.Cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrasının konserlerine gitmek.
.Büyük tiyatro, küçük tiyatro, şinasi sahnesi artık hangisindeki oyunlar ilginizi çekerse gidip izlemek.
.kugulu parkta kuğuları ve insanları izlemek.
.kurtuluş parkında yürümek, paten kaymayı denemek, beceremeyip düşmek.
Öğrenciyken yaptıklarımdan bazılarıydı. Şimdi yine içlerinden bazıları illaki yapılabiliyordur.
ankara da yapılabilecek şeyler
bi kugulu parkı var. gidin kuguları yemleyin dönün.
bunu, orada 13 yıl ya$amı$ biri olarak söylüyorum.
bunu, orada 13 yıl ya$amı$ biri olarak söylüyorum.
sabah anıtkabir ziyareti öğlen maç kuyruğu akşam deplasmanda da takımını desteklemek. gece havaalanına gidip marmarise dönmek.
ankaranın istanbuldan üstün bir yanını bulabilmek için kafa patlatmak.
dost kitabevinin önünde zamanına boşu boşuna harcayan ve kitaplarla ilgisi olmayan kızları kesmek için duran kişilerin yaptığı gibi yapabilirsiniz.
arabanıza atlayıp çıkıp istanbul a gitmek..
şöyle bir bakacak olursak:
> en başta kızılayımız vardır, atlar bi kafeye oturursun, şimdiye kadar gördüğüm en güzel müzikli bar veya kafelerde bira mı içiyosun ne içiyosun, yaparsın. hani az bi yere gitmedim ama kafecilik anlayışı ankarada üst düzeydedir.
> araban varsa atlar elmadağın en tepesine çıkarsın, oradan ankaranın ne anlama geldiğini ayrıntılı olarak öğrenirsin.
> yine araban varsa atlar ılgaza, kurtboğazına gidersin, 2-3 saatlik yol. git de piknik alanı gör, yeşillik, doğa gör. "bina bina bina, bina mınagoyim" diye yırtınacağınıza...
> biraz daha özele indirgersek, keçiörende bi estergon kalesi var. gece olunca ışıklarıyla gündüz olan bi şehirde, o ışıklı manzaraya karşı kavunlu nargile içmek çok güzel oluyor mesela. piyerloticilere selam olsun.
> sabahın 5inde dışarı çıkınca sessizliğin ne demek olduğunu öğrenirsin. bi de elektrik direklerinin nasıl ses çıkarttıklarını falan. kendi içinde bile bulamayacağın o sessizlikte kendini bulursun.
> bütün bunları yapıp da hâlâ "deniz yok moruk yæææææææææææææ" diyen olursa kasım ayında karanfil sokakta, o küçük heykelin yanında 5 dakika geçirmesini öneririm. bakalım kaç 5 dakika duracak? ben 15e bahse girerim. var mı arttıran?
> grinin ne kadar canlı bir olduğunu öğrenebileceğiniz başka bir yer olmadığını biliyor muydunuz? ama kime söylüyoruz?
> kar yağdığı zamanki güzelliğe değinmeden olmaz, ama anlatılmaz da. zaten yılmaz erdoğan abimiz anlatmış, bize bişey kalmamış. gelin, görün. söz biter, beyaz kalır. bir de insana yazı özleten soğuklar.
> hani şu şarkılarda müziklerde duyduğunuz tunalıda kahvaltı, kuğulu park olaylarına falan girmeye gerek bile durmuyorum. yine de bi hatırlatayım dedim.
sizin gibi gençleri deniz kenarlarında gitar çalarken görmek isteriz.
> en başta kızılayımız vardır, atlar bi kafeye oturursun, şimdiye kadar gördüğüm en güzel müzikli bar veya kafelerde bira mı içiyosun ne içiyosun, yaparsın. hani az bi yere gitmedim ama kafecilik anlayışı ankarada üst düzeydedir.
> araban varsa atlar elmadağın en tepesine çıkarsın, oradan ankaranın ne anlama geldiğini ayrıntılı olarak öğrenirsin.
> yine araban varsa atlar ılgaza, kurtboğazına gidersin, 2-3 saatlik yol. git de piknik alanı gör, yeşillik, doğa gör. "bina bina bina, bina mınagoyim" diye yırtınacağınıza...
> biraz daha özele indirgersek, keçiörende bi estergon kalesi var. gece olunca ışıklarıyla gündüz olan bi şehirde, o ışıklı manzaraya karşı kavunlu nargile içmek çok güzel oluyor mesela. piyerloticilere selam olsun.
> sabahın 5inde dışarı çıkınca sessizliğin ne demek olduğunu öğrenirsin. bi de elektrik direklerinin nasıl ses çıkarttıklarını falan. kendi içinde bile bulamayacağın o sessizlikte kendini bulursun.
> bütün bunları yapıp da hâlâ "deniz yok moruk yæææææææææææææ" diyen olursa kasım ayında karanfil sokakta, o küçük heykelin yanında 5 dakika geçirmesini öneririm. bakalım kaç 5 dakika duracak? ben 15e bahse girerim. var mı arttıran?
> grinin ne kadar canlı bir olduğunu öğrenebileceğiniz başka bir yer olmadığını biliyor muydunuz? ama kime söylüyoruz?
> kar yağdığı zamanki güzelliğe değinmeden olmaz, ama anlatılmaz da. zaten yılmaz erdoğan abimiz anlatmış, bize bişey kalmamış. gelin, görün. söz biter, beyaz kalır. bir de insana yazı özleten soğuklar.
> hani şu şarkılarda müziklerde duyduğunuz tunalıda kahvaltı, kuğulu park olaylarına falan girmeye gerek bile durmuyorum. yine de bi hatırlatayım dedim.
sizin gibi gençleri deniz kenarlarında gitar çalarken görmek isteriz.
parlayan aluminyum catilari deniz zannetmek.
(bkz: zirve)
otobüs beklerken yoldan geçen arabanın sıçrattığı çamurun pantolonunuzdan geçip bacaklarınızda nasıl hissettiğinizi yaşabilirsiniz.
dışarıda yağmur yağarken sıcacık evinde elinde kahvenle sigaranla yağmuru izleyip bunalıma girebilirsin. fonda da vegadan ankara çaldı mı, oh mis...
sudemde fasıl dinlemek.
numlocku acip sagdaki sayi tu$larini kullanmaya cali$mak, bir turlu kullanamayip delirmek. sonra sayi tu$larini tek tek sokup ate$te eritmek. erittikten sonra sut dolu bir bardagin icine dokmek, ustune nesquik ekleyip, bir guzel kari$tirip icmek.
haa ankarada internet cafede ba$kasinin kullandigi webcam onunde gayet guzel soyunulabilir de ayni zamanda..
haa ankarada internet cafede ba$kasinin kullandigi webcam onunde gayet guzel soyunulabilir de ayni zamanda..
yalnız kalınabilir.
7. cadde tikkyleriyle dalga geçmek
yağmurlu günlerde tunalıda gezmek, heleki öncesinde vega dinlediyseniz (bkz: ankara) pek bir hüzünlü olmaktadır.
atakule de yemek yemek
(bkz: basbakana kasa firlatmak)
yemek yemek, tuvalete gitmek, uyumak,yıkanmak vs.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?