antibiyotik direnci

allahın bir cezasıdır adeta.yavrum sen kim oluyosun da benim yaptığım koccaman formüle direç gösteriyosun? kimsin sen? öl git işte niye beni uğraştırıyosun? fikrin yok zikrin var,nerden vursam ordan direnç kazanıyorsun.neyse ben bunlara daha fazla bi şey demicem.
(bkz: diren bakteri)

günümüz sağlık sorunlarının en azılısı, en sinsisi. insanlığın başına neler açacak kestirilemeyecek bir problem, senaryosuna bilim kurgu filmlerinde rastlanabilecek bir hikaye belki de.

basitçe anlatalım, günümüzde ilaçların üretimi fazlara dayanır. faz1'den faz4'e kadar faz vardır ve bu süreçler üretimle canlı deneklerde kullanılma aşamalarını kapsar.
yaklaşık 10 yıl alır, milyonlarca dolar harcanır.

bir gün flemming abimiz penisilini yanlışlıkla buldu ve ilk antibiyotik üretimi adam akıllı bu dönemden sonra başladı. üretim patladı, bir de dünya savaşı olunca milyonlarca ünite hazırlandı.
s. aureus'a karşı kullandık biz penisilini. sonra bu aureus direnç geliştirdi;
ilacı yıktı,
ilacı attı,
ilacı başka bir şeyle bağladı kendi çapına göre.
biz de metisilin kullandık.
bu sefer de ona direnç kazandı.
biz vankomisin kullandık.
ona da kazandı direncini.
biz dalfopristin kullandık. (yanlış hatırlamıyorsam.)
direnç kazanıyor, kazanacak. peki sonra?

araştırmaları halen süren antibiyotikler var fakat bize, biz enfeksiyon kapmadan yetişecek ki bakalım?