne kadar pahalı olduğunu bilmeyen yoktur herhalde. türkiye bütçesinin yüzde 60’ının savunma sanayii ve türevlerine yatırılması demenin, hepimizin karşılıksız alması gereken hizmetlere (eğitim, sağlık, sosyal güvence) nasıl yansıdığı da apaçıktır.
vicdanı olan herkesin bu konuda düşünceleri aşağı yukarı aynıdır.
ama her farklılığa ayrım ve ötekileştirme gözüyle bakanlar zorunlu askerlik yapmalıdırlar. hemde 30 yıl. çünkü düşmanlıkla ancak böyle (kendilerini disiplin ve emir komuta zincirinin bir parçası haline getirmek) başedebilir, düşmanlık duygularını en iyi böyle denetim altında tutabilirler. toplum içinde olmaları bence sakıncalıdır.
askerlik zorunlu olmalıdır hemde 30 yıl.

dünyada askeri oluşum gerçeği var.bunu dile getirmeye bile gerek yok.ama bazen söylemeden de geçilmiyor ki.gerektiğinde öldürmek, sürekli savumada olmayı gerektirir.sürekli savunma halinde olması, bir insanın, duygusallıktan uzaklaşması ve sürekli kontrol halinde olmasını gerektirir.psikolojik olarak yıpranmalar kaçınılmaz bu haldeyken.diyoruz ki kadınlar da gitsin, ee giden olur, çağırılsın.
insan sevgisini kim aşılamaya çalışıyor ki?bazen bir şeylerin tam çözümünü bulamıyoruz. işte tam bu noktada olabildiğince az tahrip almaya ve durumu bilinçli yaşamaya bakmak lazım geliyor.