anayasa mahkemesinin türban kararı

on yılda yaratılan onbeş milyon genç arasından seçilen 11 kişinin ihtiyarı..

bir hukuk skandalına dönüşen karar. ulan çözün artık şu türbanıda; ülkemin gerçek sorunlarını çözmeye başlayın dedirten karar.

türbanın siyasi bir obje olarak kullanılıp gündemde olması gereken asıl önemli meseleleri gizlemek için kullanıldığı şu günlerde, anayasa mahkemesinin bu gidişe bir dur demek için demir yumruğunu masaya vurduğu en isabetli karardır. kendi ceplerini doldurmak için her yolu deneyen iktidar partisinin, halkın saf dini duygularını sömürdüğünü açıklamasını bekleyemezdik tabi ki, onun yerine bu kararın hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı olduğu açıklamasını yapımış ve üzerlerinden kalkan ağırlığın rahatlığıyla köşelerine çekilmişlerdir. bu kişilerin, parti kapatma ve siyasi yasağın yanında ticari yasak ile de cezalandırılmaları gerekir.

türbanı mesele haline getiren siyasi islamdır. yıllar boyunca sorun olmayan bir konuyu sorun haline getiren siyasal islam, üniversitelerden başlayarak gerçek müslüman-yanlış ya da zayıf müslüman ayrımını yaratmak ve gerçek bir “mahalle baskısı” ortamı oluşturarak kendini güçlendirmek için bu stratejiyi uygulamış ve görüldüğü gibi başarıya ulaşmıştır.
başarıya ulaştığı ankara’nın görüntüsünden bellidir. türkiye’de siyasal islam, üzerine giydiği mağduriyet elbisesiyle “dini özgürce yaşamak” ile “siyasi islamın hedefleri”ni başarıyla birbirine karıştırmıştır.
hiç kimse türbanı örnek göstererek özgürlükten,insan haklarından bahsetmesin.
erkek hasta muayene etmem diyen zihniyet ile güzel sanatlarda çıplak model çizmeyen zihniyet aynı zihniyettir.
hiç kimse bana insanları dış görüntüsüyle yargılamak demesin.
bu olay o kadar da basit değil çünkü.
müslüman çoğunluk ve müslüman olmayan azınlıkların dinleri ve dinlerini yaşamaları dolayısıyla toplum hayatında “ayrıma” tabi tutulup tutulmadığı konusunu düşünenler, müslüman olmayan herhangi bir türk vatandaşının devlet memuru olamadığını, polis olamadığını, subay ya da astsubay olamadığını hatırlasınlar.

o yüzden "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz" sözü , söylenmiş en güzel sözlerden birisidir.

devlet bahçelinin açıklamasına göre; hukuki değil siyasi olan karar.

laiklik adına yapılmış bir düzenleme olarak kendinden bahsettiren,kişilerin özgür yaşam hakkını elinden alan kararlardan biri.
insanları dış görüntüsüyle yargılamak ve bazı haklarını elinden almak yerine biraz özveri gösterilse ve o insanlarında vatanı için neler yapabilecekleri görülse...

bu ülkenin demokrasi yolunda daha alması gereken çok yol olduğunu gösteren karar. insanların kişisel hak ve özgürlüklerini kısıtlayan bu karara göre koskoca devletin bir metrekarelik bir bezin sözüm ona simgeleşmesi yüzünden düzeninin değişeceği korkusuyla yaşayanların ve kendinden başkasının özgürlüğünü kısıtlayarak kendisinin özgür olduğunu düşünenlerin bir yerlerine kına yakmasına sebebiyet veren karar.
şimdi turban yasağı devam ediyorya; bu ülkedeki terör bitti, hayat pahalılığı işsizlik bir anda çözüldü, insanlar gerektiği gibi eğitim, sağlık gibi ihtiyaçları artık eşit şekilde sağlandı. oysa bir yerlerde sadece inandığı için başını kapatan ve bu ülkeye hizmet etmek için öğrenim gören birilerinin gözyaşaları akıyor ve birileri bundan büyük zevk duyuyor. kısaca buna demokrasi zaferi deniliyor.

zannediyorum bir kısım vatandaşın "nasıl olur, eşitlik, hak/hukuk" şeklinde feryat edeceği, bir kısım vatandaşın da "laik bir ülke, cumhuriyet" söylemi ile karşı atakta bulunacağı bir karar olmuştur. oysa ki ülkenin almış olduğu boktan yaşam formunu nasıl gizleyeceklerini düşünen büyükler! sadece gülümsemekle yetinecektir karara her zaman olduğu gibi.

akpnin kapatılmasını nerdeyse kesinleştirmiştir bu karar. zira başsavcının iddanamesinin önemli dayanaklarından birisidir. şimdi birileri çıkıp anayasa mahkemesinin üyelerinin isimlerini gazetelerinde yayınlayacaktır. ahanda bunlar din düşmanı diye. bu arada unutulmaması gereken birşeyde kararın tamamen hukuksal olmasıdır.zira karara göre anayasının değiştirilemez değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeleri olan 1 2 ve 4 ayrıca 148. maddeler gözetilerek alınmıştır.

muhtemelen yine onumuzdeki bir ayi sabote edecek gundem maddesi.zamlar, yolsuzluklar, irticai faaliyetler, hukumetin ba$arisizliklari bir sureligine raflara kaldirilacak, tum ana haber bultenleri bu konuyu tarti$acak, karar ile alakali acik oturumlar yapilacak, iktidar ve muhalefet partileri kendilerine uzanacak her mikrofona konu ile alakali yorumlar yapacak, muhalefet sevinecek iktidar hayiflanacak.

ama bu esnada ekmege zam, toplu ta$ima araclarinin ucretlerine yapilan zam, enflasyonun ani tirmani$i ve benzeri konular konu$ulmayacak, hatta konu$ulmak bir yana tamamen unutturulacak.

du$undum de, bu ulkede ne olursa olsun iktidarin leyhine sonuclaniyor.

"üzerine bir de akp’yi kapattın mıydı tamamdır. alsana üç tarafı denizle kaplı cehennem." denildiğini düşündüğüm karar olmuştur.

anayasa mahkemesi’nin universitede turban serbestisi ile alakali duzenlemesine getirdigi son nokta.

duzenleme iptal edilmi$tir.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/9108857.asp?gid=229&sz=91055

ozetle denmektedir ki;

“9 şubat 2008 günlü 5735 sayılı türkiye cumhuriyeti anayasası’nın bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına dair kanun’un 1. ve 2. maddeleri, anayasa’nın 2, 4. ve 148. maddeleri gözetilerek iptal edilmiştir. ayrıca yürürlüğü de durdurulmuştur.”

kisacasi artik universitelere turban ile girmek mumkun olmayacak, bugune degin turbanla universitelere giri$ yapabilen ogrenciler bugunden sonra turbanlarini yeniden cikartmak zorunda.akp’ye gore ise anayasa mahkemesi anayasa ihlali yapmi$tir.