ögrendiginizde önce bir $ok gelir üzerinize. durursunuz.
belalar okursunuz a$ık oldugu ki$iye durmadan; sanki onun suçuymu$ gibi. yerden yere vurursunuz. sonra kriziniz geçince, kendinize acımaya ba$larsınız. acınacak durumda oldugunuz için, a$ık oldugunuz ki$iye çevirirsiniz okları; onu suçlarsınız bu haliniz için. ona ba$lar beddualarınız. sakinle$ince küçüldügünüzü hiç olmadıgınız kadar basit oldugunuzu dü$ündürtür size bu yaptıklarınız. durursunuz; dimdik yürümeye çalı$ırsınız dı$arıda, insanlara unuttum dersiniz, kalbinizi bogarcasına.
nefret etmeye çalı$tıkça seversiniz.
elinize geçe geçe koca bir hüsran dolu a$k geçer.
allah kimseye tecrübe ettirmesin dicem, ama insan illa ki bir defa ya$ıyor bu a$k belasını.
aşık olunan kişinin başkasına aşık olması
insanı aşırı derecede üzen, umut fakirin ekmeğidir ata sözünü hatırlatan olay. insan bir ümittir bekliyor efendim.
hakkinda hayirlisi der devam edersiniz ya$amaya. dilersiniz; en azindan o’ nun ba$ina da ayni $ey gelmesin.
zaradır,ziyandır. hayat dursun dersiniz, yemeden içmeden kesilirsiniz. ama bir gün başkasına tekrar aşık olursunuz.
genel de öyle olur zaten. ikiniz asla aynı sevemezsiniz. biri daha çok sever, öbürü zulmeder.
başkasına aşık olduğunu bile bile bir gün size aşık olacağını ummaksa en kötü işkencedir. biri sever, biri sever gibi yapar...
gerçek aşk ise aynı anda sevip,sevilip kavuşamadığındır, bambaşkadır.
başkasına aşık olduğunu bile bile bir gün size aşık olacağını ummaksa en kötü işkencedir. biri sever, biri sever gibi yapar...
gerçek aşk ise aynı anda sevip,sevilip kavuşamadığındır, bambaşkadır.
(bkz: keske olmasa dediklerimiz)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?