allen iverson

0 /
seamless vision
shaq bi kere ustune dusmustu de bizim allen hemen kalkmisti.sormaz mi adam ona ulan shaq bu,insan olan kalkamaz aptal olur diye.ama yok allen bu dinlemez.asidir,yakisiklidir.uyusturucuyla zamaninda pek alakaliymis umuyorum tum iliskisini kesmistir.sabahin korunde sirf allen izlemek icin uyanmisligim vardir.ayrica all starlarda hep mvp olsun,hep mvp olsun =)
comolloggo
odamda 19 posteri bulunan nba’in haşere çocuklarındandır..nba yönetimi tarafından birçok kez uyarılmasına neden olan çok uzun şortu wardır.ayrıca maç izlemek için hip-hop kültürüne göre giysiler giydiği için çıkarılan bir yönetmelikle oyuncuların maçlara takım elbiseyle gelmeleri şart koşulmuştur.
palk şirketi wardır adı da ’cru thik’tir.kolunda ve ayağında cru thik yazmaktadır.rap sarkıları bulunan bu adamın lakabı ise jewells’tir.ludacris ile feat’leri de bulunmaktadır..
grafolog
yapılan takas sonucu denver’ın yolunu tutan ve değerinin altında bir takasta kullanılan basketçi. takımınızın en iyi oyuncusunu veriyorsanız karşı takımın en iyisini almalısınız. tabii ki denver carmelo’yu vermeyecektir o zaman siz de iverson’ı vermez onu başka bir takasta kullanırsınız.
sepulturk
denver’a gidişiyle oyun şekline biraz çeki düzen vermesi beklenmişti bu kişinin ama hala aynı tas aynı hamam. yine süper yüzdesiz atıyo, yine bencillik yapıyo. 76ers’dayken şut yüzdesinin düşük olmasını 50 top kullanmasına bağlayanların şimdi ne diyeceğini merak etmekteyim. zira kendisi maximum 20 top kullanmaktadır ve şut yüzdesi %20lerde gezmektedir.
grafolog
kariyeri boyunca maç başına 23.3 top kullanan, ve kariyerinin tamamı göz önüne alındığında şut yüzdesi %42 olan, yakın zamanda geçtiği denver’da da maç başına 20 şut ve %43’lük bir yüzdeyle hücum eden, üstüne üstlük de denver’a geldiğinden beri 8.3 asist ortalamasıyla oynayarak kariyerinin en yüksek asist ortalamasını tutturan kişi.
creepingdeath
boykins le beraber hücumda ne kadar efektif se savunmada bir okadar kötü bir ikili oluşturmuşlardır.rakip guardlar el kol sallayarak potaya girip ancak kendi beceriksizliklerinden sayı kaçırıyorlar.nasıl yapılır bilmem lakin acil önlem şart.
nick nicki nickince
allen iverson (d. 7 haziran, 1975), amerikalı basketbolcu, denver nuggets için oynuyor.

nba’de oynayan en popüler oyunculardan biridir. birçok rekoru vardır. dört kez nba sayı kralı olmuştur. kariyer sayı ortalaması 28 sayıdır. basketboldan önce amerikan futbolu oynamıstır.

iverson, 1996 nba draftı’nda birinci sıradan seçilerek nba’e dahil olmuştur. o draft nba tarihinin en iyi draftı olarak söylenmektedir. 2005 yılında orlando magic’e atmış olduğu 60 sayıyla kariyer rekorunu kırmıştır. kariyer asist rekoru 16, blok rekoru 3, top çalma rekoru 9, ribaund rekoru 11 dir. kariyerinde sadece bir kez triple double yapmıştır. la clippers’a karşı 2002’de 30 sayı, 10 ribound, 11 asistle gerçekleştirmiştir.

bazen saha dışında yaptığı olaylardan dolayı tepki almıştır. allen iverson’ın tiura adında bir kızı ve allen adında bir oğlu vardır. sports illustrated dergisini okumaktan hoşlanır. samuel l. jackson ve al pacino en sevdiği aktörlerdir. küçükken yaşadığı ev, hampton şehrinin kanalizasyon borularının tam üstündeydi. ne zaman kanalizasyon taşsa bütün pislik eve dolardı. biyolojik babası zaten hiçbir zaman ortada yoktu. annesi onu doğurduğunda henüz 15 yaşındaydı. geçim sıkıntısı içindeydiler, elektrik ve suları çoğu zaman kesikti. yiyecek bulamadıkları oluyordu. allen ezail iverson hayatının en değerli basketini o ortamdan sıçrayıp 2001 yılında amerikan profesyonel basketbol ligi nba’de mvp (en değerli oyuncu) seçilerek attı. forması abd’de en çok satılan beş formadan biri. üstelik çocukken bu sporu "yumuşak" bulduğu için basketbol oynamak istememişti. bir gün annesi ona air jordan model basketbol ayakkabıları aldı ve ağlayan çocuğunu zorla sahaya götürdü. beraber amerikan futbolu oynadığı birkaç arkadaşını gören iverson bir denemeyi kabul etti. pek çok arkadaşı basketbol sayesinde para kazanıp "ghetto"lardan kurtulmak istiyordu. en çok isteyen ise iverson’dı.

17 yaşında hapse girdi. lise yıllarında yerel bir yıldız olmuştu bile. bethel high’ın hem amerikan futbolu hem basketbol takımında oynuyordu ve iki takım da iverson sayesinde virginia eyalet şampiyonluğuna gidiyordu. tribünlerde, büyük çoğunluğunu siyah gençlerin oluşturduğu özel seyircisi bile vardı. ama bir maçta bu grup beyaz gençle kavga edince iverson’ı hapse götürecek olaylar başladı. kavga sırasında bir beyaz kızın kafasına sandalyeyle vurduğu gerekçesiyle mahkemeye çıkarıldı. 17 yaşındaydı ama yetişkinler için uygulanan prosedürle yargılandı.

iverson taraftarları, bu büyük kavgada sadece dört siyahın suçlandığını ve her şeyin, beyaz bir izleyicinin iverson’a siyahları aşağılayıcı bir ifade olan "nigger" diye bağırmasıyla başladığını iddia etti. iverson ise kavga başlayınca oradan uzaklaştığını söylüyordu: "ben bir kıza vuracak adam mıyım? bari adamın birine vurduğumu söyleselerdi!" ama iverson’ın bu kıza saldırdığını gördüğünü söyleyen pek çok tanık vardı. zaten uslu bir çocuk olarak tanınmıyordu. ve 5 yıl hapisle cezalandırıldı. cezaevinde geçirdiği dört ay iverson’ın hayatını değiştirdi. mahkumlar onu zaten tanıyorlardı ve korumalarına aldılar. annesi ve kız kardeşleri de iverson’ın arkadaşlarının korumasındaydı. o ise geleceğini düşünüyordu. ıyi bir öğrenci değildi. bu yüzden üniversitelere kabul edilmeyebilirdi. nitekim kentucky üniversitesi’nden gelen bir bursu kaçırmıştı. bu arada devreye virginia eyaletinin ilk siyah valisi doug wilder girdi, dört ay sonra iverson şartlı tahliyeyle serbest kaldı. ve siyasette ırk ayrımcılığı üzerine ülke çapında bir tartışma başladı. hırslı ve becerikli bu oyuncunun annesi, ondan yalnızca 15 yaş daha büyük. henüz reşit olmadan bir erken çocuk dünyaya getiren ann iverson, üstelik evli de değil o zaman...

yasadışı bir ilişkiden dünyaya gelen allen ezail iverson, hampton virginia’da, 7 haziran 1975’te çarpıcı bir yoksulluğun içinde doğar. onu annesi ann büyütür; babası allen’i hiç görmez. babasıyla tanışması için, 22 yaşına dek beklemesi gerekir. gerçek babasının adı allen broughton’dur ama iverson baba olarak michael freeman’ı tanır. freeman ise 1988’e kadar newport limanında işçi olarak çalışır; o yıl başından fena bir kaza geçer ve bir dizi sıkıntı başgösterir, hırsızlık türünden suçlara bulaşır ve hapse düşer. allen iverson baba olarak tanıdığı freeman’ı bir ziyaretinde, yürekler acısı halini görür; ayakkabı diye giydiği şeyden ötürü üşütmüş, kemiklerine kadar morarmıştır. allen kendi ayakkabılarını çıkarıp ona verir ve evine yalınayak döner. freeman’ın kazasından sonra, annesi ann iverson da limanda çalışmaya başlamıştır ama aileyi çevirecek parayı kazanamaz. 1991’e gelindiğinde allen’in kardeşi ieisha doğar. kızcağızın sağlığı fenadır, pek sıkıntılı bir bebeklik yaşar.


allen’in büyüdüğü, yetiştiği yoksulluk bu kertededir. çoğu günler su, elektrik yoktur; ısınmak için sokaktan bazı atıklar toplamak zorundadırlar. kendilerini, bulaşıklarını temizleyecek suyu, apartmanın bodrumundaki borulardan sızan suları eve taşıyarak elde ederler. henüz delikanlılık çağına adım atmadan önce, çoğunlukla evinde kalmamaya başlamıştır allen, uyumak için basketbol takımındaki arkadaşlarının evlerine gider, coach’larından yardım ister hatta kimi zaman spor salonunun sıralarını yatak olarak kullanır. başlarda allen basketbola pek ısınamaz. basketbolun yeterince "sert" bir spor olmadığını düşünmektedir. onun favori sporu amerikan futboludur. kendine sorarsanız, halen sporun hası, futboldur... okuldan döndüğünde, annesi ona müjdeyi verir: onu minikler takımı için basketbol kursuna yazdırmıştır. gönülsüzdür, annesi ilk gün onu zorla kursa götürür. orada fikrini çabucak değiştirir çünkü futbol takımından arkadaşlarının da aynı yerde olduğunu görmüştür çünkü... ve 9 yaşından bu yana, basketbol allen iverson’un hayatındadır. lise yıllarında (hampton’daki bethel high school) hem futbol, hem basketbol takımındadır. daha junior iken virginia aaa futbol oyuncusu kategorisine adı yazılır.

allen hapisteyken coach dahil bütün takım, yakınları ve dostları, iverson’un suçsuzluğunu, serbest bırakılmasını vurgulayan t-shirtlerle dolaşırlar. bu arada, mahkemede verdiği cevaplar nedeniyle, yakınları ona "the answer" (cevap) lakabını takarlar. bu lakabı halen başarıyla üzerinde taşıyan allen iverson, bizim liglerimizde ancak bir takımın kaydedebileceği kadar sayıyı tek başına tabelaya yazdırarak, başka bir yazıya konuk edeceğimiz kobe bryant’ın rekoruna bir gün sonra "cevap" vermiştir... hapiste olduğu sırada allen, kentucky üniversitesine kayıt yaptırma şansını da yitirir. yine hapiste iken, hep yaptığı gibi, sabah 5:30’da uyanıp, şut çalıştığı için, bugünkü çizgisine ulaştığı anlaşılıyor. fakat bu hapis serüveni çok ibret verici anılarla doludur.

çıktıktan sonra gençlere lise diploması dağıtan bir merkeze yazılır ve haftanın beş günü, günde 6 saat sue lambiot adlı bir hanımdan ders alır. sonunda diplomasına kavuşur. bu sürede annesi, coach thompson’u (georgetown üniversitesi) ziyaret etmiş ve allen’i kanatlarının altına almasını istemiştir. thompson, bir coach değil, baba figürü olarak allen’in hayatına girecek ve onun başarısına doğrudan destek olacaktır. yakınları, thompson’un başına bela olacak bu problemli çocuğu neden himaye ettiğini sorarlar. ama o aynı kanıda değildir; thompson, allen’da hatalar yapmış ama inanılmaz becerisi olan bir insan görmektedir çünkü... allen ağlayarak ailesinden ayrıldıktan sonra georgetown’u sever ve sanat okuluna gider. resme karşı doğuştan yeteneklidir ve ilk olarak, efsane michael jordan’ın resmini çizip, kapısına asar... georgetown’daki oda arkadaşı da basketbolcudur, abd çapında ün kazanmış bir savunma oyuncusudur, 26.6 ile şehrin en skorer elemanı olmuştur ve bunlar sayesinde allen iyice gaza gelir. ailesinin yoksulluğu nedeniyle de bir an önce profesyonel olmayi şiddetle istemektedir. hem annesinin sıkıntıları bir yandan büyürken, bir yandan da ona bir kız çocuk veren kız arkadaşı tawanna turner’a bakması gerekmektedir.

iverson özgürlüğüne kavuşunca georgetown üniversitesi’ne gitti. annesi, basketbol antrenörü john thompson’la konuşmuş ve oğlunun oraya kabulünü sağlamıştı. 1994 yılında girdiği üniversiteyi profesyonel olmak için 1996’da terk etti. ve philadelphia 76ers’a katıldı. ılk yılında takımın kötü performansına rağmen kalitesini gösterdi ve "yılın çaylağı" seçildi. bir sonraki sezon takımın başında larry brown vardı. genç oyuncularda kısa sürede büyük gelişme sağlamasıyla tanınan brown, sonraki sezon takıma sekiz sene sonraki ilk play-off’unu getiriyor ve nba doğu konferansı’nda yarı finale taşıyordu. iverson da en çok sayı atan oyuncu oldu.

boyu 1.83 cm, kilosu ise 74,8 kg’dir. georgetown üniversitesi’nden 1996 yılında mezun olmuştur. kendisine özel üretilen reebok marka ayakkabı giymektedir. lakabı "the answer"dır. 25 aralık 2006’da denver nuggets’a takas olmuştur.

john maynard keynes
kuskusuz ligdeki en iyi oyunculardandir,cigir acmistir.kendisi ile ilgili en sevdigim yani yurekli olmasidir,boyu standartlarin cok altinda,fizigi zayif ama o yuregi yok mu o yuregi,herkesten buyuk yapiyor onu.bir keresinde dudagi veya disi kaniyordu tam hatirlamiyorum,ve eger hakemler kanama gorselerdi onu oyundan alacaklardi,bu zat i muhterem de kimse durumu cakmasin diye bir mac boyunca kendi kanini yutmus ama neticesinde maci kazanmisti ve mactan sonra hastaneye kaldirilmisti,gecen sezonlari vucudunun muhtelif yerlerinde sakatliklarla tamamladi,yuregi haric her yeri sakat olan bu abimize saygi duymayalim da ne yapalim dostlar?

(bkz: the answer).
orqn
başarılarla dolu kariyerine bir de şampiyonluk yüzüğü ekleyebilmek için detroit pistons a gitmiş fakat orada da başarılı olamamıştır.kariyerinin son döneminde kendisinden beklenmeyecek ölçüde bir düşüş yaşamakta.
orqn
sakatlığı sebebiyle sezonu kapattığı söyleniyor.tabi biraz nba ile alakalı olanlar bu sakatlık yalanına inanmazlar.asıl sebebin iverson un ilk beş başlamaması olduğu apaçık ortada.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol