açıkbüfe düşünce sistemi

her insan farklı düşünce yapısına sahiptir ne kadar benzerlik gösterirse göstersin düşünceleri.sonuçta herkesin yaşadığı, gördüğü, öğrendiği ve bunlardan algıladığı farklıdır.kişiler çevreden edindikleri fikirleri akıl süzgeçlerinden geçirirler.aldıklarını harmanlayıp kendilerine özgü yeni bi fikir elde ederler.ancak ortada büyük bi masa vardır.açık büfe mantığıyla işler bu masa.kişilere açıktır.herkes kendi düşünce sistemine uygun gördüğünü almaktadır masadan.kimi zaman kendilerine aykırıdır aldıkları, kimi zamansa yakın.ancak alınan düşünce her ne olursa olsun iyi şekilde hazmedilmelidir.bunun olmaması durumunda hem bünye altüst olur hem de düşünce kirliliği diye bi problem ortaya çıkar.

(bkz: düşünce özgürlüğü)
(bkz: açık büfe düşünce)
(bkz: tüketim toplumu)

gunumuz ozgurlugunu en iyi sekilde ifade eden betimleme. ozgurluk nedir i bilmek ve tartısabilmek icin az biraz kamu hukuku ve politika bilmek gerekir aslında. kısa bir bilgi vermek gerekrise:

gunumuzu yonetim sekilllerinin ortaya cıkamsı eski yunandaki polis devletlerine dayadır. polis devletlerinde toplam 4 adet sınıf bulunur: serf yani kole, senyor yani elinde bulundurdugu kapital ile serfleri calıstırıp yoneten erk’e para saglayan sınıf, kral yani ulkeyi yoneten erk ve din adamları, kral’a bir nevi otoritesini veren ve bunu dine borclu olan sınıf.

bu yonetim sekli orta cag’a kadar devam etti, polis devletlerinde daha guclu durumda bulunan kral orta cag’a dogru geldikce kpital bagımlısı yapısı ile gucunu kaybedip bugucu senyorlere kazandırdı. bunun en temel sebebi ise kral’ın ulke yonetimi icin senyorlerden para alması idi.

orta cag’da suregelen bir dizi degisim ile kapital azaldı ve degisik politikalar dogdu. bu degisim surecinin iki onemli mihenk tası oldu: bunlardan en onemlisi yeni ticaret yollarının kesfi icin yola cıkan serfler ve haclı seferleri icin doguya giden serfler. dogal yapısı geregi en rahat harcanabilir sınıf olan serfler tum bu degisim ruzgarlarında bası cekti. kimisi ongoruldugu gibi harcandı ama kimisi gittikleri yerlerde kapital sahibi oldular. bu kapital ve yenilikci yapı serfleri senyor haline getirdi cunku senyor olmak hernekadar o gunun yapısı ile belli ritullere dayansada asıl olan para idi. iste bu suregelen yapı degismesinde gecmisin serfleri gunun senyorleri oldular.

gecmisten ders alan senyorler biliyorduki onları yoneten mutal bir erk vardı ve bu erkin en buyuk dayanagı mulkiyet kavramının olmayı idi. iste gecmisten ders alan senyorler avam halkı ozgurluk ve demokrasi yalanları ile kandırarak insan hakları ozguruk bildirgesini gunun erkelerine kabul ettirdiler.

su an icin bile buyuk bir devrim olarak gorulen bu bildirgenin mutlak tek bir amacı vardı: serf-senyor-kral yonetim seklini saglamlastırmak ve mutlak monarsiden oligarsiye gecmek. ozgurluk diye avam halka yuttrulan bu soylemler ile kapital sahipleri istediklerini aldı: yani mulkiyet hakkı. ne oy ne mualefet nede baska bir sey mulkiyet hakkının sagladıgı guc ile bas edebielcek kavramlar olmadıgı icin kapitalini saglama alan senyorler gunumuz syasi yapısını olusturdular. bu siyasi yapı sunu ongoruyordu: avamlar yani gunumuz senyorleri oy verirler ve yonetici erk cogunlugun istegi ile secilir. bu erkin eline koz vermemek icin ise mulkiyet hakkı vardır ve kapital saglam sekilde snyorlerde durur. unutlmamalıdırki kandırılması en kolay kesim avamdır ve senyorlerin gudumu ile hareket eden bir suru zaten senyorleri veya nalrın ikincil kuklalarını yonetime gecirir. zaten su anda sure gelen tum demokratik erkler bu sekilde ortaya cıkmsıtır. amerikadaki yahudi lobisi veya turkiyedeki buyuk holdinglerin yonetim ile olan sıcak iliskileri bu yuzdendir.

aslında ozgurluk diye suregelen tum bu gelisimler silsilesi bir bngi donusumun ta kendisidir. eskinin serf-senyor-kralı yerine artık: calısan kesim- buyuk holding veya lobiler ve hukumetler vardır.

bu acık gercegi gormek icin gunumuz sartlarındaki orneklere bakmak yerinde olacaktır:

orn: akbil davasından yargılanacak olan basbaknın kıwrak bir manevra ile sucun unsurları bile olusmamısken tck.312 den yargılanması ve adeta bir halk kahramnına donusmesi.

orn: dolar en dusuk seviyesini yasarken amerikan ekonmisi tarihinin en buyuk dıs borclanması altındayken ve ruysa rezervlerini euroya cevirmisken ırak savasının olması.

orn: ırak savasına cephe acmayan turkiyenin olası bir iran savası senaryoları donerken ardı ardına bombalanması ustelik bahsi gecen teroris grupların son derece tesaufi bir sekilde iran menseyli olması, aynı sekilde ikiz kulelerde bombanlmıs ve amerika halkı bush’a afganistan savası icin yuzde 95 destek vermisti, tanıdık gelmiyor mu?

tum bu olası tesadufler gosteriyorki ister savaslar olsun ister yonetimler olsun hep ekonomik veya politik lobilerin isteklerine gore olusrular.

yani tum bu gelismeler aslında ozgurluk icin degil bilakis ozgurlugun sınılarını olabildigince daraltmak icin olsumustur.

"ozgurluk seceneklerin varlıgı ile degil, bireylerin kendi seceneklerini kendilerinin yapması ile olusur"

"nerede cokluk orada bokluk" deyisini aklımıza getiren sistem.

tum sistemler gibi bu sistemde yanlsıtır da diyebiliriz...

demokrasinin halk ile akraba evliligi sonucu meydana getirdigi sakat cocugu...