1875te pragda doğmuş,1926da montreuxde ölmüş ünlü alman şairi.
rainer maria rilke
1875te pragda doğmuş, 1926da calmontda hayata veda etmiş alman şair..
yalnızlık bir yağmura benzer,
yükselir akşamlara denizlerden
uzak, ıssız ovalardan eser,
ağar gider göklere, her zaman göklerdedir
ve kentin üstüne göklerden düşer.
erselik saatlerde yağar yere
yüzlerini sabaha döndürünce sokaklar,
umduğunu bulamamış, üzgün yaslı
ayrılınca birbirinden gövdeler;
ve insanlar karşılıklı nefretler içinde
yatarken aynı yatakta yan yana:
akar, akar yalnızlık ırmaklarca.
yalnızlık bir yağmura benzer,
yükselir akşamlara denizlerden
uzak, ıssız ovalardan eser,
ağar gider göklere, her zaman göklerdedir
ve kentin üstüne göklerden düşer.
erselik saatlerde yağar yere
yüzlerini sabaha döndürünce sokaklar,
umduğunu bulamamış, üzgün yaslı
ayrılınca birbirinden gövdeler;
ve insanlar karşılıklı nefretler içinde
yatarken aynı yatakta yan yana:
akar, akar yalnızlık ırmaklarca.
eserlerindeki melekler sorulduğunda kendisine "hayır hayır, onlar hristiyanlıktaki meleklerden daha çok islam da yer alan meleklerdir" demiş olan, şiirlerini en sevdiği pencerenin kenarında, ayakta kaleme alan bireydir kendisi.
beni zatı muhtereme hayran bırakan şiir.
gecenin şarkisi
dimdik ve iyi olabilir ruhum;
ne var ki eğilmeden taşıyacak güçte değil
yüreğimi, çarpık damarlarımdaki kanı
ve içimin bütün acılarını
ne bir bahçesi var nede bir yatağı
bütün yapabildiği konmak iskeletime
korkudan titreyen kanat darbeleriyle
elleriminde yok artık bir işe yarayacağı
nasılda büzülmüşler bak şu hallerine
nemli ve hantal, sıçramaktalar sanki
yağmur yemiş küçük kurbağalar gibi
ve neyim kalmışsa geriye başka
hepside yıpranmış, hüzünlü ve yaşlı
neden çekinmekte tanrı daha
bir çöplüğe fırlatmaktan bunları
yoksa somurtan dudaklarıyla
yüzümden dolayı mıdır bana kızması
oysa gerçekte çoğu zaman hazırdı
bu yüz ışıyıp aydınlanmaya
ancak iri köpekler yanaştı ta yanıma
ve onlarda bölgesinden yoksunlardı.
gecenin şarkisi
dimdik ve iyi olabilir ruhum;
ne var ki eğilmeden taşıyacak güçte değil
yüreğimi, çarpık damarlarımdaki kanı
ve içimin bütün acılarını
ne bir bahçesi var nede bir yatağı
bütün yapabildiği konmak iskeletime
korkudan titreyen kanat darbeleriyle
elleriminde yok artık bir işe yarayacağı
nasılda büzülmüşler bak şu hallerine
nemli ve hantal, sıçramaktalar sanki
yağmur yemiş küçük kurbağalar gibi
ve neyim kalmışsa geriye başka
hepside yıpranmış, hüzünlü ve yaşlı
neden çekinmekte tanrı daha
bir çöplüğe fırlatmaktan bunları
yoksa somurtan dudaklarıyla
yüzümden dolayı mıdır bana kızması
oysa gerçekte çoğu zaman hazırdı
bu yüz ışıyıp aydınlanmaya
ancak iri köpekler yanaştı ta yanıma
ve onlarda bölgesinden yoksunlardı.
vakti zamanında ekşide denk geldiğim bir şiiri şöyleymiş;
ey zaman uzaklaşmaktasın benden şimdi
yaralanıyorum her kanat şırpışınla
ama kalınca yalnız, söyle, neye yarar ki
dudaklarım, gecem ve gündüzüm tek başına?
yok bir sevgilim, bir dört duvar
ne de bir iklim gönlümce.
bütün kendimi adadıklarım, ömrümce
ansızın zenginleşip, beni harcamaktalar.
ey zaman uzaklaşmaktasın benden şimdi
yaralanıyorum her kanat şırpışınla
ama kalınca yalnız, söyle, neye yarar ki
dudaklarım, gecem ve gündüzüm tek başına?
yok bir sevgilim, bir dört duvar
ne de bir iklim gönlümce.
bütün kendimi adadıklarım, ömrümce
ansızın zenginleşip, beni harcamaktalar.
güleysafçelişki
"ağır ağır izledi, uzun zaman
sanki yolda engeller varmış gibi;
sanki, bir kez aşılsa,
yürümenin ötesine geçip uçabilecekmiş gibi." dizelerinin sahibi.
sanki yolda engeller varmış gibi;
sanki, bir kez aşılsa,
yürümenin ötesine geçip uçabilecekmiş gibi." dizelerinin sahibi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?