(bkz: aile fotoğrafı)
aile
(bkz: fırıldak ailesi)
(bkz: hürriyet aile)
aile denince ilk kafamda uyanan çağrışım aile şerefidir. çok acıklı olmasına rağmen derin izler bıraktı bende.
(bkz: aile baskısı)
(bkz: aile hekimi)
(bkz: aile maaşı)
(bkz: aile reisi)
(bkz: aile doktoru)
(bkz: komik aileler )
(bkz: karisik aile)
(bkz: superstar aile)
(bkz: nargile)
(bkz: genis aile)
türkiyede fazlaca abartılan kurumdur.
(bkz: huzur)
garip bir kavram. biran gelir kapıyı çarpıp çıkar gidersiniz. fırtınaların başlangıcıdır ama aslı çok öncelere dayanır zira fırtına dinmiştir de siz kaçışa yönelmişsinizdir.
dakikalar sonra sinirinizin geçmeye başlayıpta akıl başa geldiğinde göz yaşlarınıza hükümranlıkta bulunmaya çalışırsınız fakat nafiledir. bırak der kişi kendi kendine fakat olan olmuştur. işte o zaman araya aileden bir başka kişi girerde "sakın ağlama...hiç üzülme...onların hatası..." der ve telkinlere başlar. zira çok zamandır süre gelen bir olayın ısıtılıp ısıtılıp karşında aynı kişilerin oyunculuğunda önünde cereyan etmesi -en sevdiğiniz kişiler ise hele rol yapanlar- sizi tarifi olmayan iç kapanıklarına iter.
sessizliğiniz ağlamanızla hafiften bozulur. garipsemeye başlarsınız bir anda her şeyi ama yapabilicekler kısıtlı olduğundan çaresizliğiniz içinde kaybolmuş gibi davranıp ne yaptığınızı anlamdıramadan savrulursunuz sonbaharda ki yaşamını bitirmiş olan sapsarı bir yaprak gibi. düzelir, unutulur, anı olarak kalır, daha farklı şeylere yönelirsiniz ama bir kere içiniz zehirlenmiştir ve kalıntısı çok ağırdır.
geç vaktin bir zamanında evin yolu tutulur ve baş rol oyuncuları sütliman bir şekilde oturmaktadır ve sizin yolunuzu gözlemektedirler. içer girersiniz hoş bir eda ile karşılandıktan sonra ufak sevgi gösterileri ile yerinize bir torursunuz. hala izler vardık fakat unutulma ya da yeni bir kapı aralama eşiğinde yok olmuşlukları fark edersinizde aldırışta bulunmazsınız. zira isteğiniz her zaman güleryüzlü bir aile.
dakikalar sonra sinirinizin geçmeye başlayıpta akıl başa geldiğinde göz yaşlarınıza hükümranlıkta bulunmaya çalışırsınız fakat nafiledir. bırak der kişi kendi kendine fakat olan olmuştur. işte o zaman araya aileden bir başka kişi girerde "sakın ağlama...hiç üzülme...onların hatası..." der ve telkinlere başlar. zira çok zamandır süre gelen bir olayın ısıtılıp ısıtılıp karşında aynı kişilerin oyunculuğunda önünde cereyan etmesi -en sevdiğiniz kişiler ise hele rol yapanlar- sizi tarifi olmayan iç kapanıklarına iter.
sessizliğiniz ağlamanızla hafiften bozulur. garipsemeye başlarsınız bir anda her şeyi ama yapabilicekler kısıtlı olduğundan çaresizliğiniz içinde kaybolmuş gibi davranıp ne yaptığınızı anlamdıramadan savrulursunuz sonbaharda ki yaşamını bitirmiş olan sapsarı bir yaprak gibi. düzelir, unutulur, anı olarak kalır, daha farklı şeylere yönelirsiniz ama bir kere içiniz zehirlenmiştir ve kalıntısı çok ağırdır.
geç vaktin bir zamanında evin yolu tutulur ve baş rol oyuncuları sütliman bir şekilde oturmaktadır ve sizin yolunuzu gözlemektedirler. içer girersiniz hoş bir eda ile karşılandıktan sonra ufak sevgi gösterileri ile yerinize bir torursunuz. hala izler vardık fakat unutulma ya da yeni bir kapı aralama eşiğinde yok olmuşlukları fark edersinizde aldırışta bulunmazsınız. zira isteğiniz her zaman güleryüzlü bir aile.
öyle bir şeylerdir ki; gece gece acıkan uzakta okumakta olan evlatları için bir şekilde öğrenmeleri sonucu gece saat bir buçuk suları telefonla arayıp dokuz doğurttun burda bizi yedin mi bir şeyler deyip zılgıtı yiyebilirsiniz. hatta öyle bir hal alıpki bilmem kaç vakit dinlemeyip yemek yapıp size bunu kargo ile bilem yollayabilirler. yani bu kadar sahiplenebilecek, bu kadar sizi sizden fazla düşünecek başka bir yer varsa durmayın oraya gidin dönmeyin geri. tabi birde parası bittimide de evde yicek bişiler yok diye hüsnü kuruntulara düşerler. aslında acıkan uzaktaki evlat sadece bilgisayardan başından kalkıp evde ne var ne yok diye yoklama çekmesi sonucun karnını doyurmuştur ama ne varki onlar kendilerini sıkıntıya çoktan düşürmüşlerdir. ha birde gece yarısı arayan babadan yediniz zılgıtın üstüne tatlı olaraktan abidende yersiniz oda pek bir muazzam olur. yani düşündükleri döverlerde rahat olun siz. ama her şey sizin içindir.
terkedip gitmek bize yaramadığı gibi unutup düşünmemekte onlara karşı hayırsızlığa çıkarır. iyi ki varlar!
terkedip gitmek bize yaramadığı gibi unutup düşünmemekte onlara karşı hayırsızlığa çıkarır. iyi ki varlar!
yok ettiğimiz,ya da yok edildiği için zaman zaman sevilmeyen topluluktur.aile öncelikle bir kavramdır.insanların en yakınlarının bulunduğu büyük bir dayanışma ve -günümüzde hala varsa- imece kültürünün varolduğu.sıcaktır bağışlayıcıdır.ve evet bunlar kişisel bir yorum değil aile kavramının olması gereken karşılığıdır.ama herkesin kendi ailesi=ailedir.bu yüzden bazıları tarafından sevilmemesi bazıları tarafından çok sevilmesinin nedeni budur.
resmi değildir.bu yüzden bir kurum da değildir.zaten ailelerin yok olmasında önemli bir etkendir araya her zaman bir resmiyet sokmak,sevgisizliği,oturup iki kelime konuşamamayı saygı olarak tabir etmek.
sahip çıkmak gerekir.değerlidir.en sevilen insanların varolduğu bağların hala çok derinlere kadar indiği bir sıcaklıktır.yüce değildir tapılması gereken ürkülmesi gereken bir put gibi bakılmamalıdır.budur insanların aileden soğumasının nedeni...
resmi değildir.bu yüzden bir kurum da değildir.zaten ailelerin yok olmasında önemli bir etkendir araya her zaman bir resmiyet sokmak,sevgisizliği,oturup iki kelime konuşamamayı saygı olarak tabir etmek.
sahip çıkmak gerekir.değerlidir.en sevilen insanların varolduğu bağların hala çok derinlere kadar indiği bir sıcaklıktır.yüce değildir tapılması gereken ürkülmesi gereken bir put gibi bakılmamalıdır.budur insanların aileden soğumasının nedeni...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?