hollandaya gidiyor bir konser icin, gayet rahatlikla giri$ini yapiyor, yapmasi gerekenleri yaptiktan sonra ulkeye donuyor cunku burada da bir konseri var. ardindan yine hollandaya gitmes gerekiyor zira turkiye hollanda 400. yil kulturel etkinlikleri var hollanda da ve ona katilmasi gerekiyor.
bu arada not olarak ilave etmeliyim ki kendisi yeşil pasaport sahibi.
havalimani pasaport kontrol bolgesinde pasaport polisi bu sefer arif sagi almiyor iceriye ve bir suru teknik detay cikartiyor. arif sag elbette konuya itiraz ediyor ama bu sefer de havalimani polisi sagi alip sorgu odasina goturup sorgulamaya kalkiyor. bunun uzerine sag dayanamiyor ve geldigi ucakla gerisin geriye ulkeye donu$ yapiyor.
arif sag ki yillarin sanatcisi, bu kadar sene icerisinde defalarca hollandaya giri$ yapmi$ hic sorunsuzca. yine arif sag ki 1987 - 1991 senelerinde turkiye buyuk millet meclisinde milletvekilligi yapan ilk sanatcidir kendisi. buna ragmen hollanda kendisine bu terbiyesiziligi reva gormu$.
hollanda meclisinde de gundeme gelen konu uzerine hollanda di$i$leri bakaninin arif sagdan ozur dilemesi talep ediliyor hollandali milletvekilleri tarafindan.
arif sağ
kral çıplakta $u anda.
her daim sarho$ gibi konu$an insan, of ya.
milletvekilliği görevi de yapmış olan türk müziğinin usta yorumcusu, bağlama virtüözü.
1945 yılında erzurumun aşkale ilçesi dağlı köyünde dünyaya geldi. 3-4 yaşlarından itibaren kendisini babasının değirmeninde buldu. müzikle ilk tanışması da orada oldu. sanatçı bu süreci şöyle anlatır;
"tek bir ses, suyun sesi. su altta pervanelere vurur. pervanenin dönerken çıkardığı ses ve bir de iki taşın birbirine sürtmesinin sesi birbirine karışır. o sesi değiştiren tek yabancı unsur vardır. o da kocaman, şakşak denen ağaçtır. ağacın üzerine nal çakarlar. taş döndükçe ona sürter, ara sıra taşın çakılları değer, şangır şungur sesler çıkarır. yani düz sesi bir ritimle, değişik seslerle bozar. değirmende bu sesleri sürekli dinlemek zorundasınız. taşlar devamlı döner ve şakşak dediğimiz ağacın üstündeki o nalların sesi değirmen taşına müzikte duyduğun ritmi verir. ve orada hayal kurarsın, rüya görürsün... orkestralar yönetirdim orda kendimce. müziği ben oradan hatırlıyorum. müziğe kafamı taktığım, müzikle diyalogu kurduğum yıllar o yıllardır..."
değirmentaşı ve su sesinin uyumu arif sağın dinlediği ilk orkestraydı. 5 yaşında kavalla, 6 yaşında ise gramofon ve plakla tanıştı. bağlamayla 7 yaşında iken erzincanda kumaş dedenin dükkanında tanıştı. bu dükkan davut sulari, aşık daimi, ali ekber çiçek, aşık beyhani, kemter yusuf gibi nice ustaların yetişmesinde öncü olmuştu. 14 yaşına kadar aşıklık geleneğini öğrenip deyişler söylemeye başlayan sanatçı, sonraki yıllarda istanbula geldi ve aksaray musiki cemiyetinde nida tüfekçinin öğrencisi oldu.
bu dönemlerde müzikal altyapısını oluşturma dönemiydi. 1960 ve 70li yıllar arif sağ için müzikte arayış yıllarıydı. arif sağın, bu dönemin toplumsal hareketlerinin müzikle bağdaşan yanlarından çok, piyasadaki ve resmi kurumlardaki müzik uygulamalarına ağırlık verdiği söylenebilir. ilk plağı "gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün"ü bu dönemde, 1963te çıkarmıştı. 1965de istanbul radyosuna bağlama sanatçısı olarak girdi.
bu yıllarda sağın piyasadaki faaliyetleri de devam etmekteydi. arif sağ 45lik plak dönemi olarak adlandırılan ve yaklaşık 20 yıl devam eden bu sürecin en parlak simalarındandı. bu süreçte 45in üzerinde plak, 200ün üzerinde beste yaptı. çeşitli sanatçılara bağlamasıyla eşlik etmesinin yanında, - yine bu dönemde- bestelerini de pek çok sanatçıya verdi. yapılan müzik bugünkü terminolojiyle bir tür arabesk- fantazi benzeriydi; bestelerinde ise yerel motifleri çok sık kullandı.bu da onun halk müziğinden kopamadığı gerçeğinin bir başka göstergesiydi.
1975de kurulan "istanbul devlet türk müziği konservatuarı"na "öğretim üyesi" olarak giren arif sağ, halk müziği ve bağlama konusundaki akademik çalışmalarını da bu dönemde başlattı. 1982de konservatuardan ayrıldı, kendi adına "arif sağ müzik evi"ni kurdu. bu arada musa eroğlu, muhlis akarsu ve yavuz top gibi bağlamanın diğer ustalarıyla muhabbet serisinin ilk albümünü hazırdı. uzun bir zamana yayılan bu birlikte çalışma, beş albüm ortaya çıkardı. 1982 yılında istanbul şan tiyatrosunda ilk "bağlama resitali"ni verdi. sonrasında bu dönemlerde avrupanın bir çok ülkesi ile uzakdoğuda (japonyada) halk müziğimizi ve halk çalgımızı tanıtıcı çalışmalar yaptı.
ülkemizde müzik alanında kişisel renklere ve üstün yeteneklere sık rastlanmasına rağmen, bağlama çalgısında bir ekol yaratan sanatçı sayısı parmakla sayılacak kadar azdır. işte bunlardan birisi ve -şimdilik - sonuncusu arif sağdır. bağlamaya teknik bakımdan hakim olduğu kadar arif sağın icrası, yerel tavırlar, repertuar ve duygu bakımından da zenginliklerle doludur. halk müziği ve bağlama alanında özgün arayışlarını yoğunlaştırarak sürdüren arif sağ, bir dönem (1987-1991) mecliste "milletvekili" olarak bulunan ilk sanatçıdır.
5 mayıs 1996da almanya cumhurbaşkanı sayın roman herzogun desteği ile köln flarmoni orkestrası ile köln flarmoni salonunda verdiği konserle anadolu müziğinin batıya tanıtılmasına ciddi katkıları oldu.
1996 yılında köln senfoni orkestrası eşliğinde erdal erzincan ve erol parlakla birlikte kölnde verdiği konser büyük ilgi gördü ve yine aynı yıl cumhurbaşkanlığı tarafından verilen özel ödülü aldı. arif sağ, sazında günlük yaşamın ekmek-su gibi doğal bir parçası sayılan anadolu aleviliğinin "aşık-ozan" geleneği ortamında yaşayarak yetişti.
son olarak 21. 01. 2000 - 05. 02. 2000 tarihleri arasında, ispanyanın ünlü flamenko gitaristi toma tito ile avrupanın 12 ayrı şehrinde konserler vererek bağlamanın yurt dışında tanınmasını ve hak ettiği övgüyü almasını sağladı. sanatçı evli ve iki çocuk babasıdır.
1945 yılında erzurumun aşkale ilçesi dağlı köyünde dünyaya geldi. 3-4 yaşlarından itibaren kendisini babasının değirmeninde buldu. müzikle ilk tanışması da orada oldu. sanatçı bu süreci şöyle anlatır;
"tek bir ses, suyun sesi. su altta pervanelere vurur. pervanenin dönerken çıkardığı ses ve bir de iki taşın birbirine sürtmesinin sesi birbirine karışır. o sesi değiştiren tek yabancı unsur vardır. o da kocaman, şakşak denen ağaçtır. ağacın üzerine nal çakarlar. taş döndükçe ona sürter, ara sıra taşın çakılları değer, şangır şungur sesler çıkarır. yani düz sesi bir ritimle, değişik seslerle bozar. değirmende bu sesleri sürekli dinlemek zorundasınız. taşlar devamlı döner ve şakşak dediğimiz ağacın üstündeki o nalların sesi değirmen taşına müzikte duyduğun ritmi verir. ve orada hayal kurarsın, rüya görürsün... orkestralar yönetirdim orda kendimce. müziği ben oradan hatırlıyorum. müziğe kafamı taktığım, müzikle diyalogu kurduğum yıllar o yıllardır..."
değirmentaşı ve su sesinin uyumu arif sağın dinlediği ilk orkestraydı. 5 yaşında kavalla, 6 yaşında ise gramofon ve plakla tanıştı. bağlamayla 7 yaşında iken erzincanda kumaş dedenin dükkanında tanıştı. bu dükkan davut sulari, aşık daimi, ali ekber çiçek, aşık beyhani, kemter yusuf gibi nice ustaların yetişmesinde öncü olmuştu. 14 yaşına kadar aşıklık geleneğini öğrenip deyişler söylemeye başlayan sanatçı, sonraki yıllarda istanbula geldi ve aksaray musiki cemiyetinde nida tüfekçinin öğrencisi oldu.
bu dönemlerde müzikal altyapısını oluşturma dönemiydi. 1960 ve 70li yıllar arif sağ için müzikte arayış yıllarıydı. arif sağın, bu dönemin toplumsal hareketlerinin müzikle bağdaşan yanlarından çok, piyasadaki ve resmi kurumlardaki müzik uygulamalarına ağırlık verdiği söylenebilir. ilk plağı "gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün"ü bu dönemde, 1963te çıkarmıştı. 1965de istanbul radyosuna bağlama sanatçısı olarak girdi.
bu yıllarda sağın piyasadaki faaliyetleri de devam etmekteydi. arif sağ 45lik plak dönemi olarak adlandırılan ve yaklaşık 20 yıl devam eden bu sürecin en parlak simalarındandı. bu süreçte 45in üzerinde plak, 200ün üzerinde beste yaptı. çeşitli sanatçılara bağlamasıyla eşlik etmesinin yanında, - yine bu dönemde- bestelerini de pek çok sanatçıya verdi. yapılan müzik bugünkü terminolojiyle bir tür arabesk- fantazi benzeriydi; bestelerinde ise yerel motifleri çok sık kullandı.bu da onun halk müziğinden kopamadığı gerçeğinin bir başka göstergesiydi.
1975de kurulan "istanbul devlet türk müziği konservatuarı"na "öğretim üyesi" olarak giren arif sağ, halk müziği ve bağlama konusundaki akademik çalışmalarını da bu dönemde başlattı. 1982de konservatuardan ayrıldı, kendi adına "arif sağ müzik evi"ni kurdu. bu arada musa eroğlu, muhlis akarsu ve yavuz top gibi bağlamanın diğer ustalarıyla muhabbet serisinin ilk albümünü hazırdı. uzun bir zamana yayılan bu birlikte çalışma, beş albüm ortaya çıkardı. 1982 yılında istanbul şan tiyatrosunda ilk "bağlama resitali"ni verdi. sonrasında bu dönemlerde avrupanın bir çok ülkesi ile uzakdoğuda (japonyada) halk müziğimizi ve halk çalgımızı tanıtıcı çalışmalar yaptı.
ülkemizde müzik alanında kişisel renklere ve üstün yeteneklere sık rastlanmasına rağmen, bağlama çalgısında bir ekol yaratan sanatçı sayısı parmakla sayılacak kadar azdır. işte bunlardan birisi ve -şimdilik - sonuncusu arif sağdır. bağlamaya teknik bakımdan hakim olduğu kadar arif sağın icrası, yerel tavırlar, repertuar ve duygu bakımından da zenginliklerle doludur. halk müziği ve bağlama alanında özgün arayışlarını yoğunlaştırarak sürdüren arif sağ, bir dönem (1987-1991) mecliste "milletvekili" olarak bulunan ilk sanatçıdır.
5 mayıs 1996da almanya cumhurbaşkanı sayın roman herzogun desteği ile köln flarmoni orkestrası ile köln flarmoni salonunda verdiği konserle anadolu müziğinin batıya tanıtılmasına ciddi katkıları oldu.
1996 yılında köln senfoni orkestrası eşliğinde erdal erzincan ve erol parlakla birlikte kölnde verdiği konser büyük ilgi gördü ve yine aynı yıl cumhurbaşkanlığı tarafından verilen özel ödülü aldı. arif sağ, sazında günlük yaşamın ekmek-su gibi doğal bir parçası sayılan anadolu aleviliğinin "aşık-ozan" geleneği ortamında yaşayarak yetişti.
son olarak 21. 01. 2000 - 05. 02. 2000 tarihleri arasında, ispanyanın ünlü flamenko gitaristi toma tito ile avrupanın 12 ayrı şehrinde konserler vererek bağlamanın yurt dışında tanınmasını ve hak ettiği övgüyü almasını sağladı. sanatçı evli ve iki çocuk babasıdır.
bugun itibari ile kendisi chpli oldu.
sesini duyduğum her yerde tanıdığım mükemmel sesli muhteşem adam .
(bkz: zevzek)
saygıyı fazlasıyla hak eden, gerek baglamasını konusturan gerekse kurdugu 3-5 cumleyle cok $eyler anlatan adam. sanatcı unvanını gercekten hak edenlerden.
31 mart 2007 cumartesi gunu odtude ustalara saygi adi altinda oglu tolga sag ile sahneye cikacak olan guzide insan,halk muzigi adami.
o temmuz sicaginda insanlarin diri diri yakildigi cehennemden cikip bizlere yüreginin duygusuyla cenneti yasatan büyük usta, büyük insan.
1945 yılında erzurumun aşkale ilçesi dağlı köyünde dünyaya geldi. müzikle çok erken yaşlarda tanıştı. bağlamayla 7 yaşında iken erzincanda kumaş dedenin dükkanında tanıştı. burası öyle bir dükkandır ki bağrında davut sulari, aşık daimi, ali ekber çiçek, aşık beyhani, kemter yusuf v.b. yetiştirmiştir. 14 yaşına kadar aşıklık geleneğini öğrenip deyişler söylemeye başlayan sanatçı, sonraki yıllarda istanbula gelir ve aksaray musiki cemiyetinde nida tüfekçinin öğrencisi olur.
bu dönemlerde müzikal altyapısını oluşturma dönemidir. 1960 ve 70li yıllar arif sağ için müzikte arayış yıllarıdır. arif sağın, bu dönemin toplumsal hareketlerinin müzikle bağdaşan yanlarından çok, piyasadaki ve resmi kurumlardaki müzik uygulamalarına ağırlık verdiği söylenebilir. ilk plağı "gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün"ü bu dönemde, 1963te çıkarmıştır. 1965de istanbul radyosuna bağlama sanatçısı olarak girer. bu yıllarda sağın piyasadaki faaliyetleri de devam etmektedir. 45lik plak dönemi olarak adlandırılan ve yaklaşık 20 yıl devam eden bu sürecin en parlak simalarındandır arif sağ... bu süreçte 45in üzerinde plak, 200ün üzerinde beste yapar. çeşitli sanatçılara bağlamasıyla eşlik etmesinin yanında, yine bu dönemde bestelerini de pek çok sanatçıya okutur. yapılan müzik bugünkü terminolojiyle bir tür arabesk-fantazi benzeridir; bestelerinde ise yerel motifleri çok sık kullanır. bu da onun halk müziğinden kopamadığı gerçeğinin bir başka göstergesidir. 1975de kurulan "istanbul devlet türk müziği konservatuarı"na "öğretim üyesi" olarak giren arif sağ, halk müziği ve bağlama konusundaki akademik çalışmalarını da bu dönemde başlatır. 1982de konservatuardan ayrılarak, kendi adına "arif sağ müzik evi"ni kurar. bu arada musa eroğlu, muhlis akarsu ve yavuz top gibi bağlamanın diğer ustalarıyla muhabbet serisinin ilk albümünü hazırlar. uzun bir zamana yayılan bu birlikte çalışma, beş albüm ortaya çıkarır.
1982 yılında istanbulda şan tiyatrosunda ilk bağlama resitalini verir. sonrasında bu dönemlerde avrupanın bir çok ülkesi ile uzakdoğuda (japonyada) halk müziğimizi ve halk çalgımızı tanıtıcı çalışmalar yapar.
ülkemizde müzik alanında kişisel renklere ve üstün yeteneklere sık rastlanmasına rağmen, bağlama çalgısında bir ekol yaratan sanatçı sayısı parmakla sayılacak kadar azdır. işte bunlardan birisi ve -şimdilik - sonuncusu arif sağdır. bağlamaya teknik bakımdan hakim olduğu kadar arif sağın icrası, yerel tavırlar, repertuar ve duygu bakımından da zenginliklerle doludur. halk müziği ve bağlama alanında özgün arayışlarını yoğunlaştırarak sürdüren arif sağ, bir dönem (1987-1991) parlamentoda "milletvekili" olarak bulunan ilk sanatçıdır.5 mayıs 1996da almanya cumhurbaşkanı roman herzogun desteği ile köln flarmoni orkestrası ile köln flarmoni salonunda verdiği konserle anadolu müziğinin batıya tanıtılmasına ciddi katkılar koymuştur.
1996 yılında köln senfoni orkestrası eşliğinde erdal erzincan ve erol parlak la birlikte kölnde verdiği konser büyük ilgi görür ve yine aynı yıl cumhurbaşkanlığı tarafından verilen özel ödülü alır.
son olarak 21. 01. 2000 - 05. 02. 2000 tarihleri arasında, ispanyanın ünlü flamenko gitaristi toma tito ile avrupanın 12 ayrı şehrinde konserler vererek bağlamanın yurt dışında tanınmasını ve hak ettiği övgüyü almasını sağlamıştır
bu dönemlerde müzikal altyapısını oluşturma dönemidir. 1960 ve 70li yıllar arif sağ için müzikte arayış yıllarıdır. arif sağın, bu dönemin toplumsal hareketlerinin müzikle bağdaşan yanlarından çok, piyasadaki ve resmi kurumlardaki müzik uygulamalarına ağırlık verdiği söylenebilir. ilk plağı "gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün"ü bu dönemde, 1963te çıkarmıştır. 1965de istanbul radyosuna bağlama sanatçısı olarak girer. bu yıllarda sağın piyasadaki faaliyetleri de devam etmektedir. 45lik plak dönemi olarak adlandırılan ve yaklaşık 20 yıl devam eden bu sürecin en parlak simalarındandır arif sağ... bu süreçte 45in üzerinde plak, 200ün üzerinde beste yapar. çeşitli sanatçılara bağlamasıyla eşlik etmesinin yanında, yine bu dönemde bestelerini de pek çok sanatçıya okutur. yapılan müzik bugünkü terminolojiyle bir tür arabesk-fantazi benzeridir; bestelerinde ise yerel motifleri çok sık kullanır. bu da onun halk müziğinden kopamadığı gerçeğinin bir başka göstergesidir. 1975de kurulan "istanbul devlet türk müziği konservatuarı"na "öğretim üyesi" olarak giren arif sağ, halk müziği ve bağlama konusundaki akademik çalışmalarını da bu dönemde başlatır. 1982de konservatuardan ayrılarak, kendi adına "arif sağ müzik evi"ni kurar. bu arada musa eroğlu, muhlis akarsu ve yavuz top gibi bağlamanın diğer ustalarıyla muhabbet serisinin ilk albümünü hazırlar. uzun bir zamana yayılan bu birlikte çalışma, beş albüm ortaya çıkarır.
1982 yılında istanbulda şan tiyatrosunda ilk bağlama resitalini verir. sonrasında bu dönemlerde avrupanın bir çok ülkesi ile uzakdoğuda (japonyada) halk müziğimizi ve halk çalgımızı tanıtıcı çalışmalar yapar.
ülkemizde müzik alanında kişisel renklere ve üstün yeteneklere sık rastlanmasına rağmen, bağlama çalgısında bir ekol yaratan sanatçı sayısı parmakla sayılacak kadar azdır. işte bunlardan birisi ve -şimdilik - sonuncusu arif sağdır. bağlamaya teknik bakımdan hakim olduğu kadar arif sağın icrası, yerel tavırlar, repertuar ve duygu bakımından da zenginliklerle doludur. halk müziği ve bağlama alanında özgün arayışlarını yoğunlaştırarak sürdüren arif sağ, bir dönem (1987-1991) parlamentoda "milletvekili" olarak bulunan ilk sanatçıdır.5 mayıs 1996da almanya cumhurbaşkanı roman herzogun desteği ile köln flarmoni orkestrası ile köln flarmoni salonunda verdiği konserle anadolu müziğinin batıya tanıtılmasına ciddi katkılar koymuştur.
1996 yılında köln senfoni orkestrası eşliğinde erdal erzincan ve erol parlak la birlikte kölnde verdiği konser büyük ilgi görür ve yine aynı yıl cumhurbaşkanlığı tarafından verilen özel ödülü alır.
son olarak 21. 01. 2000 - 05. 02. 2000 tarihleri arasında, ispanyanın ünlü flamenko gitaristi toma tito ile avrupanın 12 ayrı şehrinde konserler vererek bağlamanın yurt dışında tanınmasını ve hak ettiği övgüyü almasını sağlamıştır
turk halk muziginin buyuk ustalarindan.ayni zamanda milletvekilligi de yapti.halen yapiyor mu bilmiyorum.umarim yapmiyordur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?