belki de genetik sorunlarla açıklayabileceğimiz, insanlık tarihinin en bilinçsel sürüncemesi kanımca.
çeyrek asır boyunca büyümeye, kendini geliştirmeye uğraş ama iki tane koca insan kalksın -ki genelde baskın taraf hep annedir sekmez- habire senin arkanı kollasın ve toplamaya çalışsın. oluyor mu ya?
bütün bunlar olurken sen yaşama karşı duruşunu düşün, -bir aşk arefesine yelken açıcam belki de- onlar da kalksınlar yepyeni icatlarla sana te almanyalardan kız bulmaya kalksınlar misal.
lan hiç sordunuz mu bana? ben evlenmek istiyo muyum, yuva kurmak benim hayat çizgimde var mı? yok. "biz böyle gördük sen de soyumuzu devam ettir"
basit bir 25 yıl özeti okudunuz. saygılar.
aile baskısı
bir nevi özgürlüğün elinden alınmasıdır.
hiç arkadaşınız olmaz mesela, aileye göre çok yanlıştır. onlar memnundurlar hallerinden, biricik kızları evde güvendedir. yaşıtlarınız heryeri gezerken, daha küçük yaşta hayata atılırken, siz markette ödemeyi bile yapamassınız, diyaloğa giremessiniz, pazarlık etmek ne haddinize. sonra yıllar geçer ’yakın bir akrabanın’ yanında işe başlarsınız. sanki istanbulun keşmekeş trafiğini bilmezlermiş gibi 5 dakika eve geç gelseniz kıyametin alası kopar. zaten yolda en az 3 defa aranmışsınızdır. eve geldiğinizde ise şu cümleler kulağınıza takılır.
+ nerdeydin, nerede kaldın, ben iş yerini aradım 40 dakikada gelemedin mi?
bunlara verilecek cevabınız yoktur artık. üzülerek anlarsınız kı siz ’aile baskısı’na maruz kalmışsınızdır. yapılacak hiçbir şey yoktur. ne arkadaşınız ne dostunuz ne de sosyal bir hayatınız vardır. baskı giderek içinizdeki baharları da yok eder ve hep şunu sorarsınız kendinize..
+ söylesene be hayat, içime nezman bahar gelecek? ne zaman kapımdan süpüreceğim bu kahrolası tutsaklığı?
ama ben üstüne basa basa söylüyorum. ben özgür tutsağım.
hiç arkadaşınız olmaz mesela, aileye göre çok yanlıştır. onlar memnundurlar hallerinden, biricik kızları evde güvendedir. yaşıtlarınız heryeri gezerken, daha küçük yaşta hayata atılırken, siz markette ödemeyi bile yapamassınız, diyaloğa giremessiniz, pazarlık etmek ne haddinize. sonra yıllar geçer ’yakın bir akrabanın’ yanında işe başlarsınız. sanki istanbulun keşmekeş trafiğini bilmezlermiş gibi 5 dakika eve geç gelseniz kıyametin alası kopar. zaten yolda en az 3 defa aranmışsınızdır. eve geldiğinizde ise şu cümleler kulağınıza takılır.
+ nerdeydin, nerede kaldın, ben iş yerini aradım 40 dakikada gelemedin mi?
bunlara verilecek cevabınız yoktur artık. üzülerek anlarsınız kı siz ’aile baskısı’na maruz kalmışsınızdır. yapılacak hiçbir şey yoktur. ne arkadaşınız ne dostunuz ne de sosyal bir hayatınız vardır. baskı giderek içinizdeki baharları da yok eder ve hep şunu sorarsınız kendinize..
+ söylesene be hayat, içime nezman bahar gelecek? ne zaman kapımdan süpüreceğim bu kahrolası tutsaklığı?
ama ben üstüne basa basa söylüyorum. ben özgür tutsağım.
ebeveynlerin turlu sebeplerle cocuklarinin uzerinde uygulamak istedikleri, sınırlari a$an otorite kurma arzusu. $unu yapma, bunu giyme, $uraya gitme, onunla goru$me vs.
bu baski daha ziyade kiz cocuklarina uygulanir ki, bu ve benzeri baskilar sebebi ile hayatlarina son veren nice evladimiz vardir bu toplumda. daha ziyade dogu bolgelerinde ya da dogu kokenli olan insanlarin ailelerinde ya$anir, ismine de "namus" denilir ne alakaysa.
benzerleri icin;
(bkz: toplum baskısı)
(bkz: mahalle baskısı)
bu baski daha ziyade kiz cocuklarina uygulanir ki, bu ve benzeri baskilar sebebi ile hayatlarina son veren nice evladimiz vardir bu toplumda. daha ziyade dogu bolgelerinde ya da dogu kokenli olan insanlarin ailelerinde ya$anir, ismine de "namus" denilir ne alakaysa.
benzerleri icin;
(bkz: toplum baskısı)
(bkz: mahalle baskısı)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?