6 mart 1922

seyhmerat
ulu onder mustafa kemal ataturk’un tbmm’de yaptigi avrupa yandaslarina tokat gibi inmis olan konusmasinin tarihidir,mustafa kemal’in 6 mart 1922 konusmasi aynen gunumuzdeki kosullarla ve anlatilmak istenenlerle ortusmektedir...
" efendiler ;
bir seyin zarariyla, bir seyin imhasiyla yukselen seyler bittabi’ o seyden zarara ugrayani alcaltir. hakikatten avrupa’nin butun ilerlemesine, yukselmesine ve medenilesmesine karsilik turkiye tam tersine gerilemis ve dusus vadisine yuvarlana durmustur.artik vaziyeti duzeltmek icin mutlaka avrupa’dan nasihat almak, butun isleri avrupa’nin emellerine gore yapmak, butun dersleri avrupa’dan almak gibi bir takim zihniyetler belirdi.
halbuki ;hangi istiklal vardir ki ecnebilerin nasihatleriye,ecnebilerin planlariyla yukselebilsin ?...
tarih boyle bir hadiseyi kaydetmemistir !! " mustafa kemal ataturk
seyhmerat
tam metni asagidaki gibi olan muhtesem konusma, ayrica gunumuzdeki durumu ta o gunden bize cok iyi yansitmakta ve gunumuzde avrupa birligi cigirtkanligi yapan bazi dalkavuklara daha o gunden saglam bir ayar verilmekte. tarihin nasil tekerrurden ibaret oldugunu ve tarihten neden ders alinmasi gerektigi cok iyi gostermekte.


"... hepiniz bilirsiniz ki, avrupa’nin en onemli devletleri, turkiye’nin zarariyla, turkiye’nin gerilemesiyle ortaya cikmislardir. bugun butun dunyayi etkileyen, milletimizin hayatini ve ulkemizi tehdit altinda bulunduran, en guclu gelismeler, turkiye’nin zarariyla gerceklesmistir. eger guclu bir turkiye varligini surdurseydi, denebilir ki ingiltere’nin bugunku siyaseti var olmayacakti. turkiye, viyana’dan sonra peste ve belgrat’ta yenilmeseydi, avusturya/macaristan siyasetinin sozu edilmeyecekti. fransa, italya, almanya’da, ayni kaynaktan esinlenerek hayat ve siyasetlerini gelistirmisler ve guclendirmislerdir."

"... bir seyin zarariyla, bir seyin yok olmasiyla yukselen seyler, elbette, o seylerden zarar gormus olani alcaltir. gercekten de avrupa’nin butun ilerlemesine, yukselmesine ve uygarlasmasina karsilik, turkiye gerilemis, dustukce dusmustur. turkiye’yi yok etmeye girisenler, turkiye’nin ortadan kaldirilmasinda cikar ve hayat gorenler, zararli olmaktan cikmislar, aralarinda cikarlari paylasarak, birlesmis ve ittifak etmislerdir. ve bunun sonucu olarak, bircok zekalar, duygular, fikirler, turkiye’nin yok edilmesi noktasinda yogunlastirilmistir. ve bu yogunlasma, yuzyillar gectikce olusan kusaklarda, adeta tahrip edici bir gelenek bicimine donusmustur. ve bu gelenegin, turkiye’nin hayatina ve varligina araliksiz uygulanmasi sonucunda, nihayet turkiye’yi islah etmek, turkiye’yi uygarlastirmak gibi birtakim bahanelerle, turkiye’nin ic hayatina, ic yonetimine islemis ve sizmislardir. boyle elverisli bir zemin hazirlamak guc ve kuvvetini elde etmislerdir."

"...oysa guc ve kuvvet, turkiye’de ve turkiye halkinda olan gelisme cevherine, zehirli ve yakici bir sivi katmistir. bunun etkisi altinda kalarak, milletin en cok da yoneticilerin zihinleri tamamen bozulmustur. artik durumu duzeltmek, hayat bulmak, insan olmak icin, mutlaka avrupa’dan nasihat almak, butun isleri avrupa’nin emellerine uygun yurutmek, butun dersleri avrupa’dan almak gibi birtakim zihniyetler ortaya cikti. oysa hangi istiklal vardir ki yabancilarin nasihatlariyla, yabancilarin planlariyla yukselebilsin? tarih boyle bir olay kaydetmemistir. tarihte, boyle bir olay yaratmaya kalkisanlar, zehirli sonuclarla karsilasmislardir. iste turkiye de, bu yanlis zihniyetle sakat olan bazi yoneticiler yuzunden, her saat, her gun, her yuzyil, biraz daha cok gerilemis, daha cok dusmustur."

"...bu dusus, bu alcalis, yalniz maddi seylerde olsaydi, hicbir onemi yoktu. ne yazik ki turkiye ve turk halki, ahlak bakimindan da dusuyor. durum incelenirse gorulur ki, turkiye dogu ’maneviyati’yla sona eren bir yol uzerinde bulunuyordu. dogu’yla bati’nin birlestigi yerde bulundugumuz, bati’ya yaklastigimizi zannettigimiz takdirde, asil mayamiz olan dogu ’maneviyati’indan tamamiyla soyutlaniyoruz. hic suphesizdir ki bu buyuk memleketi, bu milleti, cokuntu ve yok olma cikmazina itmekten baska, bir sonuc beklenemez (bundan)."

"... bu dususun cikis noktasi korkuyla, aczle baslamistir. turkiye’nin, turk halkinin nasilsa basina gecmis olan birtakim insanlar, galip dusmanlar karsisinda, susmaya mahkûmmus gibi, turkiye’yi âtil ve cekingen bir halde tutuyorlardi. memleketin ve milletin cikarlarinin gerektigini yapmakta korkak ve mutereddit idiler. turkiye’de fikir adamlari, adeta kendi kendilerine hakaret ediyorlardi. diyorlardi ki "biz adam degiliz ve olamayiz. kendi kendimize adam olmamiza ihtimal yoktur." bizim canimizi, tarihimizi, varligimizi bize dusman olan, dusman oldugundan hic suphe edilmeyen avrupalilara, kayitsiz sartsiz birakmak istiyorlardi. ’onlar bizi idare etsin’ diyorlardi."

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol