eurobasket 2009

heddodepaso
7 eylül 2009 tarihinde polonya’da başlayacak olan avrupa basketbol şampiyonası. türkiye, ev sahibi polonya, litvanya ve bulgaristan ile birlikte d grubunda mücadele edecek. her şampiyona öncesi ülkemizde nedense madalya adayı olarak gösterilen milli takımımızın, bu zayıf kadrosuyla ve tanjevic’le bırakın dereceye girmeyi, gruptan çıkması bile sabaha kadar kutlanmalı bence. 90lı yıllarda olduğu gibi harun erdenay, orhun ene, levent topsakal, ufuk sarıca gibi yetenekli kısa oyuncularımız maalesef artık yok ama hala bu zayıf kadroya 2001’den beri ulaşabileceğinin çok üzerinde hedefler seçilmekte ve her büyük turnuva sonrası hayal kırıklığı yaşanmaktadır.
orqn
her basketbol şampiyonası gibi bu da ntv ve ntvspor dan yayınlanacak.önümüzdeki birkaç günün programı şu şekilde:

ntv’de bu hafta

7 eylül pazartesi saat yayin

polonya - bulgaristan 19.15 canli
türkiye - litvanya 22.15 canli

8 eylül sali saat yayin

litvanya - polonya 19.15 canli
türkiye - bulgaristan 22.15 canli

9 eylül çarşamba saat yayin

türkiye - polonya 19.15 canli
litvanya - bulgaristan 22.15 canli



ntv spor’da bu hafta

7 eylül pazartesi saat yayin

makedonya - yunanistan 17.30 canli
sırbistan - ispanya 22.00 canli

8 eylül sali saat yayin

almanya - rusya 17.30 canli
yunanistan - hırvatistan 20.15 canli

9 eylül çarşamba saat yayin

ispanya - slovenya 19.15 canli
rusya - fransa 17.30 canl

heddodepaso
ilk tur maçları sonunda tüm maçlarını kazanan türkiye, f grubuna lider olarak başlayacak. bu grupta ispanya, sırbistan ve slovenya ile oynayacağız. grupta bizden başka 2 galibiyetini üst gruba taşımış takım olmaması büyük avantaj. muhtemelen 1 maç kazanmamız bizi ceyrek finale taşıyacak; ancak şu da bir gerçek ki bu kez rakiplerimiz daha güçlü.
orqn
2. tur gruplarında görünüm şu şekildedir.

e grubu

yunanistan
fransa
hırvatistan
almanya
rusya
makedonya

f grubu

türkiye
slovenya
sırbistan
ispanya
polonya
litvanya

orqn
çeyrek final eşleşmeleri nedeniyle ’tüh be’ dedirten turnuva olmuştur.sen o kadar iyi oyna,buraya kadar tek mağlubiyetle gel,sonra karşına yunanistan çıksın.olacak iş mi?hayır tabiki her şey bitmiş değil,yunanistanı da yenbiliriz mutlaka ama şimdi hırvatistanla,rusyayla oynamak varken yunanistanın çıkması büyük şanssızlık oldu.
heddodepaso
bir çok nba yıldızının çeşitli sebeplerle milli takımlarında yer almadığı turnuva. bu oyuncular kendi aralarında sokakta tek pota maç yapsalar muhtemelen polonya’daki maçlardan daha fazla seyirci çekerlerdi.
(bkz: dirk nowitzki)
(bkz: mickael pietrus)
(bkz: mehmet okur)
(bkz: luol deng)
(bkz: zydrunas ilgauskas)
(bkz: darius songaila)
(bkz: andrei kirilenko)
(bkz: marco jaric)
(bkz: darko milicic)
(bkz: aleksandar pavlovic)
(bkz: vladimir radmanovic)
(bkz: peja stojakovic)
(bkz: radoslav nesterovic)
(bkz: beno udrih)
(bkz: sasha vujacic)
(bkz: jose manuel calderon)
(bkz: sergio rodriguez)
heddodepaso
bir takıma 18 saat arayla 2 maç oynatan, organize etme özürlü organizasyon. aynı durum elendiğimiz yunanistan için de geçerli. bizle oynadıktan 24 saat sonra, çeyrek finalde fransa’yla adeta antrenman maçı yapıp üzerine de 1 gün dinlenen ispanya ile oynuyorlar yarı finalde.
heddodepaso
ispanya’nın bileğinin hakkıyla şampiyon olduğu turnuva. birkaç yıl sonra eurobasket 2009 dendiği zaman aklımıza gelecek belki de tek şey, türkiye’nin grup maçlarında fırtına gibi esip, çeyrek finalde yunanistan’a uzatmalarda yenilmesi olacaktır muhtemelen. ender arslan’ın 2.08lik fotsis’in üzerinden atmaya çalıştığı şutun kaçmasını hatırlayacağız belki de. aslında şampiyonadaki performansımızı değerlendirmenin en iyi yolu turnuva öncesi beklentileri ve sonrasında elde ettiğimiz sonucu karşılaştırmak olabilir; o yüzden 8. olmak başarısızlık gibi görünüyor. takıldığım nokta ise nedense 2001 yılında evsahibi olduğumuz turnuvada final oynamamızın ardından her turnuvaya kamuoyu tarafından favori olarak gönderilmemiz. sanırım içine düştüğümüz en büyük yanılgı, oyuncularımızı avrupa’nın ileri gelen yıldız oyuncuları olarak nitelendirmemiz. hiçkimse türkiye’nin kadrosundaki oyuncuların yeteneklerini ve potansiyelini inkar edemez ancak bunlar bizi hiçbir turnuva öncesi favori yapmaya yetecek özellikleri değil oyuncularımızın. 90lı yıllarda olduğu gibi yetenekli gard oyuncularımız maalesef şu anda yok. işin ilginç tarafıysa bu o dönemlerde de bugünkü kadar zengin uzun oyuncu rotasyonumuz yoktu. içine düşülen en büyük yanılgılardan biri de, hidayet’in sazı eline alarak tek başına 25-30 sayı atmasını ve maçı kazandırmasını beklemek; tıpkı almanya’nın nowitzki’den beklediği gibi. hidayet hiçbir zaman nowitzki gibi sadece potayı düşünen bir oyuncu olmadı; o oyunu bir oyun kurucu kadar iyi okuyabilen, bu özelliği sayesinde asist yapan, kendi pozisyonunda oynayan rakip oyunculara karşı fizik üstünlüğü kullanarak onlara savunma ve ribaund üstünlüğü kurabilen bir oyuncu. bu özellikleri ve nba’de geçirdiği yıllarda şutunu geliştirerek hücum tehditi olması koçların hücum setlerini ona göre çizmesini sağladı. ancak bütün bu vasıflarına rağmen çizilen bu hücum setlerinin hiçbirinde hidayet’in topu eline alarak tek başına birşeyler üretmesi yoktu. hidayet maçın son dakikalarında kullanılacak son birkaç topu kullanabilecek tecrübe ve yetenekte bir oyuncu, ancak navarro, lakovic, rakocevic gibi maç boyunca takımın ona sayı attırmak için üzerine oynadığı bir oyuncu değil. şimdi önümüzde 2010 dünya şampiyonası var ve ev sahibiyiz. elbette ev sahibi olarak iddialıyız ancak abd, arjantin, çin gibi takımların da katılacağı bir turnuvada eurobasket 2009’dan daha fazla madalya şansımız olduğunu sanmıyorum

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol