bir fikir beyan eden kişinin bu fikri beyan ederkenki temel kaygısı. şöyle ki; kişi eğer kendi görüşünü ya da merakını ifade eden sözler sarfettiğinde karşı tarafça bu sözleri anlaşılmıyorsa ya da yanlış anlaşılmak olarak tarif edilebilecek durum gerçekleşmişse, yani konuşan kişinin aslında ifade etmek istemediği türden şeyler, karşı tarafça o sözlere yükleniyorsa konuşmayı gerçekleştiren kişi, boşa konustuğunu ve hatta anlaşılmayan sözleri sebebiyle eskisinden daha kötü bir duruma düştüğünü farkeder ve kahrolur. toparlayamaz da bu durumu. velhasıl anlaşılmak, birileriyle konuşurken her daim hedef olgu durumundadır. daha doğrusu zaten insanoğlu, karşısındaki kendisini anlasın diye konuşur. ha bazen bu satırların sahibi demez midir ki "keşke ben de koklaşarak anlaşılabilsem konuştuğumda kim ne anlıyor ki zaten" kesinlikle der ve hatta aynı kişi anlaşılmak başlığı altına yazdığı şeyin bile anlaşılamama ihtimalini düşündükçe ne yapması gerektiğini düşünür düşünür bulamaz...
anlaşılmak
mucize gibidir hic anlasilmamis biri icin; mucizenin yaraticisina tutunursun.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?