31 temmuz 1923 istanbul doğumlu müzik insanı.
atlantic records´un kurucusu.
beraber çalıştığı kişi ve gruplardan bazıları:
(bkz: cream)
(bkz: led zeppelin)
(bkz: ray charles)
(bkz: the bee gees)
(bkz: yes)
(bkz: genesis)
ahmet ertegün
dünya müzik piyasasının en saygı duyulan insanlarından biri, genellikle prodüktörlüğünü üstlendiği bir çok albüm grammy almıştır.
amerika’nın en büyük büyük plak şirketlerinden biri olan atlantic records’u kuran, amerika’da türkiye’dekinden daha fazla tanınan bir insan. rolling stones’u, eric clapton’u, led zeppelin’i, cream’i, ray charles’ı ve daha sayamadığım nicelerini meşhur etmiştir..
ayrıca onunla hep karıştırılan bir diğer başarılı türk için; arif mardin
ayrıca onunla hep karıştırılan bir diğer başarılı türk için; arif mardin
ne yazik ki bugun hayata gozlerini kapatan a$mi$ insan.
iki ay önce rolling stones konserinde merdivenden düşüp kafasını vurarak komaya giren ve bugun hayatını kaybeden dev müzik adamı.
arif mardininin ölümünden sonra gelen ölümüyle müzik camiasını iyice sahipsiz bırakan insan. e napcaz biz şimdi dedirtir insana. umarım yerine bir veliaht bırakmıştır.
gün itibariyle topraga verilen büyük müzik adamı.
(bkz: rip)
(bkz: rip)
değeri türkiyede pek anlaşılamamış biriydi. arif mardinden sonra ertegünü de kaybetmek gerçekten kötü oldu.
firmayı dişçi arkadaşından aldığı 10.000 $ borçla kurmuş ve bugüne kadar gelmiş.
başaran kişilik.kendine yakışacak lâkabıyla, "çılgın türk"
ahmet ertegün, 1923 doğumlu iş adamı. atlatic records’un kurucusu olan ertegün, dünya müzik piyasasının en önemli isimleri arasında gösteriliyor.
ahmet ertegün, 1923 yılında diplomat mehmet münir ertegün ve hayrunisa rüstem’in ikinci oğulları olarak, istanbul kanatlarımın altında’da dünyaya geldi. her türlü müzik aletini çalabilen, yetenekli bir kadın olan annesi aynı zamanda iyi bir dansçıydı. isviçre, parisve ingiltere’de görevlerde bulunan babasının, ertegün 12 yaşındayken washington’a türkiye büyükelçisi olarak atanmasıyla amerika’ya taşındılar.
14 yaşındayken annesi ona cootie williams’ın enstrümantel ‘west end blues’ albümünü ve onu çalabileceği bir makina aldı. ertegün müzik çalarken kendi yazdığı sözleri mikrofona okuyordu ve abisi nasuhi ertegün (26 kasım1917– 15 nisan 1989) ile birlikte odalarında sevdikleri müzikleri dinleyerek uykuya dalıyorlardı. iki kardeş kısa zaman sonra duke ellington, lena horne ve jelly roll morton gibi sanatçılarla ile arkadaşlık kurdu.
1944’de babası vefat etti ve önce arlington ulusal mezarlığı’na (arlington national cemetery) gömüldü, 2. dünya savaşı’nın sona ermesinden sonra ise türkiye’ye getirildi. kısa süre sonra ailesi türkiye’ye dönmesine rağmen ertegün ve abisi amerika’da kaldılar. georgetown üniversitesinde okuduğu sırada aile üyelerinin teklif ettiği işleri de redderek kasetçilik işine atıldı. mezuniyetinden sonra, quality radio repair shop ( sonraki adıyla waxie maxie) adındaki aynı zamanda kaset satışı da yapan bir radyo tamir dükkanının sahibi, max silverman’la tanıştı. bir süre sonra radyo programı yapmaya başlayan silverman’ın programına, yeni sanatçılar çıkıyor ve kasetleri yayınlanıyordu. silverman’la arkadaş olan ertegün, bu sayede hem onlarla tanıştı hem de dinleyicilerin kimlerin müziklerini neden satın aldıklarını anladı.
1946’da silverman’ın desteğiyle, dişçi arkadaşı herb abramson’la birlikte, gospel müzik için jubilee ve jazz, r&b için quality etiketleriyle, kendi plak şirketlerini kurdular. satmayan birkaç kaset kaydettikten sonra silverman’ın parasal desteğini geri çekmesi üzerine, şirketin devamı için abramson, jubilee etiketini 2.500 dolara sattı. babasının arkadaşlarından hiçbirini ikna edemeyen ertegün ise en sonunda aile dişçileri dr. vahdi sabit’ten istekte bulundu. evini ipotekleyen sabitin 10.000 dolar koymasıyla pacific jazz isimli şirketten esinlenerek ismi konulan atlantic records, eylül 1947’de new york’da kurulmuş oldu. ilk olarak 21 kasım 1947’de harlemaires’in ‘the rose of the rio grande’ albümü kaydedildi. nisan 1949’da atlantic records’un ilk büyük hiti, stick mcgheenin ‘drinkin wine sop-dee-o-dee’ şarkısı oldu. 1955’de atlantic records, elvis presley’nin kontratı için albay tom parker’a 25,000 dolar teklif etti fakat kontrat rca’a satıldı.
50’lerde john coltrane, charles mingus, ornette coleman, the modern jazz quartet, ray charles, the drifters, bobby darin ve roberta flack’e, 60’larda aretha franklin ve wilson pickett’a, 70’lerde dr. john ve dire straits’e kasetler yapan ertegün, led zeppelin, john coltrane, genesis, cream, rolling stones, yes, inxs, ac/dc, otis redding, foreigner ve nicelerini üne kavuşturdu.
daha önce 3 grammy ödülü kazanmış olan ahmet ertegün, 2006 grammy ödül töreninde müzik dünyasına büyük emeği geçen kişiler için ilk kez verilmeye başlanan, onur ödülüne layık görüldü. ertegün, ödülünü alırken tek bir cümle kurdu:
bana bu imkanı tanıyan amerika’ya, ve sevgili öz vatanım türkiye’ye teşekkür ederim.
ahmet ertegün, ray charles’ı anlatan ray adlı filmde curtis armstrong, ‘beyond the sea’ adlı bobby darin’i anlatan filmde ise tayfun bademsoy tarafından canlandırıldı.
rolling stones konserinde kafasını çarpması sonrası 29 ekim 2006da hastaneye kaldırılan ertegün, 14 aralık 2006da hayatını kaybetti.
atlantic plak şirketini kurmamızın sebebi müziklerini beğendiğimiz birkaç şarkıcı ile kontrat imzalamak ve satın almak isteyeceğimiz albümlerini çıkartmaktı. açıkcası asla çok eğlenceli birşeyler yaparak para kazanabileceğimi düşünmedim. yanılmış olduğum için çok mutluyum.
ertegün aynı zamanda rock and roll hall of fame müzesinin de kurucusu ve müzenin ana salonu, ahmet ertegünün adını taşıyor.
ahmet ertegün, 1923 yılında diplomat mehmet münir ertegün ve hayrunisa rüstem’in ikinci oğulları olarak, istanbul kanatlarımın altında’da dünyaya geldi. her türlü müzik aletini çalabilen, yetenekli bir kadın olan annesi aynı zamanda iyi bir dansçıydı. isviçre, parisve ingiltere’de görevlerde bulunan babasının, ertegün 12 yaşındayken washington’a türkiye büyükelçisi olarak atanmasıyla amerika’ya taşındılar.
14 yaşındayken annesi ona cootie williams’ın enstrümantel ‘west end blues’ albümünü ve onu çalabileceği bir makina aldı. ertegün müzik çalarken kendi yazdığı sözleri mikrofona okuyordu ve abisi nasuhi ertegün (26 kasım1917– 15 nisan 1989) ile birlikte odalarında sevdikleri müzikleri dinleyerek uykuya dalıyorlardı. iki kardeş kısa zaman sonra duke ellington, lena horne ve jelly roll morton gibi sanatçılarla ile arkadaşlık kurdu.
1944’de babası vefat etti ve önce arlington ulusal mezarlığı’na (arlington national cemetery) gömüldü, 2. dünya savaşı’nın sona ermesinden sonra ise türkiye’ye getirildi. kısa süre sonra ailesi türkiye’ye dönmesine rağmen ertegün ve abisi amerika’da kaldılar. georgetown üniversitesinde okuduğu sırada aile üyelerinin teklif ettiği işleri de redderek kasetçilik işine atıldı. mezuniyetinden sonra, quality radio repair shop ( sonraki adıyla waxie maxie) adındaki aynı zamanda kaset satışı da yapan bir radyo tamir dükkanının sahibi, max silverman’la tanıştı. bir süre sonra radyo programı yapmaya başlayan silverman’ın programına, yeni sanatçılar çıkıyor ve kasetleri yayınlanıyordu. silverman’la arkadaş olan ertegün, bu sayede hem onlarla tanıştı hem de dinleyicilerin kimlerin müziklerini neden satın aldıklarını anladı.
1946’da silverman’ın desteğiyle, dişçi arkadaşı herb abramson’la birlikte, gospel müzik için jubilee ve jazz, r&b için quality etiketleriyle, kendi plak şirketlerini kurdular. satmayan birkaç kaset kaydettikten sonra silverman’ın parasal desteğini geri çekmesi üzerine, şirketin devamı için abramson, jubilee etiketini 2.500 dolara sattı. babasının arkadaşlarından hiçbirini ikna edemeyen ertegün ise en sonunda aile dişçileri dr. vahdi sabit’ten istekte bulundu. evini ipotekleyen sabitin 10.000 dolar koymasıyla pacific jazz isimli şirketten esinlenerek ismi konulan atlantic records, eylül 1947’de new york’da kurulmuş oldu. ilk olarak 21 kasım 1947’de harlemaires’in ‘the rose of the rio grande’ albümü kaydedildi. nisan 1949’da atlantic records’un ilk büyük hiti, stick mcgheenin ‘drinkin wine sop-dee-o-dee’ şarkısı oldu. 1955’de atlantic records, elvis presley’nin kontratı için albay tom parker’a 25,000 dolar teklif etti fakat kontrat rca’a satıldı.
50’lerde john coltrane, charles mingus, ornette coleman, the modern jazz quartet, ray charles, the drifters, bobby darin ve roberta flack’e, 60’larda aretha franklin ve wilson pickett’a, 70’lerde dr. john ve dire straits’e kasetler yapan ertegün, led zeppelin, john coltrane, genesis, cream, rolling stones, yes, inxs, ac/dc, otis redding, foreigner ve nicelerini üne kavuşturdu.
daha önce 3 grammy ödülü kazanmış olan ahmet ertegün, 2006 grammy ödül töreninde müzik dünyasına büyük emeği geçen kişiler için ilk kez verilmeye başlanan, onur ödülüne layık görüldü. ertegün, ödülünü alırken tek bir cümle kurdu:
bana bu imkanı tanıyan amerika’ya, ve sevgili öz vatanım türkiye’ye teşekkür ederim.
ahmet ertegün, ray charles’ı anlatan ray adlı filmde curtis armstrong, ‘beyond the sea’ adlı bobby darin’i anlatan filmde ise tayfun bademsoy tarafından canlandırıldı.
rolling stones konserinde kafasını çarpması sonrası 29 ekim 2006da hastaneye kaldırılan ertegün, 14 aralık 2006da hayatını kaybetti.
atlantic plak şirketini kurmamızın sebebi müziklerini beğendiğimiz birkaç şarkıcı ile kontrat imzalamak ve satın almak isteyeceğimiz albümlerini çıkartmaktı. açıkcası asla çok eğlenceli birşeyler yaparak para kazanabileceğimi düşünmedim. yanılmış olduğum için çok mutluyum.
ertegün aynı zamanda rock and roll hall of fame müzesinin de kurucusu ve müzenin ana salonu, ahmet ertegünün adını taşıyor.
robot süpürge
bebek maması
aptamil bebek maması
en ucuz klima fiyatları
klima fiyatları
dubai vize
sözlük scripti sütyenli atlet
şişli escort bursa escort bursa escort görükle escort türkçe seks hikayeleri izmir escort hatay escort izmir escort ankara escort
çankaya escort maltepe escort buca escort denizli escort denizli escort çiğli escort şirinevler escort çekmeköy escort
Anadolu Yakası Escort istanbul escort
şişli escort
esenyurt escort
beylikdüzü escort
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?