hakemi aldatmaya yönelik hareketi tespit eden hakemin kendini yere atan oyuncuya oyuna devam etmesi gerektiğini ifade ettiği hareketin dillendiriliş biçimi. çarpıcı!
hakem kalk dedi
4. nesil taze yazar. ankara gülü.
(bkz: çabuk kalktı dikkat edersen)
4. nesil yeni gelmis az entry girmis ilgiye bayilan nick altına her entry girildiginde zevkten cılgına donen yazar
biraz daha cilgina dönsündür, ho$ gelmi$tir dedigimiz yazarimizdir.umarim kalici olur kendisi, kaliteli entryler dilegiyle..
inanılmaz tatlı göğüsleri olan dost, ezber bozan bir insan! (radikal sinema eki tandansı, bunu da piç ettiler kanka. kanka kelimesini ilk kez kullanmanın verdiği heyecanla pipi hissi kaybına uğradım)
bu yazıyı yazmanın vakti gelmişti geyikleri yapmak istemiyorum. hatta yapmak istemediğim geyiklerin arasında; "gerçekten insan", "inanılmaz yardımsever bir kişi", "kötü gün dostu.", "biricik yazar", saçını sıfıra vurdurursa sözlükten kaldıracağı hatun sayısı mevzusunda benimle rekabete girmesi işten bile olmaz", "görev insanı" gibileri de var. dedim ya yapmayacağım.
şimdi emre aydın dinliyorum yavrum. sen haz eder misin bilmiyorum ama gözlerini kapatıp kaşlarını kaldıran solistler olur ya işte öyle bir eleman canlanıyor kanlı gözlerimde.
şimdi ben bu entry neden buraya yazıyorum hkd? bunları [aşağıda okuyacaklarını], neden kolpa da olsa sosyal bir ortamda afişe ediyorum? bilmiyorum... niye entry giriyorum onu da bilmiyorum. ya hayır şimdi bunları aynı kaynaktan beslendiğimiz x’in tabiri ile "genetik çöplük" sözlük’ta, bu insanların huzurunda yazıyorum. garip yani...
(...)
[burada tuvalete gittim üzerine afiyet. düşündüm yukarıdaki soruları. sonra zihnim dağıldı. ötenazinin bir hak olması gerektiğine kanaat getirip geri döndüm]
düşündüm de şey olabilir ya... iz bırakma ve lkby was here diyebilme güdüsü. evet bu olmalı. sana karşı hissettiklerimi ellerimizde rakılarımız boğaza karşı daha kalbur üstü bir ortamda sana aksettirebilmek, ifadelerimi daha entelektüel bir çerçeve içinde şekillendirmek isterdim lakin tenin bana uzak. gay değilim selam ederim. neyse... onu diyordum. heralde şahite ihtiyacım var gerçek olanın güvenilirliği için... yavşak bir nik altı entry’si girmek istemedim bir de. söz meclisten dışarı genetik çöplük feyzalsın diye. alternatif olalım hayat bayram olsun diye. neyse bu da değil derdim. bi derdim yok esasen somut olarak duyumsadığım. niye -derdim bu değil- deriz ki zaten. yaşama hangi perspektife baktığımız önemli burada. yani dile baksana amına koyim. türkçeye. "yarrak" diye bir kelime var, türkmenistan’da adamlar silah anlamında kullanıyorlar bu efektif kelimeyi. türkmen bi eleman "yarrak omza!" diye espri yapmıştı birbirimize sarılarak ağlamıştık.
evet bir türlü gelemiyorum istediğim yere. muhtemeldir ki rotanın sıkıcılığı seni boğuyor. buraya kadar siktir lan diyemeden okudysan lütfen devam et. eğer siktir lan dediysen okuma gerisini. heidi’nin peter ile yaşadığı sıcak dakikaları kurguladığımı vecbet.
****
evet hkd... buraya kadar merak dışında bir şeylerle gelebildiysen cidden senin için önem arz ediyorum. bil ki sen de benim için yüksek derecede önem arz ediyorsun. geçen gün vapurda iken dostluğumuzun gelişimi üzerine çarpıcı bir cümle sarf ettin. senin sikinde olmasa da fazla ben eve gidip ağladım.
-"sen, bana güvenmediğini söylediğinde arkamı dönmedim. konuştum, konuşarak hallettik..." tarzı bir ifadeydi.
üzüldüm hkd. gerçekten... pek çok zaman vardır ki mantığımın duygularım karşısında galibiyet kazanmasından had safhada zevk alırım. güdülerimi yenebildiğim derece güçlendiğimi hissederim ki buna temel güdüler dahil. susuzluk, kadınlar gibi... işte o kararın alındığı saniyelerde de aynı şeyi hissettim. sonradan farkettim mantığımın beni kanalize ettiği her sik doğru değilmiş. içim cız etti amiyane tabirle bebeğim sen öyle dediğinde. seni her gördüğümde, altıgen’de her "abi arkadaki hatun sağlammış." dediğimde aklıma bu geldi. söyleyemedim de... alakasız olacak da bişi söyleyeceğim burada nedense ignore ya da underestimate gibi bir ifade kullanasım geldi. bil istedim.
"çok kral adamsın" ’dan daha sofistike bir cümle ile gözyaşlarımı nişan ettiğim bu açık mektubuma devam etmek istiyorum. kabe’si insan olan pek az insan tanıyorum şu yığının içerisinde. ölçeği küçültürsem sözlük denen bu mekanda tanıdığım insanları bir eleğin üzerine koyup şöyle sağa ve sola salladığımda [eleği], eleğin üzerinde kalanlardansın. çok kalabalık da sayılmazsınız üstelik. bu seni ne kadar özel yapar bilmiyorum, takdirin...
evet hkd dünyanın en orjinal nik’ine sahip olmasan da seni seven birileri var. ve sana bir telefon kadar yakın. hemen ara 0900 310 31 31 [telesekreter biraz yollu, yanlış olmasın]
devamı gelir bunun.. ben şimdi şiir yazmaya gidiyorum.
bu yazıyı yazmanın vakti gelmişti geyikleri yapmak istemiyorum. hatta yapmak istemediğim geyiklerin arasında; "gerçekten insan", "inanılmaz yardımsever bir kişi", "kötü gün dostu.", "biricik yazar", saçını sıfıra vurdurursa sözlükten kaldıracağı hatun sayısı mevzusunda benimle rekabete girmesi işten bile olmaz", "görev insanı" gibileri de var. dedim ya yapmayacağım.
şimdi emre aydın dinliyorum yavrum. sen haz eder misin bilmiyorum ama gözlerini kapatıp kaşlarını kaldıran solistler olur ya işte öyle bir eleman canlanıyor kanlı gözlerimde.
şimdi ben bu entry neden buraya yazıyorum hkd? bunları [aşağıda okuyacaklarını], neden kolpa da olsa sosyal bir ortamda afişe ediyorum? bilmiyorum... niye entry giriyorum onu da bilmiyorum. ya hayır şimdi bunları aynı kaynaktan beslendiğimiz x’in tabiri ile "genetik çöplük" sözlük’ta, bu insanların huzurunda yazıyorum. garip yani...
(...)
[burada tuvalete gittim üzerine afiyet. düşündüm yukarıdaki soruları. sonra zihnim dağıldı. ötenazinin bir hak olması gerektiğine kanaat getirip geri döndüm]
düşündüm de şey olabilir ya... iz bırakma ve lkby was here diyebilme güdüsü. evet bu olmalı. sana karşı hissettiklerimi ellerimizde rakılarımız boğaza karşı daha kalbur üstü bir ortamda sana aksettirebilmek, ifadelerimi daha entelektüel bir çerçeve içinde şekillendirmek isterdim lakin tenin bana uzak. gay değilim selam ederim. neyse... onu diyordum. heralde şahite ihtiyacım var gerçek olanın güvenilirliği için... yavşak bir nik altı entry’si girmek istemedim bir de. söz meclisten dışarı genetik çöplük feyzalsın diye. alternatif olalım hayat bayram olsun diye. neyse bu da değil derdim. bi derdim yok esasen somut olarak duyumsadığım. niye -derdim bu değil- deriz ki zaten. yaşama hangi perspektife baktığımız önemli burada. yani dile baksana amına koyim. türkçeye. "yarrak" diye bir kelime var, türkmenistan’da adamlar silah anlamında kullanıyorlar bu efektif kelimeyi. türkmen bi eleman "yarrak omza!" diye espri yapmıştı birbirimize sarılarak ağlamıştık.
evet bir türlü gelemiyorum istediğim yere. muhtemeldir ki rotanın sıkıcılığı seni boğuyor. buraya kadar siktir lan diyemeden okudysan lütfen devam et. eğer siktir lan dediysen okuma gerisini. heidi’nin peter ile yaşadığı sıcak dakikaları kurguladığımı vecbet.
****
evet hkd... buraya kadar merak dışında bir şeylerle gelebildiysen cidden senin için önem arz ediyorum. bil ki sen de benim için yüksek derecede önem arz ediyorsun. geçen gün vapurda iken dostluğumuzun gelişimi üzerine çarpıcı bir cümle sarf ettin. senin sikinde olmasa da fazla ben eve gidip ağladım.
-"sen, bana güvenmediğini söylediğinde arkamı dönmedim. konuştum, konuşarak hallettik..." tarzı bir ifadeydi.
üzüldüm hkd. gerçekten... pek çok zaman vardır ki mantığımın duygularım karşısında galibiyet kazanmasından had safhada zevk alırım. güdülerimi yenebildiğim derece güçlendiğimi hissederim ki buna temel güdüler dahil. susuzluk, kadınlar gibi... işte o kararın alındığı saniyelerde de aynı şeyi hissettim. sonradan farkettim mantığımın beni kanalize ettiği her sik doğru değilmiş. içim cız etti amiyane tabirle bebeğim sen öyle dediğinde. seni her gördüğümde, altıgen’de her "abi arkadaki hatun sağlammış." dediğimde aklıma bu geldi. söyleyemedim de... alakasız olacak da bişi söyleyeceğim burada nedense ignore ya da underestimate gibi bir ifade kullanasım geldi. bil istedim.
"çok kral adamsın" ’dan daha sofistike bir cümle ile gözyaşlarımı nişan ettiğim bu açık mektubuma devam etmek istiyorum. kabe’si insan olan pek az insan tanıyorum şu yığının içerisinde. ölçeği küçültürsem sözlük denen bu mekanda tanıdığım insanları bir eleğin üzerine koyup şöyle sağa ve sola salladığımda [eleği], eleğin üzerinde kalanlardansın. çok kalabalık da sayılmazsınız üstelik. bu seni ne kadar özel yapar bilmiyorum, takdirin...
evet hkd dünyanın en orjinal nik’ine sahip olmasan da seni seven birileri var. ve sana bir telefon kadar yakın. hemen ara 0900 310 31 31 [telesekreter biraz yollu, yanlış olmasın]
devamı gelir bunun.. ben şimdi şiir yazmaya gidiyorum.
sevilmeyen yazar aynı zamanda duygu somurusu yapacak kadar da terbiyesiz
hoşgelmiş yazar. duyduk ki hakkında entry girince zevkten dörtköşe oluyomuş, şimdi köşelisin işte yuvarlak olmaktan iyidir denilesi kişi.
(bkz: hakem kaltak dedi).adam aslında kalk demek istemiş ama dili sürçmüştür.
le hakemin her dediği yapılmaz. öl dese ölecekmisin.
yat yat yat ahlak polisi
yat yat yat ahlak polisi
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?