hiç değişmez klişeleri ile türk filmlerine taş çıkarırlar.
amerikan filmleri
sonu ilk dakikasından tahmin edilebilen filmlerdir.
birbirinin tekrarı hatta bir seri olarak devam tarzında çekilen hollywood tarzı filmlerdir.pek çoğu gözterişli sahnelerle izleyiciği şaşırtmanın ötesine geçmez.zaten izleyicinin film sonrasında pekte bir şeyler kalmaz,aklında.sonunda eğlendirmenin ötesine geçmez.zaten patlamış mısırla izlenebilecek filmler yapmanın sırrı da sanırım bunlardadır.yani patlayan silahlar,bombalar,uçusan arabalar ve araba takip sahneleri vb.şeylerle izleyici oturduğu koltukta hapur hupur mısırını(ve yanında tabiiki pepsi ya da coco cola içmesi de gerekir) yemesini sağlamaktır,tüm amaç.sonrasında filmden geri kalan ağzının kenarındaki tuz parçalarıdır.yaşasın,amerika filmleri!
amerikanin gercek yuzunu gizleyerek cahil kesime biz cok gucluyuz imajini benimsetmeye calisan ve bu konuda oldukca basarili olan filmlerdir.
her felaket filminde kurtarici amerikadir, hersey orda gelisir. dunyada amerikadan baska ulke yokmus gibidir.
en çok izlenen,izleyicinin beğenisini kazanan filmlerdir.bu filmlerin türleri ne olursa olsun omazsa olmazları vardır mesela;polis araştırmaları sırasında en az bir kez bir striptiz salonuna uğramak şarttır,bütün uzaylılar amerika ya iner,silahı yeniden doldurmanız gerekiyorsa daima muhimmatınız bulunur...gibi bilindik şeyler.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?