bazen olur böyle, bir sihir fısıldanır kulağınıza, eski bir sandık açılır, içinden eski kırıklarınız, kırılganlıklarınız dökülür etrafa. bir bakarsınız ki hayat sizi nasıl da cam kırıkları gibi parça pinçik etmiş. sihirli bir değneğiniz olsun istersiniz, şöyle bir dokunayım, herşey pıt diye açılan luna kapakları gibi kolayca yerli yerine otursun. ama olmaz işte. elinize geçen şey sihirli değnek değil, hayatta yediğiniz kazıklardır. o zaman ağzınızdan şu kutsal sözler dökülür:
(bkz: hayat senin amına koyim)
hayat senin amına koyim
hayat denilen bu pisliğin içinde yaşamak zaten zorken birde insanların bunu çekilmez hale getirmesi insanı çökertiyor.herkes ister hayat kolay olsun,insanlar anlayışlı,sevgi dolu,yardımsever,kısacası insan gibi insan olsun,mutlu olsun,başarılı olsun...vs ama ne yazık ki kolay değil.neden? çünkü hayat denilen şey afacan bir çocuk misali size oyunlar oynamayı sever.engeller çıkartır önünüze,bir gün şeker uzatır ertesi gün ise şekerin çubuğunu sokar götünüze acımadan.tam mutlu olduğunuz zaman "hep böyle gitsin bozulmasın mutluluğum" diye düşünürken bir sorun peydah olur hiç neden yokken ve her şey altüst olur,daha iyi yaşamak için çırpınırken bir bakmışsınız ki yıllar akıp gitmiş ve siz olduğunuz yerde saymışsınız,hayatın oynadığı oyun karşısında çaresiz kalır,yardım eli uzatacak birini ararsınız,sevdiklerinizin gözlerinin içine bakarsınız ama onlar da çaresizdir,size yardım edemezler hatta bazen sorunlarınıza sorun katarlar...saymakla bitmez aslında bunlar.bu yüzden sözün özü olarak ben bu hayatın amına koyim...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?